Yazılmamış Hikayemiz - Sasuhina

Head in the clouds but my gravity centered

Ah gerçekten, ben nerede hata yapmıştım böyle? 

-Sasuke, bak Hyuga Hinata'nın neden yanımızda olduğunu anlayabiliyorum, tamam. Ama bunlar..! 

 Planladığım gibi Hinata artık bizimleydi, bizle takılacaktı. Herhangi bir sorun da yoktu bunda, Naruto da Sakura'yı ikna etmiş ve okul yolunda üçümüz onla buluşmuş öyle okula girmiştik. Garipseyen bakışlar vardı etrafta ama yanımıza gelmeyecekleri için rahattım. 

İki dakika öncesine kadar. 

Yemek molasında kızın sağına ve soluna gardiyan misali dikilmiş bu ikisi gelesiye kadar her şey tıkırında ilerliyordu. 

Kim oldukları hakkında bir fikrim yoktu. Şuana dek dikkat etmediğim için hatırlamayışım çok normaldi ama düşününce onlar her zaman Hinata'nın etrafındaydı. Hinata'nın karıştığı herhangi bir olayda, kavgada muhakkak onlar da yer alıyordu. Uzaktan izleyip kendi işine bakan biri olarak onları tanımamam normaldi. 

- Hinata, bunlar kim? 

Tanımadığım ikiliden birinin bakışları aniden bana döndü. Ah cidden. Bir tanesi kafasında kapüşonu geçirmişti ve binanın içinde güneş gözlüğü takıyordu. Diğeri ise yüzünü kabile reisleri gibi boyamıştı resmen. Kabile reisi olan sert sert bana baktı ve hiddetli hiddetli konuşmaya başladı. 

- Sen kime Hinata diyorsu-

Hinata varlığını belirtircesine sahte bir şekilde öksürdüğünde hemen sustu ve yavru köpek misali ona döndü. 

- İnuzuka Kiba ve Aburame Shino. Takım arkadaşlarım. 

Takım? Çete terimi daha uygundu bana kalırsa. Düne kadar onlar bir çeteydi ve Hinata onların liderleriydi. Davranışlardan hitaplara kadar tam olarak durum buydu. Neden yaşıtın olan bir öğrenciye "patron" diye hitap edersin ki? 

- Aneki! Aneki ne yaptılar sana Aneki!

İsminin Kiba olduğunu öğrendiğim çocuk ağlamakla şaşırmak arası bir yüzle Hinata'ya sitem ediyordu. Shino isimli olan da anlarcasına onun sırtını sıvazlarken Hinata bir ona bir diğerine doğru baktı durdu. Ne yapacağını bilememiş gibiydi. 

Onu izlemeye devam ediyordum ki Naruto isyan edercesine konuşmaya başladı. 

- Aburame'ye de bir şey demem, tamam. Ama hayır Sasuke. Ben bu salakla hayatta arkadaş olmam!

- Onlarla tanışıyor musun? 

Gerçi benimki de soruydu. Naruto'nun okulda tanımadığı insan var mıydı ki? 

- Köpeği bu salağı okuldan almaya geliyor ya Sasuke, hiç görmedin mi? 

Köpeği almaya mı geliyordu, ne? 

- Üç kez benim bisikletimin üzerine işedi o köpek, artık Shiromaru mudur ne haltsa! 

Onun lafını duyan Kiba aniden değişen sert ifadesiyle Naruto'ya döndü hemen. 

- Akamaru hakkında düzgün konuş! 

- Anlıyorsun değil mi Sasuke? Beyaz tüylü olmasına rağmen "kırmızı köpek" diyecek kadar salak bu, benden de salak. 

- Kavga istiyorsun herhalde? 

İç çekerek laf atışmasına girmeye hazırlanan Naruto'yu geri çektim, sorun çıkartmaya gerek yoktu. Hinata'ya baktığımda göz göze geldik, düşüncelerimi anlamasını umdum. Onun arkadaşları benim değil onun sözünü dinlerdi sonuçta; eğer benim yanımda durmak, kendi tabiri ile unuttuklarımı hatırlatmak istiyorsa engelleri kendisinin aşması lazımdı.