You'll never know the freak show sitting next to you

184 19 5
                                    

Sınıfta olduğum, sıramda öylece oturduğum bir sürenin hiç bu kadar rahatsız hissettireceğini düşünmemiştim. 

Fakat bir ders bile bitmemişti ki ruhumun sıkıntısından patlamak üzereydim. O kadar saçma bir durum vardı ki ortada sınıfa girişimiz bile saçma olmuştu, daha sırama oturmadan günümün berbat geçeceğini anlamıştım. 

Beraber geldiğimizi belli edercesine sınıfa benle aynı anda girip dikkatleri birden üzerime çekmişti Hyuga Hinata. Dahası ona aldırış etmeyip sırama oturmaya gittiğimde arkamdan gelecek gibi olmuştu ki öğretmenin sert bir sesle "Hyuga-san daha ne kadar ayakta dikileceksiniz?" konuşması ile peşimden ayrılıp sınıftaki tek boş sıraya, kendi sırasına oturmuştu. 

Yavru bir sokak kedisini peşime takmış gibi hissediyordum kendimi ama ne yazık ki peşime taktığım kişi kedi değil Hyuga Hinata'ydı. Bu gerçekten sıkıntıydı, derse odaklanmaya çalışsam bile birkaç yerden duyduğum mırıldanmalar bunu açıkça haykırıyordu. 

Okulda fazla popüler birisi değildim ben, geniş bir çevrem olsa bile bu tamamen Naruto ve Sakura sayesindeydi. Sakura okulun müzik grubunun solistlerinden biriydi, Naruto ise voleybol takımında yer alıyordu. Küçükken piyano ve atıcılık kursuna gittiğimden beni de bir şeylere teşvik edip durmuşlardı sürekli ama umrumda değildi açıkçası. 

Bunlar fazla boş hissettiriyordu bana. Müzik grubuna katılsam ya da atıcılık üzerinden ilerlesem ne olacaktı ki? Anlamsızdı ben de boşvermiştim öylece. Sosyalleşmeye çalışmayıp derslere odaklanmıştım ve bunun sonucunda okuldakiler için sadece "tanıdık bir sima" olarak kalmıştım. 

Ama bazıları için durum öyle değildi. Bazı öğrenciler bir kimliğe bürünüp ısrarla göz önüne çıktıklarından herkes onları konuşurdu, tam bir dedikodu malzemesi. " Onlar kavga mı etmiş? " "Saçını kısaltmış, aşk acısı çekiyordur kesin!" 

Evet, okulda Hyuga Hinata tam olarak bu tanıma giriyordu. Aynı şekilde kuzeni, Hyuga Neji de. Fazla ön plandalardı ve en ufak bir değişiklikleri bile aksiyon arayan okuldakiler tarafından farklı yöne çekilirdi.

Mesela ben gidip saçımı platin sarısına boyatsam sınıftakiler bir süre lafını yapar geçerdi. Geniş çevresi olan solist Sakura saçını platin sarısına boyatsa okulca bir süre konuşulurdu. Hyuga Hinata'nın ise böyle büyük bir değişikliğe ihtiyacı yoktu, salık bıraktığı saçını toplaması bile okulca gündem olup farklı algılanıyordu. Kızın herhangi bir hareketini, oje rengini değiştirmesini bile aşka, depresyona ya da en sonki kavgasına yoruyorlardı. İşte bu yüzden bu okulda bu kadar göz önünde olmak cazip bir fikrin aksine sıkıntı bir durumdu. 

Ve şuan Hyuga Hinata kendine olan dikkatleri tam olarak bana da çekmişti. Sınıfa kadar yanımdan ayrılmaması üstelik derste bile arkamdan gelmeye yeltenmesi...

Teneffüs zili çaldığı gibi baçucumda mı bitecekti bu kız? Şuan bile bir kendisini azarlayan hocaya bir de dönüp dönüp bana bakıyordu. O döndükçe sınıftakiler de dönüp bana bakıyordu. Hoca da bakmıştı bir ara. 

