Fotoğrafta Rüya var. :)
'Burak sınıftan çıktığımıza göre kolumu bırakır mısın?' dedim sinirlenmiştim. Bana sormadan sınıftan sürükleyip çıkarması ciddi anlamda sinirimi bozmuştu!'Özür dilerim.' dedi ve kolumu daha çok sıkıp beni arkasında sürüklemeye devam etti. Derdi neydi bu çocuğun?!
Bahçeye çıktığımızda herkesin gözleri önce bana sonra Burak'a kaydı utanç verici olansa gözlerin en son ellerimizde sabitlenmesiydi. Hızla elimi ondan çektim ve Ceren'in yanına ilerledim. Kaşlarını kaldırarak baktı ki insanlarının yüz ifadesini iyi anladığım için ne demek istediğini anladım. Bu tam olarak 'Noldu içerde?!' diye cırladı Ceren. Tam olarak buydu bakışının anlamı. 'Bende anlamadım ki.' dedim ve kafamı Burak'a çevirdim. Gözlerimiz birleştiğinde zaten beni izlediğini anladım. Başımı hızla kalabalık gruba çevirerek 'Millet ben acıktım yemeğe gitsek artık.' dedim. Ceren de parmağıyla karnını işaret edip 'Sanırım midem kendini sindirmeye başladı.' dedi. Kahkaha atarak kapıya doğru ilerledik. Çoğunluk dağılıp arabalara ve motorlara binince sinirle cırladım. 'Henüz 17 yaşındayız ehliyetsiz kullanmanız yasak değil mi?' kaşlarımı çatıp cevap beklerken kollarımı göğsümde kavuşturdum. Burak elindeki kaskı bana doğru uzatırken 'Nüfusu 7.000 olan bir kasabada yaşıyoruz güzellik. Kimsenin bizim ehliyetlerimizle ilgilendiği yok. Sahi sen neden Ankaradan bu sıkıcı küçük kasabaya taşındın ki en azından İstanbulda şehiriçine taşınsaydın.' dedi. 'Aynen ya.' dedi katıldığını belli etmek için kafasınıda sallama gereği duyan bir kız. Sahi Ceren ve Burak dışında kimsenin adını bilmiyordum. Kaskı kafama takmakta hiç zorlanmadım çünkü motorla uzun bir geçmişim vardı. Burak'ın arkasına geçerken Ceren'e baktım. Ben ne yapacağım der gibi bakıyordu. O sırada Ceren'in arkasından yaklaşarak elini Ceren'in omzuna atan çocuk bana doğru dönüp 'Onu almamın sakıncası yoktur umarım.' dedi. Ceren'e baktığımda tatlı tatlı gülümserken biranda sırıtmaya başladığını gördüm. Kafamı çocuğa çevirdim gerçektende tatlıydı. Ceren hoşlanıyor muydu acaba ondan? En yakın zamanda soracaktım. 'Tabiiki.' dedim gülümseyerek ve önüme döndüm. Burak hafifçe kafasını çevirip gülümseyerek 'Daha sıkı sarıl istersen.' dedi ne gerek var gibi baktım. Burak'ın gözleri aşağı kayarken ne demek istediğini anladım. Daha motoru çalıştırmadan o kadar sıkı sarılmıştım ki çocuğa parmak uçlarımın beyazladığını gördüm. Hala korkuyor muydum motorlardan? Hızla ayrılıp 'Beni arabayla götüremez misin?' dedim. 'Hey Rüya iyi misin? Yüzün soldu.' Evet anlamında başımı salladım ve motordan indim. Burak da motordan inip Ceren'in birlikte ilerlediği çocuğa seslendi ikisi dönüp bize bakarken 'Bora arabanı bana ver siz motorumla gidin.' dedi Burak. Peki anlamında kafasını sallarken birbirlerine anahtarları attılar hayır yani ayaktasınız insan gibi verin birbirinize. Burak'ın arkasından arabaya doğru ilerledim. Off arabaların hepsi süper. Burak kapımı açıp başını yere eğerken elini kalbine götürdü. Bunu hayatımda bana yapan ilk erkekti. Kocaman sırıtarak yolcu koltuğuna oturdum. Burakta koltuğa yerleşirken bana dönüp gülümsedi. Anahtarı kontağa yerleştirirken bana dönüp gözlerimin içine uzunca bakarken yutkunarak 'Çok güzelsin.' dedi ani şokla gözlerimi büyüttüm ona baktığımda oda şok olmuş gibiydi isteyerek dememişti anlaşılan.Boğazımı temizledim. 'Özür dilerim ben...' derken sözünü aniden kesip 'Sende fazla centilmensin.' dedim. Duymuş muydu acaba sesimi ben bile zor duydum. 'Teşekkür ederim prenses.' dedi ve önüne döndü. Yüzünün kızardığını yan taraftan görebiliyordum. İkimizde konuşmuyorduk en sonunda sıkıntıdan müzik çalara uzandım. Düğmeye bastığım gibi bütün arabanın içi müzikle doldu. İsminin Bora olduğunu öğrendiğim şu çocuk anlaşılan sert müziklerden hoşlanıyordu. Şarkıları çevirirken önceden çok beğendiğim şarkının kulaklarıma dolmasıyla sesi sonuna kadar açtım. O kadar çok dinlemiştim ki sıkılmıştım. Sıkıntıdan şarkıyı söylemeye başladım.
'Sen beni boşuna hiç kalbinin oralara koyma.. Kollarını bana sarma kalamam oralarda.' şarkı sonlanırken Burak'a baktım bana bakıp gülümseyerek 'Sesinde büyüleyici prenses.' dedi. Gülümseyerek yeni çalan yabancı şarkıya eşlik ettim. Yetiştiğimizde arabadan inerek Burak'a teşekkür ettim kafasını sallayarak arkasına dönüp yemek yiyeceğimizi tahmin ettiğim yere doğru ilerledi. Ceren yanıma yetişip 'Nasıl geçti?' diye sordu heyecanla. Tek kaşımı kaldırıp sırıtarak 'Asıl seninki nasıl geçti?' dedim ikimizde kahkaha atarken biranda yüzüm soldu Ceren ne oldu der gibi baktı. 'Buraya hayatımın merkezi olacak fotoğrafı çekmeye geldim umarım amacımı unutmam ve herşey için geç kalmam 'dedim. Ceren gülümseyerek 'Saçmalama daha yeni başlıyoruz.' dedi. Bende kocaman gülümseyerek Burak'ın arkasından beni bekleyen güzel yemeklere doğru ilerledim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obje
Teen Fiction'Bunu ondan saklamalıyız.' dedi gözlerimin içine bakarak. Bunu yapmamı nasıl isterdi. Ona söylememiz gerekiyordu. Yinede ben gözlerimi bile kırpmadan 'Peki.' dedim. 'Gülümse hadi. Fotoğrafımızı çekecek.' 'Yapamam. O beni korkutuyor.' dedim. 'Yanınd...