[33]

9.5K 611 201
                                    

☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎

Son kez sırt çantamı kontrol edip yanıma gerekli olan her şeyi alıp almadığıma baktım. Aklımda bulunan ve gerekli olacağını düşündüğüm ne varsa koymuştum, yanılmıyorsam hiçbir şeyi unutmamıştım. Gerçi kesin yola çıktıktan sonra aklıma unuttuğum bir şey gelecekti ama neyse.

Odamdan çıkıp salona geçtim. Ablamı ayakta dikilirken buldum, kitaplığın önündeydi ve bir renk sırasına göre diziyordu kitapları. Bunun ardından ne geleceğini biliyordum. Renk sırasına göre dizdiği kitapların farklı yayınevlerini görünce yine siniri bozulacak ve bu sefer de o sırayla dizecekti. Sonra da boy sırası vardı tabii. Yani sonsuz döngü gibi devam edecekti bu.

"Abla," diye mırıldandım dikkatini üzerime çekmeye çalışarak. Omzunun üzerinden bana bir bakış attı.

"Ne?"

"Seni buraya bir şey yapman için çağırmadım."

"Ama ben o yüzden geldim."

Düz bir ifadeyle ona bakmaya devam ettim, arkası bana dönük olduğu için görmese de gözlerimi devirdim. Bari yalandan da olsa özledim derdi insan.

"Birazdan gideceğim, biraz vakit geçirsek olmaz mı?" diye sordum özlem dolu sesimle. Eskisi gibi abla kardeş aktivitelerine geri dönmek istiyordum.

Çağıl elindeki kitapla duraksadığında ona doğru birkaç adım attım. Bakışları beni bulduğunda aynı özlem dolu duyguyu onun gözlerinde de gördüm. Kitabı rastgele bıraktı ve başını olumlu anlamda sallayarak koltuğa doğru ilerleyip oturdu. Ellerini dizlerine yaslarken gözleriyle yanını işaret etti. Şaşırmıştım açıkçası. Elindeki işi asla yarım bırakmazdı ama şimdi sadece bana odaklanmış gibiydi. 

"Çağrı orada dikilmeye devam mı edeceksin?" dediğinde kendime gelerek yanına geçip oturdum.

Ben de aynı onun gibi ellerimi dizlerime yasladım. Fakat benimki gerginlikten dolayı titreyen bacaklarımı engellemek nedeniyleydi. Ablamla konuşmak, ona anlatmak istiyordum. İçimdeki hislerin güzelliğini onunla paylaşmak istiyordum. Bana güç veren, benim bugün burada olmamı sağlayan biriydi Çağıl ve mutluluğumu bilmek hakkıydı.

"Dökül bakalım," dedi sakince. Arkasına yaslanarak bacak bacak üstüne atmış, elini de yanağına yaslamıştı. "Belli, anlatacak bir şeylerin var."

Bazen beni bu kadar iyi çözüyor oluşu işimi kolaylaştırıyordu.

Yan dönerek gözlerinin içine baktım. Çağıl'ın gözleri direkt gözlerimin içine odaklanmışken bir kaşı sorgularcasına kalkmıştı. Böyle yapınca ciddi olduğunu falan düşünüyorsa çokça yanılıyordu. Çünkü kendisi baya sevimliydi.

"Çağrı, hadi ablacım. Bak daha çok işim var, daha mutfakta rastgele yerleştirdiğiniz tabakları düzelteceğim. Bardakları ve tencereleri boy sırasına göre dizeceğim."

'İyi ki' diye geçirdim içimden... İyi ki ablam gibi takıntılarım yoktu.

Boğazımı temizledim. İçime derin bir nefes çekerken ciğerlerime doldurmak istediğim hava değil de cesaretti sanki. Neden bu kadar telaş ettiğimi de bilmiyordum gerçi. Ablamın vereceği tepkiyi zaten biliyordum. Beni yetiştiren oydu, bana bir insanı cinsiyetine göre değil karakterine göre sevmeyi öğreten de oydu.

"Hayatımda biri var," dedim dan diye. Konuya direkt bodoslama dalmıştım.

Kaşları hafifçe havalandı. Dudaklarında tebessüm etmekle etmemek arasında kalan ince bir çizgi belirdi. Birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra içtenlikle gülümsedi.

Kalbe Sadık || 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin