- Oha bu göl çok güzel!
Adeta ormanı iki yakaya bölmüş olan büyük göle takıldı gözlerim. Berrak suyu gökyüzünün bütün maviliğini üzerine almıştı, dört bir yanını çevreleyen ağaçların tepelerindeki kuşların ve taşlık kısımlarındaki kurbağaların düeti insanın içini huzur dolduruyordu.
Etrafımızdakiler hayran hayran bakıyordu, bazıları heyecanla çevresinde koşuşturmaya başlamıştı bile.
- Şuraya geçelim, Sasuke-kun.
Hinata'nın işaret ettiği yere döndüm, gölün düz ve uzun bir kıyısıydı. Böylesine büyük bir alan kesinlikle sadece bize kalmazdı, sağımıza solumuza birçok kişinin oturacağına emindim. Doğanın şarkısını değil insanların gürültüsünü dinleyeceğimiz anlamına geliyordu bu.
- İki-üç kişiye yetecek bir alan bulabiliriz bence, şu küçük köşe mesela?
- Öyle demesek mi ileride ne olacağını kim bilebilir sonuçta? Garanti olsun uzun kıyıya oturalım biz, hadi Sasuke-kun hadi!
- ...Hinata önümüzdeki süreçte bölünmeyi falan mı planlıyorsun? Ayrıca beni oraya doğru ittirmeye çalıştığını fark etmemem mi gerekiyordu acaba?
- Fazla inatçı değil misin sanki Sasuke-kun?
- Ben inatçı değilim, sen ikna etmekte çok başarısızsın.
- Tamam oraya geçelim ben seni ikna edeceğim.
-...
-Olmadı mı?
Başımı salladığımda iç çekti. Bir süre kararsızlıkla bana baktı sonrasında ise konuşmaya başladı.
- Anlatmadan olmayacak sanırım.
- Kesinlikle.
- Sizden herhangi bir hareket gelmediği için Sakura ile ben bir plan yaptık. Ben seni geniş bir yere oturturken o da Naruto'yu buraya sürükleyecekti ve sizi barıştıracaktık işte.
- ...Bu saçma fikri ortaya atan Sakura'ydı değil mi?
Ah tabi, hiç şaşırmamıştım. Naruto'yla ettiğimiz başka bir kavgada ikimizi spor salonuna kitleyip gittiğini bile hatırlıyordum, her şeyi beklerdim bu kızdan.
- Aslında bendim, Sasuke-kun.
- Ne?
Şokla ona bakakaldığımda biraz duraksasa da omuz silkti yavaşça.
- Elbet bir şekilde barışacağınızı düşünüyorsun Sasuke-kun, konuşmalarımızı düşündüğümde bunu fark ettim. Ama kendin adım bile atmazken nasıl olacak bu iş? Bir işaret mi bekliyorsun anlamıyorum.
- Özür dilememi mi söylüyorsun?
- Özür olmak zorunda değil, sadece yanında olsan yeter. Sürekli uzaklaşıp durursanız aranızda bir uçurum oluşur ve bir süre sonra bu uçurumu aşamazsınız, Sasuke-kun.
Derin bir iç çektim, içten içe ben de farkındaydım bunun ama bir tarafım ısrarla bu gerçekten kaçınıyordu. Hinata bunu fark etmişçesine tam olarak yüzüme vurmuştu ve bana kabul etmekten başka bir çare bırakmamıştı. Sıkıntılı bir nefesle sadece uzun kıyıya oturdum ve kızların bizi barıştırmasına izin verdim.
- Bazen gerçekten bir abla gibi hissettiriyorsun Hinata, bunu sana söylemiş miydim?
Oturmamın verdiği mutlulukla gülümsemiş ve yanımdaki yerini almıştı. Sözlerim ise onu biraz şaşırtmış gibi görünüyordu.
- Doğum tarihini tam bilmiyorum ama aynı yılda doğduğumuza eminim, en fazla ay olarak büyüğümdür senden.
- Ama kavga eden küçük kardeşlerini barıştırmaya çalışıyor gibisin. Bir an beni azarlayacağını düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmamış Hikayemiz - Sasuhina
FantasyKendi sıradanlığında boğulup giden bir lise öğrencisiydim ben. - Senin rinnegan'ın yüzünden geldik buraya değil mi Sasuke-kun? O kız ise tek sözüyle sıradan hayatımı darmaduman etmişti. Kapak fotoğrafı pinterestten rastgele bulunmuştur, kita...