12- Dörtlü Takım

54 9 0
                                    

Multi ELİSA...

Çığlık atarak bahçede koşuyordum. Rüzgar ve Elisa kuyruğundan sallandırdıkları kertenkele ile beni kovalıyorlardı. Yeni nesil bu kadar iğrenç miydi gerçekten.

'Rahat bırakın beni!' diye cırladım. Ayağım taşa takılıp yuvarlanırken aptalca kahkaha attım. Son olarak sırtüstü yere uzanırken gökyüzüne baktım. Derin derin nefes almaya çalışıyordum.
Nedenini bilmediğim şeyden ötürü çok koştuğumda,heyecan yaptığımda, korktuğumda,kapalı yerlerde nefesim kesiliyordu.
Biranda yüzüme gelen güneşi engelleyerek yüzüme doğru eğildi Ateş. İki elinin arasına yüzümü alarak endişeyle 'İyi misin?' diye sordu. Birşeyim yoktu tabiikide. Evet anlamında kafamı sallayıp gülümsedim. Bahçedeki elimi tutuşu aklıma gelince hafifçe doğrularak geri çekildim. Ateş elimi tutmuştu ve ben ne yapmam gerektiğini bilmediğim için hızla elimi kurtarıp çocuklarla vakit öldürmeye başlamıştım.
Boğazımı temizleyerek ayağa kalktım. Çocuklara doğru 'Siz bittiniz!' diye tısladım. Çocuklar birbirlerine bakıp kahkaha atarak son hız koşmaya başladılar. Elisa ile Rüzgar beraber koşarken o kadar tatlılardı ki.
Elisa'nın gece mavisi gözleri Rüzgar'ınn okyanus mavisi gözleriyle o kadar uyumluydu ki.
Gülümsemeden yapamıyordum. İyi bir şey yapmış gibi hissediyordum çünkü. Birbirinden uzak iki kişi artık dosttu. Hızla onları kovaladım. 5 dakikalık kahkaha ve kovalamadan sonra Elisa o minik bedeniyle yere yığıldı. 'Elisa' diye bağırarak hızla onun yanına koştum. Ateş benden önce yetişip onun minik bedenini kucağına alırken Rüzgar korkulu gözler ile bizi takip ediyordu.
Hızla hastaneye girip hemşire çağırdık. Hemşire koşup iki doktor çağırdı. Doktorlar Elisa'yı odaya alıp bizim dışarıda beklememizi söylerken bayılabilirdim. Koridorda duvara yaslanıp vücudumu yavaşça serbest bırakarak yere oturdum. Ateş aynı şekilde yanıma gelip oturdu. Gözlerimin içine bakarak 'Senin bir suçun yok biliyorsun değil mi?' bu cümleleri kurması kalbimi paramparça etmişti sanki. O zamana kadar kendimi suçladığımı farketmemiştim çünkü. Hiçbir cevap vermedim. Veremedim.
Sessiz bekleyişlerimde Rüzgar'ı izliyordum. Bir çocuktan beklenilemeyecek sakinliği sergiliyordu. Onda sabitlenen bakışlarımı farkedince gülümseyerek yanıma geldi. Bende aciz bir gülümseme takındım. Gelip zayıf kollarını boynuma doladı. Geri çekilirken yüzü duygularını saklamak isteyen cinstendi. Ellerimi yavaşça kaldırıp 'Korkuyor musun?' diye sordum. Hayır anlamında başını salladı.
Benden daha güçlü biri vardı karşımda. Duygu karmaşası yaşadığımı anlayınca Rüzgar ellerini yavaşça oynatarak 'Korkmamalısın. Ben onu koruyacağım.' dedi. Rüzgar'ın titreyen minik ellerine baktım. Güçlü durmaya çalışan bir çocuk. Biz kendi dertlerimizle o kadar meşguldük ki koskocaman dünyadaki savaşta minicik kalpleriyle savaşan çocukları farketmemiştik. Onlar kusurlu değillerdi. Bizden güçlüydü. Bizdan daha insancıl.
Kendi düşünce sularımda boğulmadan sonunda odadan çıkan doktoru farkettim. Hızla doğrulup yanına gittiğimde 'Sorun ne?' diye sordum.
'Elisa bugün fazla yorulmuş. Büyük bir sorun yok.' diyip gülümseyerek yanımızdan uzaklaştı.
Odaya girdiğimde karşımda kaşları çatık yaşlı bir hemşire yolumu kesti. Ellerini belinde sabitleyerek 'Uzaklaşın bakıyım ondan.' dedi.
'Anlamadım(!)' dedim imalı sesimle.
'Sizin yüzünüzden böyle oldu.' dedi çatık kaşlarını daha çok çatmayı başararak.
'Biz sadece oyun oynamak istedik. Diğer çocuklarla arkadaş olabilirdi.' dedim masum çıkan sesimle.
'O diğer çocuklardan farklı.' dedi. Bu sefer kaş çatma sırası bendeydi. Ellerimi aynı şekilde bel hizama getirerek 'Neymiş onu farklı yapan? O da bir çocuk. Eğlenmeyi seven, arkadaş edinmek isteyen.' dedim. Bana meydan okuyan oydu. Elisa'nın kahkaha sesini duyunca kafamı o tarafa çevirdim. Gülmekten gözleri kaybolmuştu. Elimde olmadan bende gülümsedim.
Elisa hemşireye hitaben 'Benim için kavga etmeyin ikinizede yeterim hem sorun değil ben iyiyim baksana Emel Teyze. Hatta onlara teşekkür borçluyum. Çok güzel bir gündü. Rüya gibi.' dedi kocaman gülümseyerek. 'Aaaa benim adım Rüya.' dedim çok ilginç bir konuya deyinmişim gibi kendimle gurur duydum. Kadın biraz yumuşamıştı ki uzatmadan odadan çıktı.

ObjeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin