It's the beginning of the end

524 23 30
                                    

Zaman birbiri ardına akan saniyelerden ibaretti. Ne olduğunun farkına dahi varmadan ayak uydurup yaşar geçerdim hayatımı. 

Ama bazenleri, anlamlandıramadığım o hislerin etkisinden kurtulamazdım sanki. Bir şeyler eksikmiş gibi geliyordu sürekli, ne yaparsam yapayım zihnimdeki o tamamlanamamışlık hissi beni bırakmıyordu. 

- Sasukeee öğlen yemeğini nerede yiyeceksin? 

Omzumu tutan kollar cevap vermem için bir süre sağa sola salladı beni. Sabahın ayazına rağmen enerjisi yüksek arkadaşım Naruto beni hiç şaşırtmıyordu. 

- Naruto ile yeni açılmış dükkana gideceğiz, gelecek misin Sasuke-kun? 

Omzumdaki ellerin kaba sallayışı aksine sırtımı hafifçe dürttüğünde derin bir iç çektim, benim uykum varken nasıl bu kadar enerjikti bu ikisi?

Alışmıştım gerçi bu yorulmak bilmez hallerine, çocukluk arkadaşlarımdı nasıl olsa. Aynı mahallede oturmasak bile aynı parka gittiğimiz bir gün tanışmıştık ve bir daha da peşimi bırakmamışlardı. 

Aynı anaokulu, aynı ilkokul, aynı ortaokul, aynı lise.. Neyse çok şikayetçi değildim zaten. 

- Sasukeeee cevap ver bak Sakura-chan soruyor! 

Kulağımın dibinde susmayan sesi ile sabah sabah gerçekten çok sinir bozucuydu şu aptal. Gözlerindeki hafif bulutlanmayı gördüğümde daha da sinirim bozuldu ve kafamı çevirdim. 

Yılların en yakın arkadaşları olsak bile "arkadaş" olarak kalan tek kişi ben olmuştum ne yazık ki. Naruto Sakura'dan hoşlanıyordu, Sakura'nın ise beni sevdiğini fark etmiştim. Gruptaki herkes diğerinin aşkını bilmiyormuş gibi yapıp arkadaşlık rolüne bürünürken tek sahici olan bendim. 

İkisi de benim gözümde en yakın arkadaşlarımdı. 

Sakura'nın istekle bakan gözlerine karşın umursamaz bir tavırla konuştum. 

 - Karin ile bir yerlere gideriz muhtemelen. 

Karin, benim sevgilim. Üst sınıflardan biriydi ama bana açıldığında reddetmek için bir sebebim yoktu. Fazla heyecanı olmayan bir ilişki vardı aramızda ama bunun önemli olduğunu düşünmüyordum. 

Naruto'nun uzaktan akrabalarından biriydi, sempatikti ve güzeldi. Kıskanınca kötü oluyordu gerçi ama neyse. 

- Anladım. 

Sakura'nın yüzü düştüğünde Naruto hızla onun yanına geçti. Beni karıştırmayıp birbirlerine aşık olsalardı ikisiyle uğraşmaktan çok zevk alırdım muhtemelen. Şuansa sadece bir baş ağrısıydı. 

Yavaşça kalabalıklaşan etrafımıza baktım, okula yaklaştıkça yollardaki öğrenci sayısı artıyordu. Normalde kim olduklarını öğrenmekle uğraşmazdım ama çevresi geniş Naruto sayesinde hepsi tanıdık simalardı. 

Hemen önümüzde Shikamaru, Choji, İno ve Temari beraber yürüyorlardı. Shikamaru'nun üst sınıflardan Temari ile sevgili olduğunu duymuştum ama kendi gözlerimle ilk kez görüyordum. 

Biraz daha ileride Neji, Lee ve Tenten üçlüsü vardı, üst sınıf öğrencileriydi. 

Her zamanki gibiydi okul yolu. Her zamanki gibi olacaktı bugün de okul. Okuldan sonrası da. Sabah, öğlen, akşam her zamanki gibiydi işte. 

O halde neden bir şeyler eksik gibi hissettiriyordu? 

Cidden içimdeki bu hissi anlamlandıramıyordum. Yakın arkadaşlarım vardı, sevgilim vardı, bazen sert olsalar da iyi bir aileye sahiptim ve akademik notlarım mükemmeldi. 

Belki de sadece belamı arıyordum. 

İşte tam o anda bir ses duydum. Bir bağırışık gibiydi ama titrekti, çekingendi. Yine de kulağımı delip geçmişti. 

- Sasuke-kun! 

İstemsizce sesin geldiği yöne döndü bakışlarım, gördüğüm kişiyle kaşlarım havalandı. 

Bir kez bile sohbet etmediğim Hyuga Hinata neden bana doğru koşuyordu? 

Şokla yere çivilenmiş gibi durdum, arkadaşlarım da benden farksız bir şekilde koşan kızı izliyorlardı. Karşı yoldan buraya kadar koştu, koştu ve nefes nefese yanıma vardı. 

- Bi-biraz konuşabilir miyiz Sasuke-kun? 

Sasuke-kun? Bana soyadımla hitap etmesi gerekmez miydi bu kızın? Durum gittikçe absürtleşiyordu. Naruto ve Sakura aramızda bir alaka ararcasına bir ona bir bana bakarken ne diyeceğini merak ettim ve kabul ettim. 

- Siz ikiniz önden gidin. 

Şok içinde olan ikili isteksiz isteksiz yanımızdan ayrıldı bense önümdeki kıza bakıyordum.

Tek garip olan şeyin bana ismimle hitap etmesi olmadığını fark etmiştim. 

Hyuga Hinata, bizimle yaşıttı. Yakından tanıdığım biri değildi ama okuldaki ününe alışıktım. Oldukça kavgacıydı, ağzından küfür eksik olmazdı ve okul kurallarına asla uymazdı. Kuzeni olmasına rağmen üst sınıflardan Neji ile araları açıktı, laf atışmaları dışında birbirlerine tek kelime ettiklerini görmemiştim. 

Kravat takmaz, gömleğinin ilk iki-üç düğmesini açık bırakırdı. Fileli diz altı çorapları ve bileklerine taktığı dikenli bileziklerini okuldan kaç kez uyarı almasına rağmen takmaktan vazgeçmemişti. 

Evet, benim tanıdığım Hyuga Hinata kesinlikle buydu. O yüzden şuan saçlarını güzelce taramış, kravat bağlamış, klasik çoraplar giymiş ve bileklerini boş bırakmış halini görmek şok ediciydi. Neye tanıklık ediyordum ben böyle? 

- Sasuke-kun. 

Şaşkınlıkla onu izlerken sağa sola baktı hafifçe, birilerinin olduğunu fark ettiğinde ise bir adım daha yaklaştı ve fısıldarcasına konuştu. 

- Senin rinnegan'ın yüzünden geldik buraya değil mi Sasuke-kun? 

Benim ri- ne? 

................................................................................................................................................................









Merhabalarr. 

Bir çılgınlık yapıp bir şeyler yayınladım xjskdksksksk okuyan olur mu merak ediyorum.

Yazılmamış Hikayemiz - SasuhinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin