☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎
"Hazırsan soruyorum o zaman?" dedi Barış. Onun heyecanlı ifadesini gören Çağrı da sırıtarak başını olumlu anlamda salladı.
"Hazırım, sor."
Derin bir nefes aldı Barış. Tam dudaklarını aralayıp o soruyu soracakken Yıldız, ondan önce davranmış ve meraktan çatladığı soruyu dile getirmişti.
"Siz şimdi sevgili misiniz?" diyerek çığırdı. Yüzünde kocaman gülümsemesiyle Çağrı'ya bakıyordu.
"E ama gülüm oldu mu bu yaptığın?" Barış'ın teessüf edercesine çıkan sesiyle Yıldız, ona mahcubiyet dolu bakışlarından birini göndermişti.
"Ama bu soruyu sormak en çok benim hakkımdı!" dedi neşeyle. "Onları yakınlaştırmak için çok plan yaptım. Gerçi bana gerek kalmadı... Onlar kendi aralarındaki çekime dayanamadılar zaten." Son cümlesini Çağrı'ya bakıp imayla kurmuştu.
Çağrı, alt dudağını ısırıp gülüşünü engellemeye çalıştı. Midesindeki küçük küçük kıvranmalar onu fazlasıyla heyecanlandırsa da sakin görünmek için çabalıyordu. Yekta'nın yanından dün ayrılmış, kendi evine geçmişti. Barış, arkadaşının değişen ruh haliyle bir şeyler olduğunu anlamış ve Yıldız'ı aramıştı. Meraktan çatlayan Yıldız da bugün için bir görüşme ayarlamıştı. Çağrı, hâlâ evden nasıl çıktığını ve buraya geldiğini doğru düzgün hatırlamıyordu. Aklı zaten Yekta'yla doluyken bir de Barış'ın acelesi sonucu kendini burada bulmuştu.
"Peki, öyle olsun gülüm..." Barış'ın gülüm diye hitap etmesiyle yapmacık bir şekilde gülümsedi Yıldız. Barış'ın kendisine karşı hisleri olduğunu biliyor ve elinden geldiğince uzak durmaya çalışıyordu.
"Çağrı!" dedi aniden Yıldız. "Soruma cevap vermedin. Sevgili oldunuz değil mi?" Heyecanla parlayan gözlere bakarken yutkunmuştu Çağrı. Utanıyordu ancak arkadaşlarının beklenti dolu bakışlarına bakılırsa kimse onun utangaçlığını umursamıyordu.
Gözlerini kucağındaki ellerine indirdi Çağrı. Birbirine geçirdiği parmaklarıyla oynarken başını ağır ağır aşağı yukarı salladı. Sadece bir saniye sonra kulaklarını dolduran çığlıklarla gözlerini kapatmıştı. Yıldız'ın neşeli sesine Barış'ın 'vay be' nidaları karışmıştı. Parkın ortasında çimenlere oturup ağacın gövdesine yaslandıkları için insanların bakışları da onların üzerindeydi. Bu Çağrı'yı daha da fazla utandırırken burada buluşmanın iyi bir fikir olmadığını şimdi anlıyordu.
"Sonunda!" İkisinden aynı anda yükselen bu kelimeyle kafasını kaldırıp şaşkınlıkla onlara baktı Çağrı. İkisi de birbirine dönüp yumruk yaptıkları ellerini tokuşturdu. Bu kadar sevineceklerini beklemiyordu Çağrı.
"Ay çok güzelsiniz ya! Sonunda yakıştırdığım iki insan sevgili oldu."
"Biz de yakışıyoruz bence." Barış'ın araya sıkıştırdığı cümleyle Yıldız'ın bakışları Çağrı'yı bulmuştu. Tam şu an sırasıydı işte, söylemeliydi.
Çağrı, Yıldız'ın bakışlarından aklından geçenleri anlamış, kaşlarını hayır anlamında kaldırmıştı. Barış'a bunu söyleyecekse bile alıştıra alıştıra söylemesi gerekirdi. Ve burada bu şekilde doğru olmazdı.
Yıldız, gözleriyle arkadaşını sessizce onayladığında tekrardan yüzünü büyük bir gülümseme kapladı. Şimdi sıra bir diğer merak ettiği sorudaydı.
"İlk kim söyledi?" diye sordu merakla.
"Neyi?" diyerek karşılık verdi anlamayarak Çağrı.
"Ay neyi olacak işte itirafı kim yaptı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbe Sadık || 𝐁𝐱𝐁
Novela JuvenilAynı kadın tarafından aldatılan iki erkek. Kırgınlıkları, öfkeleri ve güven problemleri vardı. Belki de bu iki genç yaralarını sarmak için birbirlerine ihtiyaç duyuyordu... Kim bilir?