Beş dakikada reklam panosu haline gelmiştim resmen. 

Derin bir iç çektim, böyle saçma şeylerden nefret ediyordum. Normalde olsa kesinlikle dikkat çekmekten hoşlanırdım belki ama şuan durum çok farklıydı. Nasıl bir durum olursa olsun Hyuga Hinata ile hiçbir şekilde dikkat çekmez istemezdim gerçi. 

- Heyyy heyy Sasuke duyduğunu biliyorum! 

Naruto arka sıradan fısıldarcasına konuşup kafama kağıttan bir top fırlattı. Ders başladığından beri 5. oluyordu bu! 

Ah ah arkamda oturmasını isteyeceğim son kişi Naruto'ydu oysa. Soyadı sırasına göre sıra düzeni oluşturmuştu hocamız ve ne yazık ki ikimizin de soyadı aynı harfle başladığından bu gerzek ile arka arkaya oturuyordum. 

Derse odaklanmaya çalıştığım anlarda garip garip notlar yazarak güldürürdü beni salak. Bu seferse sinirimi bozuyordu çünkü sırama oturduğumdan beri bana Hyuga Hinata'yı soruyordu. 

Mümkünse bu ders hiç bitmesin istiyordum, gerçekten. Hoca sınıftan çıkmasın, kimse sırasından kalkmasın böyle sakin sakin bitsin bu gün ve gözlerimi açtığımda kendimi birden evimde bulayım. 

Çünkü teneffüs olduğunda muhtemelen bir kargaşa olacaktı. 

Hafifçe bir iç çekip çeneme dayadım elimi, kesinlikle odaklanamadığım sorunun çözümünü izledim boş gözlerle. Sonrasında yavaş yavaş bakışlarım Hyuga Hinata'yı buldu. 

Benim çaprazımda kalan önden üçüncü sıraydı onunki, soyadları aynı harfle olduğundan Sakura'nın hemen arkasında oturuyordu. Yer kaplamak istemezcesine oturduğu yerde büzüşmüştü, yanındakileri taklit ederek varlığını yeni hatırladığı çantasından birkaç defter çıkarıp öylece koymuştu sırasının üzerine. 

Bana garip garip saçmalayan bu kız yanı başındakilerin sahne şovlarının farkında mıydı merak ediyordum. Sınıftakiler tarafından göz hapsine aldığının, onların gözünde bir eğlence gösterisinden ibaret olduğunun farkında mıydı? 

Hocanın tahtada anlattığı şeye şaşkın şaşkın bakıyordu ama bir o kadar da merak etmiş gibiydi. Arada bakışları tahtaya dalıyor sonrasında ise bana bakması gerekiyormuş gibi bu tarafa dönüyordu, şuan olduğu gibi. Aniden göz göze geldiğimizde irkildim.

Beyaza çalan göz bebekleri ayna gibiydi, kendi duygularını açığa vurmuyordu hiç. Aynı sınıftaydık ama ilk kez gözleri bu kadar garip hissettirdi bana. Nedenini kendim bile anlayamazken çekemedim gözlerimi, onun çekmesini bekledim öylece. 

Kafama yediğim altıncı kağıttan topla kendime gelmem bir oldu. Dersin ortasında bakıştığımızı bile fark etmemiştim. Birkaç kişinin dönüp baktığını görünce derin bir of çektim ve sırama kafamı koydum. 

Umarım uyuyabilirdim ve umarım teneffüste uyuduğum için yanıma gelen olmazdı. Aksi takdirde gerçekten bugün bu okuldan birileriyle kavga etmeden ayrılmayacak gibiydim. 

Fazla can sıkıcıydı. 

................................................................................................................................................................

Merhabalarr.:) 

Hımm buraya ne yazsam bilemedim o yüzden bir şey yazmayacağım galiba gkrkfmegkkfkrrl. 


Yazılmamış Hikayemiz - SasuhinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin