14. Bölüm

11.4K 766 229
                                    

Merhaba, çiçeklerim.. 🌸

Bölümün geç gelme sebebi; aile büyüyüğümüzü kaybettik. Bunu panoma yazmıştım zaten, baş sağlığı dileyen kişilere tekrar teşekkür ederim. ❤️

OY ATINNNN

- YASMİNNN - 🔥

Oy attınız dimiiii

Keyifli okumalar diliyorum.. ❤

Bolat'ın ağzından çıkan her kelime birer ok misali bedenime saplandı.

Gözlerim yavaş yavaş Hazar'a kaydı. Bedenimi saran kolları kasıldı. Kara bir kuyuyu andıran gözleri ise bir ok misâli Bolat'ın üstündeydi.

Gözlerim Bolat'a kaydığında ise gülerek Hazar'a bakıyordu.

Aklıma gelen Suzan ile gözlerim çoktan dolmaya başladı. Gencecik yaşında yaşadıkları berbat bir şeydi. Onun hiçbir suçu yokken, bu tutturdukları töre illeti adetâ bir kene gibi o yüreklerine yapışmıştı. Sökmek ise ne mümkün, kaç genç kız çocuğu,  daha kendileri çocuk iken çocuk sahibi oldular. Anne oldular. Gelin oldular. Dayak yediler.. Gözyaşı dökülen genç kızların, gözyaşları birikseydi.. Mardin şimdi bir şehir değil.. Bir deniz olurdu.

Gözlerim bu sefer tekrar Bolat'ı bulduğunda, gözleri bana kaydığı gibi Hazar'ın kollarım arasından çıkıp Bolat'ın üstüne saldırması bir oldu.

Onu durdurmayı düşünmedim bile, sonuna kadar hak ediyordu, şerefsiz. Hatta ölse bile soğumazdı içim.
Gözlerim Tahir abime kaydığında olduğu yerde put gibi duruyordu. Elindeki telefonu ise çoktan yeri boylamıştı.

Bolat'ın çığlıkları restorantta yankılanıyordu. Hazar'ın parmak boğumlarının kanlandığına emindim.

Kafamı tekrardan Tahir abime çevirdiğimde ise artık bir put gibi durmuyordu.

Zehir yeşili gözlerinden anladığım şapkalı psikopatı yere yatırmış ve tekmeliyordu.

Gelen kemik kırılma sesi ile hızla Hazar'a döndüm.

Hâlâ suratı kanlar içinde kalmış olan Bolat Yener şerefsizini dövüyordu. Ama Bolat Yener'in bayıldı belliydi.

Hızla Hazar'a doğru yürüdüm. O tek tek öpüpte iyileştirmek istediğim parmak boğumlarını hesaba kattım.

"Hazar!"

Duymadı.

"Hazar!"

Yine duymadı.

"HAZAR DUR!"

Durdu.

Birkaç saniye olayı inkâr etmeye çalıştı. Kafası yavaşça bana döndüğünde, şakalarından ter döküldüğünü gördüm.

O okşamaya kıyamadığım saçları anlına tel tel dökülmüştü.

Hazar'a doğru bir adım attığında ellerini kaldırarak beni durdu.

"Yaklaşma."

Neden öyle dediğini anlamamıştım.

"Bu ellerim kanlı bu orospu çocuğunun pis kanı sana değmesin."

Anlamıştım. Benim sevgilim çok özledi.

Ama Hazar'ın Suzan hakkında tek kelime etmemesi beni korkutuyordu.

Suzan'ın olanları öğrendikten sonra, endişesi ve korkusu şimdiden içime oturmuştu.

Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra, Hazar ağır adımlar ve boş bakışları ile restorantın çıkışına doğru yürüdü ama restorantta çıkmadı.

AHLÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin