- Şu topu ruhun çekilmiş gibi atmaz mısın?
Sakura bıkkın bir eda ile konuşurken havada yavaş yavaş gelen topu sakince tutmuştu bile. Birkaç gündür dalgın halimi sorgulayıp duruyordu, dikkatliydi bakışları. Küçük ipuçlarından büyük resmi çizebilen, oldukça detaycı biriydi her zaman Sakura ve yakın arkadaşım olduğundan bahaneler uydurmaktansa sorularından kaçmayı tercih etmiştim.
Beden eğitimi antrenmanlarında eşlenesiye kadar gayet de iyi idare ediyordum halbuki.
Aslında hiçbir sorun yoktu, her zamanki gibi Naruto ile yapacaktık egzersizleri. Ama benim canım arkadaşım dersin hemen öncesinde Kiba ile kafa kafaya gelmişti. Ders Kiba'nın sınıfı ile ortak işlenmeseydi atışmaları lafta kalabilirdi ama ne yazık ki öyle olmadı. Tencere kapak misali iki salak dersteki antrenmanlarda birbirlerine meydan okudular.
Ve işte, sonuç. Şuan spor salonunun en köşesinde basit bir egzersiz değilmiş gibi bağıra bağıra birbirlerine top atıyorlardı. Öğretmenden yemedikleri uyarı kalmamıştı, gerçekten umutsuz vakalardı. O tarafa bakmaktan çoktan vazgeçmiştim.
- Birkaç gündür fazla dalgınsın Sasuke-kun, bir sorun mu var?
Onu yanıtlayamadan bana gelen hızlı topu tuttu ellerim. Dikkatim kesinlikle yaptığımız antrenmanda olmadığı için bu hızlı toplar irkilmeme yol açıyordu.
4 gün.
Hinata ile çocuk parkının orada konuşmamızın üzerinden 4 gün geçmişti.
İki gün haftasonu girmişti araya. Cumartesi arkadaşlarımla takılırken pazar günü ailemle bir tanıdığın evine misafirliğe gitmiştim.
Naruto da sonunda bizim evden ayrılmıştı. Çocuğun gerçekten neden bize geldiği hakkında bile bir fikri yoktu, annem ona benim çağırdığımı söylemiş meğer. Ah anne ah. Annem gerçekten Kushina-san'lar için elinden geleni yapmıştı. Umuyorum ki Kushina-san ve Minato-san bunu fırsat bilip karşılıklı koltuklarda oturup hayatı sorgulamışlardır. Umuyorum. Gerçekten ikinci bir Naruto'ya ihtiyacım yok.
-Aile içi bir durum mu?
- Öyle denebilir.
Eninde sonunda bahanelere başvurmuştum. Ah bu kötü hissettiriyordu.
Sakura planlanan 5 seti bitirdiğimizden topu öğretmene teslim etmeye giderken spor salonunu inceledim. Topun yere ve ellere çarpma sesleri birbiri ardına duyuluyordu. Tanıdık sesin bağırışıyla iç çektim, bir insan çocukluğundan bu yana hiç mi değişmezdi? Girdikleri iddayı kazanmış olmalı ki alayla kahkaha atıyordu.
- Ne oldu K i b a - chan? Beni alt edecektin sanki? Nereye alt ettin beni, göremiyorum?
- Haksızlık lan bu! Sporcu olduğunu nereden bileyim ben!
- Meydan okurken düşünecektin onu K i b a - chan!
- Kapa lan çeneni!
Ders başından beri bağırdıkları yetmiyormuş gibi hala tam gaz devam ediyorlardı. O sırada yanlarından geçen bir kız Naruto'nun bacak kaslarına bakıp ıslık çaldı ama ikisi de laf yetiştirmekle meşgulken kızı ben hariç fark eden kimse olmadı.
- Bize anlatabilirsin Sasuke-kun.
Sakura'nın sesi ile ona döndüğümde bana anlayışlı bir şekilde gülümsüyordu. Aklımdan geçenler normal şeyler olsaydı onlara anlatmaktan sakınmazdım zaten. Ama normal şeyler değildi işte. Kesinlikle normal değildi.
- Biliyorum Sakura ama teşekkürler.
- Bence bir düşün. Dalgın olmak hiç senlik değil.
Şakacı bir tavırla omzuma vurdu hafifçe. Eli ağır olduğu için hiç "hafif" hissetmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmamış Hikayemiz - Sasuhina
FantasyKendi sıradanlığında boğulup giden bir lise öğrencisiydim ben. - Senin rinnegan'ın yüzünden geldik buraya değil mi Sasuke-kun? O kız ise tek sözüyle sıradan hayatımı darmaduman etmişti. Kapak fotoğrafı pinterestten rastgele bulunmuştur, kita...