Serin rüzgar yüzüme yüzüme çarpıyordu her bir adımda.
- Hinata! Karin! Neredesiniz?!
Sesim öylece ormanın içinde kaybolurken biraz durdum ve soluklanma ihtiyacı hissettim kendi kendime.
Dakikalardır koşuyordum ve kaybolduklarını öğrendiğim an aklıma gelen yere gelmiştim bile.
Göle.
Uzun ve görkemli gölün sol yakasındaydım şimdi ve kızları arıyordum.
- Hinata! Karin! Beni duyuyor musunuz?
Bağırışıma karşılık aldığım tek cevap rüzgarın uğultusuydu. Karanlığın çöktüğü ormana baktım bir daha ve bir daha, umutlarım bir bir sönerken bir daha.
Buralarda bir yerlerde olmalılardı, olmaları gerekirdi!
Derin bir nefes çektim içime ve sakin tutmaya çalıştım zihnimi. Buraya gelmeye karar verdiğim andaki düşüncelerimi hatırlattım kendime. Neden burası olduğunu, neden burada olmaları gerektiği kanısına vardığımı..hatırlayarak zihnimi doğru kararı verdiğime ikna olmaya zorladım.
O halde neden hala onları bulamamıştım?
Buraya koşarken de kendimden zerre kadar şüphe duymamıştım ama eğer bir şekilde yanlış düşünmüşsem ve kızlar burada değilse... hayatımın hatasını yapardım. Felaket olurdu bu, felaketten farksız olurdu...
- Beni duyan var mı!?
Bir kez daha herhangi bir karşılık duyulmadığında kendimi tutamadım ve toprağı tekmeledim öylece, sinirle bir nefes verdim.
Gerçekten.. yanılmış mıydım yani?
Ben..? Uchiha Sasuke?
İhtimal veremiyordum ama gerçekten...
- Neredesiniz?!
Ya sadece burada zaman kaybediyorsam?
- Sesimi duyuyor musunuz?!
Ya kızlar bambaşka bir yerdelerse ve... ya baygınlarsa?
Gecenin köründe, ormanın ortasında bir yerde bayılmışlarsa ve ya ben onları bulamazsam?
- Sesimi duyan var mı?! Hinata! Karin!
Her geçen saniye aklımda farklı bir olumsuz düşünce beliriyor, birbirinden berbat gelecekler çiziliyordu ve sanırım ben zihnimi daha fazla kandıramıyordum.
Yanlış düşünmüştüm işte, yanlışın dibine vurmuştum ve şu karanlıkta, şu ağaçların arasında ben ve böceklerden başka kimse yoktu.
- Hey!
Sesim bir kez daha sıyrıldı gitti uzaklara ağaçların arasından, bir kez daha bir yere varamadı. Kızların isimleri haykırmaya devam eden seslenişlerim ise yavaş yavaş serzenişlere bırakıyordu yerlerini.
- Saçma salak bir dağın tekinde niye kamp yapıyoruz ki biz zaten? Şuan evimizde oturup uzanabilirdik ya. Börtü böcek yerine yastıklar arasında uyuyabilirdik. Gecenin köründe yürüyüş ise zaten apayrı bir konu, hocalar müdüre uykuluyken onaylattı herhalde ya da- Off Hinata!
Düşündükçe saçma geliyordu burada oluşum, hayır ben böyle gezmeyi seven bir insan da değildim. Evimde bir köşeye kurulup sakince kitap okumak olurdu tercihim, ne kendimi yormak ne de kendime şuanki gibi bir zorluk çıkarmak istemezdim.
Ben neden gelmiştim ki buraya gerçekten?
- Kampa geleceksin değil mi Sasuke-kun? Balık tutacağız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmamış Hikayemiz - Sasuhina
FantasyKendi sıradanlığında boğulup giden bir lise öğrencisiydim ben. - Senin rinnegan'ın yüzünden geldik buraya değil mi Sasuke-kun? O kız ise tek sözüyle sıradan hayatımı darmaduman etmişti. Kapak fotoğrafı pinterestten rastgele bulunmuştur, kita...