Aklımda bir sürü düşünce dönüp duruyordu.
Küçük fareler gibi. Zihnimin sınırlarının neresinde olduklarını bilemediğim anda birden aklımda aydınlanıyorlar sonra ise karanlığa çekilerek zihnimi kemirmeye devam ediyorlardı.
Elimde değildi. İstemsizce aklım Karin ile ilk tanıştığım zamanlara, arkadaşlığımıza dair anılara gidiyordu.
Gerçekten güzel anılardı. Şimdi ise ben bunu mahvetmiştim.
Karinle olan ilişkimiz hiçbir zaman sorunsuz olmamıştı, kabul etmeliyim. Tartışmalarımız boldu ama sinirlerin gerilmesinden hemen sonra Karin olayı kapatıp normal konuşmalarımızı devam ettirirdi. İlk defaydı sanırım, ilk defa üstünü örtememiş ve yanımdan uzaklaşmayı tercih etmişti.
Akşam ağlamak üzere gördüğüm kızdan ne bir mesaj ne bir arama gelmişti bana. Gün bitmiş, güneş yeniden doğmuş ben de okula gelmiştim ama onu okulda da görmemiştim.
İkimiz arasında olan şey ikimiz arasında da kalmamıştı. Suigetsu da benim yanıma gelmiyordu ve bu beni şaşırtmıştı açıkçası. Alaycı bir adamdı Suigetsu, hiçbir şeyi ciddiye almazdı. Karin ile dalga geçmekten, onu sinir etmekten zevk alırdı.
Flörtüyle dolaşmasını bitirip kafeye geri döndüğünde de farklı bir şeyler beklemiyordum ondan. Kavgamızı duyduktan sonra gülerek Karin'e laf sokacağına emindim ki bana küfrederek kızın peşinden koşmaya başladı.
Şimdi düşününce bu, Suigetsu'nun benle Karin arasındaki tercihiydi.
- Pişt Sasuke-kun! Ödevi yaptıysan versene bana!
Sakura'nın baş ucuma gelip parmağıyla beni dürtmesiyle uzandığım sıramda uyuyormuş numarası yapmaya devam ettim. Ama beni senelerce tanıyan arkadaşımı kandırmak için bu yeterli olmamıştı. Omzumu iki eliyle sıkmaya başladığında oflayarak kafamı kaldırdım.
- Neden kendin yapmıyorsun şu ödevleri?
- Sanki hiçbir zaman yapmıyormuşum gibi konuşuyorsun! Bu seferkini yapamadım sadece!
Elindeki defter ve kalemiyle yavaşça yanımdaki sıraya oturdu.
- Teneffüs bitmeden yetiştirmem lazım, ver hadi! Hocadan azar dinleyecek halim yok şuan!
- Bu ödevlerin amacı bizim soruları çözebilecek hale gelmemiz, farkındasın değil mi?
- Açıkçası ben matematikçinin sınıfa acı çektirmeye çalıştığını düşünüyorum.
- Ödevleri kendin yapmadığın sürece yapmanın bir anlam-
Boş yapıyorsun dercesine elini sallayıp aniden uzanarak çantamdan defteri kaptığında iç çektim. Uğraşmaktan vazgeçerek kafamı tekrar sırama yasladım.
Anılar gerçekten de zihnimi rahat bırakmıyordu. Dün gece düşüncelerimden kurtulamamıştım ve sabah geç kalarak okula yalnız gelmiştim.
Matematik dersini uyuyarak geçirmek istemediğim için bakışlarımı yan sıraya sabitledim. Sakura arkasından atlılar kovalıyormuşçasına hızlı hızlı defterimdekileri geçirmekle meşguldü.
Farelerden birisi varlığını belli etti yine. Eğer Sakura da bana itiraf etseydi üçümüz bu halde mi olacaktık?
Karin'in aksine Sakura içine atmış, ne yaşıyorsa kendi başına yaşamaya devam etmişti. Arkadaşlığımız için bir fedakarlık sayılır mıydı bu? İtiraf etmemiş ve beni bir seçim yapmaya zorlamamıştı.
Arkadaşların birbirlerine itirafları gerçekten korkutucu bir şeydi. Başka birisi gelip onlara laf atsa, kavga çıkarsa el ele verip üstesinden gelirlerdi yıkılmayacak bir kale gibi. Ama çöküntü içtendi, kale içeriden yıkılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmamış Hikayemiz - Sasuhina
FantasyKendi sıradanlığında boğulup giden bir lise öğrencisiydim ben. - Senin rinnegan'ın yüzünden geldik buraya değil mi Sasuke-kun? O kız ise tek sözüyle sıradan hayatımı darmaduman etmişti. Kapak fotoğrafı pinterestten rastgele bulunmuştur, kita...