Kalbe Sadık || 𝐁𝐱𝐁

[30]

☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎

-Yekta-

Boynuma vuran sıcak nefeslerin tenimi etkisi altına almasıyla uyanmıştım.

Kollarım arasında sıkıca sarıldığım Çağrı, neredeyse üzerimde uzanıyordu. Başını boynuma gömmüş, minik bir kedi gibi sokulmuştu bana.

Dudaklarım aklımdan geçen düşünceyle zevkle kıvrılırken, gözlerim yatağın yan tarafında bulunan duvar saatine takıldı. Uyuyalı iki saat olmuştu. Benim anlayışlı sevgilim, yorgunluğumu fark etmiş gibi bana birkaç dakikalığına gözlerimi kapatmamı söylemişti, uyuyakalacağımı ikimizde biliyorduk. 

Yine de isteğini geri çevirmemiştim. Çünkü ben uyurken beni izlediğini biliyordum. Benim de yorgun zihnime karşılık kalbimi kıpır kıpır eden bu düşünceyle gözlerimi kapalı tutmak zor olmamıştı.

Bir elim sıkıca belini sararken diğer elimle yavaşça alnına dökülen saçlarını geriye tarıyordum. Yumuşacık teninde hissettiği dokunuşumla başını hafifçe oynatıp burnunu boynumda gezdirdi.

Nefesimi tuttum... Çağrı'ya dokunmak güzeldi. Fakat dokunuşlarını hissetmek tamamen farklı bir histi. Kalbimin delicesine çırpınmasına yol açıyordu ve ben bundan asla şikayetçi değildim.

Yan bir şekilde dönüp dikkatle yüzüne baktım. Minicik suratı çok tatlıydı. Gözlerim dudaklarına indi. Bunun yanlış olduğunu iş işten geçtikten sonra anlamıştım. Suratı tatlıydı tatlı olmasına ama şu an görüş açımda ki şişmiş dudaklar tatlıdan ziyade istek uyandıran bir güzellikteydi. İçimde baş gösteren büyük istek ve arzu her geçen gün artıyordu ve her geçen gün kendimi dizginlemek çok zor oluyordu.

Sertçe yutkundum. Gerilen bedenimim gönderdiği sinyalleri umursamamaya çalıştım. Çağrı bana kedi gibi sığınıp uyurken benim bunları düşünmem çok yanlıştı.

O senin sevgilin mal.

İçimdeki sesin düşüncelerime tezat haykırırcasına hatırlattığı gerçekle içim bir hoş oldu. Sevgilim. Benim sevgilimdi Çağrı. Ona özeldim ve o da bana özeldi. Onu seviyordum ve o da beni seviyordu. Benimdi Çağrı. Geleceğimde görmek istediğim insandı.

Düşüncelerim sayesinde de iyice delirdiğimde daha fazla dayanamadım ve uzanıp dudaklarına sert bir öpücük kondurdum. Uyandırmaya kıyamasam da bence böyle uyandırılmayı sevecekti. Benim yerimde olsa kesinlikle severdi.

Bir kez daha öptüm. Bir kez daha ve bir kez daha. Doyamıyordum asla. Hep en fazlasını istiyordum. Kaşları yavaşça çatıldığında dilini dudaklarında gezdirdi ve uykuyla bir şeyler mırıldandı. Gözlerimi kapatıp dişlerimi sıktım. Ben bu çocuğu yerdim.

Öpmek için yine uzandığım dudaklarına bu sefer o da öne uzattığı dudaklarıyla karşılık verdi. Duraksadım ve bekledim. Birkaç saniye öne uzattığı dudaklarıyla onu öpmemu bekledi, ardından kaşlarını çatarak kendini bana doğru kaydırdı. Dudakları çeneme temas ettiğinde çatılan kaşları düzeldi. Çenemi öpüp dudaklarıma geldi. Alt dudağımın üzerinde sıcak nefesleri varken tepkisiz kalmak çok zordu.

Merakla beni öpmesini beklerken Çağrı, dilini dudaklarıma değdirdi. Siktir... Çok iyiydi bu. Belindeki elim sıkılaştı anında. Bu onu hafifçe gülümsetirken uyumadığını anlamıştım. Demek oyun ha?

Burnumu burnuna sürtüp huylanmasını sağladım. Yüzünü buruşturdu, kafasını geri çekmek istedi ancak biraz daha yaklaştım ve burnunun ucunu ısırdım. Dudaklarından fısıltıyla 'hi' diye bir ses çıkarıp elini burnuna götürdü. Gözlerini yavaşça araladığında yüzünde hoşnutsuz bir ifade vardı. Ters ters gözlerimin içine baktı. Onun ters bakmasını da yerdim.