Maybe we're perfect strangers

140 13 14
                                    

Sasuke-kun, dedi Hinata yavaşça. Düşünceli sesinde şaşırmış gibi bir tınıya sahipti.

- Ne kadar düşünürsem düşüneyim bir gün seninle çocuk parkına geleceğim aklıma gelmezdi.

Ilık rüzgar sonbaharın dökülmüş sarı yapraklarını bize doğru savurduğunda parkta oyalandı bakışlarım, o ise bana bakıyordu.

Çocukları sevmediğim gibi çocuk parklarını da sevmezdim aslında. Anne, babasının sevgisine muhtaç olan ve her şeyi iyiye yorup gülen çocukların neşeli sesleri fazla katlanılmaz hissettiriyordu. Haftasonları bu parkın yanından dahi geçmezdim. Fakat şuan, bütün o sinir bozucu veletler okuldaydı ve sadece yaprakların hışırtısının duyulduğu bu park çok huzurluydu.

- Sakura'nın beni götürdüğü şu kafelere gideriz diye düşünüyordum.

Kafelerden de hoşlanmazdım. Fazla kalabalık olurlardı ve bu kalabalıktan istenmeyen şeyler eksik olmazdı. Hatırlamak istemeyeceğim tanışıklıklarım, akraba çocukları, polis merkezinden simalar... Beni az çok tanıyan çok kişi vardı etrafta ve çoğunlukla yüzünü bir iki kez anca gördüğüm kişiler yanıma gelip muhabbet açmaya çalışırlardı. İlk adını dahi hatırlamadığım birine ne söylemem gerekiyordu?

Gereksiz sohbetlerin anlamı yoktu. Naruto ve Sakura beni sürüklemediyse kafelerle işim olmazdı, Karin de biraz çabadan sonra bundan vazgeçmişti.

- Çocuk olmayan parkları tercih ederim. Ayrıca sen Sakura ile bir kafeye mi gittin?

- Başta şüpheli görüyordu beni aslında, sırama gelip değişimim hakkında bir şeyler soruyordu. Sonra muhabbetimiz ilerleyiverdi ve bir baktım ki beraber alışverişe gitmişiz.

Kıkırdadı hafiften, hoşuna gitmiş gibiydi. Gözleri ilerilerdeki bir noktaya sabitlendi ve yavaşça konuştu.

- Konoha'dayken takımımda kız yoktu ve görevlerin sıklığı yüzünden diğer takımdakilerle de fazla zaman geçiremiyordum. Arkadaştık tabiki ama birbirimizi gördüğümüzde selamlaşmaktan fazlası değildi, olamıyordu. Sanırım Sakura ile ilk kez bu kadar yakınız.

Sakura arkadaşçıl birisiydi zaten, samimi yapısı ile herkesi kendine çekebilirdi. Kendini garantiye almak için belalı olduğuna kanaat getirdiği kişiler hariç her öğrenci ile sohbeti vardı okulda. Ki bu bahsettiğim kişilerin başında da Hyuga'lar, Neji ve Hinata geliyordu.

- Dikenli bilekliğimi denemek istedi geçenlerde. Belki de tarzını değiştirmek ister, ne dersin?

- Sakurayla iyi anlaşıyorsunuz, belli. Peki Naruto?

Konuyu değiştirmemle donakaldı. Yüzünün kızarmasına aldırmadan kum havuzuna uzandım, bacaklarım dışarı taşmıştı gerçi.

- O-o nereden çıktı şimdi?

- Bugün anlatacağından bahsetmemiş miydin?

- Anlatacağım şey bu değildi! Konoha'daki yaşantımdan bahsedecektim!

- Şu "Konoha" da Naruto ile sevgili olduğuna eminim.

- Y-yok öyle bir şey!

Hızlıca yüzüme bağırırken şokla ona baktım. Kıpkırmızı bir suratla bu dediğine inanacağımı mı sanıyordu? Alayla güldüğümde utanmış yüzü sinir olmuş bir hale döndü. Bana kızmış gibiydi sanki ama yüzü yumuşadı ve hüzünlendi biraz sanki.

- Düşündüğün gibi değil, Sasuke-kun. Ben sadece... sadece ben.

Mıknatıslar metalleri, bense galiba platonikleri çekiyordum. Naruto ve Sakura yetmezmiş gibi bir de Hinata. Ah gerçekten.

Yazılmamış Hikayemiz - SasuhinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin