Burak'ın kayıktaki hali. Rüya'nın çektiği fotoğraf yani. :)
Bölüm şarkısı : Teoman- İstanbulda Sonbahar
Rüya
'Burakkk' diye bağırdım sinirle.
Burak telaşla içeriye girerken odayı taradı. 'Noldu?' dedi endişeyle.
'Nerde kaldın ya kan kaybından öleceğim. ' dedim alayla gülümseyerek.
Burak'ın dudağı yana kıvrılırken onu izledim.
Yanıma yavaş adımlarla ilerlerken beni süzüyordu. Dudak büzerek ayağımı işaret ettim.
'Pekala doktor Burak Taşkın iş başında.' dedi ve yere çömelerek oturdu. İlk yardım malzemelerini de yere koyarak ayağımı tuttup kucağına koydu.
'Hey ben yaparım sadece gerekli eşyaları ver.' dedim ayağımı çekmeye çalışarak. Ayağımı daha sıkı tutup kendine bastırdı.
'Rahat dur!' dedi uyarır cinsten çıkan sesiyle. Pekala şuan acı çekiyordum ve nazlanmayacaktım.
Burak eline bir şişe aldı ve sırıtarak bana baktı.
'Neeee?!' diye bağırdım aptal sırıtışına sinir olarak. Kahkaha atarak şişeyi açtı ve bacağımı sıkıca kavrayarak şişeyi yarama boşalttı. Çığlık atarken gözlerim dolmuştu. Bu acıda neyin nesiydi.
'Ne döktün?' diye bağırırken Burak'a baktım. Sırıtarak bakmaya devam ediyordu.
'Alkol.' dedi mutlu olduğunu gizleme gereği duymayarak.
'Alkol mu? Alkol ne alaka? Cam kesiği bu ne diye alkol döküyorsun?' diye bağırdım yaşlarım akarken.
Kahkaha atarak ' Mikrop kapmasın diye.' dedi sesinde hiç iyi niyet yoktu.
'Gerizekalı ne mikrobundan bahsediyorsun cam battı sadece boka mı battım sanki!' dedim.
Burak gözlerini büyüterek 'Bir prensese hiç yakışmıyor.' dedi muzipçe.
'Ne prensesi be! Ayağıma su dök hemen!' diye bağırdım.
'İyiki dökmüşüm. Tepkini merak etmiştim. İçinde ki çirkin kız boy gösteriyor. Senden olsa olsa cadı, üvey anne olur.' dedi hala eğlendiğini belli eden sesiyle.
'Bunun için mi döktün alkolu ayağıma beyinsiz. Psikopat mısın manyak mısın? Çok meraklıysan daha çok çirkinleşebiliyorum.' dedim tıslayarak.'Daha çok çirkinleşebiliyor musun? Vay canına. ' dedi gözlerini büyüterek. Sonra gülümseyerek havluya su döktü ve yaramı temizlemeye başladı. Onu izlerken 'Doktor olmak mı istiyorsun?' diye sordum. Hayır anlamında kafasını salladı.
'Peki ne olmak istiyorsun?' diye sordum onu tanımak istercesine.
'Bilmiyorum hiç düşünmedim.' dedi. Nasıl hiç düşünmedin. Öğretmenler arasında en popüler soruydu bu. Her öğrenciye her sene sorar sınıfı kendi kafalarında bölerlerdi. Adam olmayacaklar, bunlar hemen evlensin , hayalperestler, ukalalar ve aptallar.
Burak ayağımı sardıktan sonra ayağa kalkarak 'Dikişlik bir şey yok ama istersen hastaneye gidebiliriz.' dedi.
"Gerek yok.' dedim.
Burak kapının önüne giderek elinde poşetlerle geri döndü.
'Bu insanlar çok yardımsever. Bir çok çeşit yemeğimiz var.' dedi. Sırıtarak ayağa kalktım.
Eliyle beni sertçe koltuğa itti sendeleyerek koltuğa düştüm.
'Sen otur ben koyarım.' dedi. Kaşlarımı çatarak 'Yinede hayvansın biliyorsun değil mi?' dedim. Sırıtarak mutfağa ilerledi.Beş dakika sonra elindeki eşyaları masaya dizdi. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Bu kadar yemek...
Burak masayı önüme çekerek yanıma oturdu. İkimizde hızla yemeğe başlarken Burak'ın göz ucuyla bana baktığını hissettim.
'Önüne dön rahat yemek yiyemiyorum.' dedim utançla.
'Emin misin rahat yiyemediğine? Çünkü şaşkınca seni izliyorum. Kızların erkekler önünde böyle yiyebildiğini bilmiyordum.' deyince sinirle 'Seni erkek olarak görmüyorum demek ki sus ve yemeğini ye.' diye bağırdım. 'Merak etme bende seni kız olarak görmüyorum ütü tahtası.' dedi.
Neeee!!! Ütü tahtası mı?! Ben mi?'Yemiyorum işte.' diyip yemeğimi masaya bıraktım.
Burak sırıtarak 'Tamam. Ye. Uğraşmayacağım seninle. İstediğini ye. Doymazsan kolumdan başlayabilirsin.' dedi kahkaha atarak daha çok sinirim bozulmuştu.
Yemedim sadece sessizce onu izledim. Burak iki dakika sonra yemeğini bitirip mutfağa geçince hızlı ve sessizce yemeklere gömüldüm.
Arkadan flash patlayınca utançla geriye döndüm.
'Yakaladım seni küçük yalancı.' dedi gülerek.
Oflayarak yemeğime devam ettim. Doyduğumda Burak masayı toplayıp yine yanıma kuruldu.
'Ne yapmak istersin?' diye sordu.
'Aslında uykum geldi. Film izleyerek uyusak mı?' diye sorduğumda hevesle kafasını salladı. 'Süper fikir.' deyip TV nin yanındaki CD bölümüne ilerledi.
'Aklında bir film var mı yoksa benim açmamı mı istersin?' diye sordu.
'Farketmez film bitmeden uyumuş olurum sanırım. ' dedim.
'Pekala o zaman SICAK KALPLER filmini izleyelim.' dedi.
'Konusu ne?' diye sordum umarım uyumama yardımcı olacak bir filmdir.
'Zombiler' dedi.
'Saçmalama burada korkmaya hiç niyetim yok.' dedim.
'Korku değil zombinin insana olan aşkıyla hayat bulmasını anlatıyor.' dedi. Pekala ilgimi çekmişti.
Burak filmi takarak yanıma kuruldu yastığı alarak kucağıma koydu. Kafasını kucağıma koyarak uzandı. Başını bana doğru çevirerek 'Sakıncası yoktur umarım.' dedi. Hayır anlamında kafamı sallarken içim üzüntüyle doldu. Koltukta ben uzanmak istiyordum.
Filmi izlemeye başladığımızda kemikler dışında beni korkutan bir şey yoktu.
Filmin sonunda ağlamaya başladım. Çok duygulanmıştım. Kesinlikle mükemmel bir filmdi.
Burak kafasını kaldırıp 'Noldu?' diye sordu.
'Film çok duyguluydu. Hiçbir aşk imkansız değilmiş değil mi? Beyin yiyen zombiler için bile. dedim. Burak gülümseyerek gözlerini ovuşturdu. 'Sen uyudun mu?' diye sordum şaşkınca.
'Evet senin uyuman gerekiyordu ama.' dedi gülümseyerek ve oturma pozisyonunu aldı.
'Ben nerede uyuyacağım?' diye sordum.
'Sen bu koltukta uyu ben içeride uyurum.' dedi.
'Pislik!' dedim ve koltuğa uzandım. Resmen yatağı aldı. Gözlerimi kapatırken umarım yarın güzel bir gün geçiririm diye düşündüm.
Hala gece olduğu belliydi ama şuan susuzluktan dudaklarım feryat ediyordu.
Kalkarak mutfağa ilerledim. Karşımda gördüğüm karaltı karşısında çığlık attım.
Burak hızla ışığı açarak 'Noldu?' diye sordu.
Derin bir OHHH çekerek kendime geldim.
'Korkuttun ayrıca susadım.' dedim.
'Uyuduğun için ışığı açmadım.' dedi gülümseyerek 'Minnettarım.' dedim ve bardağıma su doldurdum.
Burak bana bakıp sırıtıyordu.
'Ne var!' diye tısladım.
'Sen uykudan sonra daha bir çirkin oluyorsun. ' dedi sırıtmaya devam ederek.
'Kes be sen kendi tipine bak!' diye bağırdım.
'Cık cık cık. Sana prenses demeyi kesmeliyim.' dedi ve gülerek mutfaktan çıktı.
İçeriye dönerek koltuğuma kuruldum ve bir daha uykumun bölünmemesini umarak gözlerimi kapadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/38892956-288-k245277.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obje
Teen Fiction'Bunu ondan saklamalıyız.' dedi gözlerimin içine bakarak. Bunu yapmamı nasıl isterdi. Ona söylememiz gerekiyordu. Yinede ben gözlerimi bile kırpmadan 'Peki.' dedim. 'Gülümse hadi. Fotoğrafımızı çekecek.' 'Yapamam. O beni korkutuyor.' dedim. 'Yanınd...