Kendi hayatım adına konuşacak olursam, şuan gerçekten ilginç bir an yaşanıyordu.
- Tuzluğu uzatır mısın Haruno-chan?
- Al Suigetsu-san, ayrıca "chan" eklemezsen sevinirim.
Ben, Karin, Suigetsu, Naruto, Sakura, Hinata, Kiba ve Shino okul çıkışında topluca restoranta oturmuş yemek yiyorduk. Bu insanları yan yana oturtabilecek yegane şey üniversite sınavları iken nasıl bu noktaya varmıştık anlaması güçtü.
Kiba öne eğilip hızlı hareketlerle Naruto'nun önündeki eti kaptığında Naruto dayanamayarak sinirle haykırdı.
- Çek şu çubuklarını benim etlerimden!
Kiba alayla gülerek kaptığı eti kucağındaki köpeğin ağzına tuttuğunda köpek de alay edercesine ses çıkararak eti yemeye başladı.
Unutmuşum, köpek de bizimleydi. Gerçekten de okul çıkışı Kiba'yı almaya gelen köpek bizimle restoranta da girmişti. Artık bazı şeylerde mantık aramıyordum.
- Senin değil Akamaru'nun yiyeceği onlar bir kere. Değil mi Akamaru?
- Hav hav!
- Yemeğine dadanmayacakmışsın, öyle diyor.
Naruto her zamanki alışkanlığı ile gözlerini kapatıp ona kadar saymaya başlamıştı, Kiba'nın üzerine atlamamak için.
Her zamanki tavırlarından ödün vermeyen Naruto ve Kiba ikilisi dışında ise restorantta görünmez bir gerginlik vardı. Kısa diyaloglar haricinde kimse birbirine bulaşmıyor, yemeğine bakıyordu.
Bunun nedeni şüphesiz birbirlerinden alakasız olmalarıydı. Dediğim gibi, göz açıp kapatıncaya kadar kendimizi hep beraber bu lokantada bulmuştuk.
Her şey Karin'in spor salonunda benle buluşması ile olmuştu. Öğlene kadar beraber takılmıştık, öğlen yemeğini de beraber yemiştik. Sonrasında ise arkadaş grubumdaki Hinata ve çetesini fark etmişti ve beni sorguya çekmişti. O sorguya çekerken kulak misafiri olan Kiba kendince bir şeyler yorumlayarak kavga çıkaracak gibi olmuştu, o sırada sınıfıma gelen Suigetsu da olaya balıklama daldı.
Ya meydan muharebesi olacaktı ya da topluca yemek yenecekti. Yemek üstün geldi. Ve şuan buradayız.
- Sadece bir hafta yoktum ve tarzını baya değiştirmişsin, Hyuga-san. Bu şaşırtıcı.
Karin Hinata'ya doğru konuştuğunda iç çekmemek için kendimi zor tuttum. Kendimi aşırı zeki biri olarak tanımlamazdım zaten ama onun varlığını planlarım için nasıl unutabilmiştim?
Naruto ve Sakura'ya karşı Hinata'nın benden hoşlandığı bahanesini kullanmıştım ama Karin'in bunu duyması bir çuval inciri berbat edebilirdi. Daha farklı, abes kaçmayacak bir şey düşünmem lazımdı.
- Hadi ama Karin-san, bu geçen haftanın konusuydu. Geç kaldın.
Sakura bilerek gıcık bir şekilde konuştuğunda Karin de aynı şekilde ona sırıttı. Sakura ve Karin'in ilişkisi fazla garipti, birbirlerini sinir etmeye yönelik olurdu konuşmaları. Ama bu konuşmaları dinlerken amaçlarının kavga olduğunu düşünmezdiniz, abla kardeş atışması tadındaydı.
Sakura benden hoşlansa bile suçladığı birisi yoktu, bunun farkındaydım. Hislerinin akışına kapılırdı bazen ve biraz kırıcı konuşurdu ama bu zamanların haricinde Karin'e ya da benden hoşlandığını sandığı Hinata'ya karşı samimiydi. Beraber büyümüş sayılırdık; her huyunu bildiğim bu kızın kıskanç duygularla etrafa saldırmadığını, onları kişilikleriyle tanıyıp benimsediğini biliyordum. Hinata ile iyi anlaşmalarının sebebi de buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmamış Hikayemiz - Sasuhina
FantasyKendi sıradanlığında boğulup giden bir lise öğrencisiydim ben. - Senin rinnegan'ın yüzünden geldik buraya değil mi Sasuke-kun? O kız ise tek sözüyle sıradan hayatımı darmaduman etmişti. Kapak fotoğrafı pinterestten rastgele bulunmuştur, kita...