Anahtarı çevirdim ve koşarak eve girdim. Çantamı koridordan odanın içindeki koltuğa fırlattım.
'Basket!' diye bağırdım neşeyle ve kahkaha attım.
'Aferin maviş.' diye bağırdı ve alkış tuttu Baran.
'Şimdi bana acilen tuvaletin nerede olduğunu söyle.' dedi ellerini yumruk yapıp bacaklarını çapraz yaparak.
'Önce ben!' diye bağırdım ve koşmaya başladım.
'Hayır! Hayır! Hayır! Olmaz Rüya bak acil diyorum.' diye bağırıyordu Baran arkamdan.
'Banane.' dedim ve dil uzatarak merdivenleri tırmanmaya başladım.
'Ne istersen yaparım!' diye bağırdı. Sesi boğuk çıkıyordu.
'İkna olamadım.' diye dudak kıvırdım.
'Bir ay boyunca.' dedi.
'Üç ay.' dedim. Merdivenlerden çıkmayı bırakıp arkama döndüm ve iki elimi açıp duvarlara dayıyarak yolu kapattım
'İki ay.' dedi ve dişlerini sıktı.
'Hala pazarlık yapabiliyor musun? Dört ay.' dedim.
'İstediğin gibi olsun üç ay.' dedi titreyen sesiyle.
'Üç?' dedim soru sorar gibi.
'Dört demek istedim. Lanet olsun Rüya tuvalete gerek kalmayacak şimdi.' dedi ağlamaklı sesiyle.
Kahkaha atarak kollarımı kaldırdım ve 'Sağda köşede.' dedim.
Hızla merdivenleri çığlık atarak çıktı ve tuvalete girdi. Odama çıktım ve üstümü değiştirdim. Baran için bir havlu aldım.
Lavaboya doğru ilerledim. Kapı açıktı bitirmişti sanırım.
'Havlu getirdim.' dedim gülümseyerek ve elimi ona doğru uzattım. Göz göze bakıyorduk ama Baran'ın yüzünde şok olmuş bir ifade vardı.
'Bu kadar yakın olduğumuzu bilmiyordum.' dedi ve sırıttı.
'Anlamadım?' dedim kaşlarımı çatarak.
'Gözlerini gözlerimden üç saniye ayırma.' dedi.
'Aaa onu biliyorum. İnsanların aşık olması için üç saniye göz göze bakmaları gerekiyormuş.' dedim ve yüz asarak 'İyide sen arkadaşımsın.' dedim.
'İnan aşık etmek istesem gözlerime bak demem.' dedi. Gözlerimi ondan ayıracak iken 'Sakın aşağıya bakma!' dedi uyaran sesiyle ve yavaşça eğildi.
Şüpheyle gözlerimi ondan çektim ve..............
'Rüya tamam çok uzatmadın mı?' dedi Baran dudak büzerek.
Cevap vermeyerek kollarımı göğsümde çaprazladım ve başımı başka yöne çevirdim.
'Tamam haklısın. Özür dilerim. Hatalıyım. Bir daha kapı açık ve ayakta işemeyeceğim.' dedi ve sırıttı.'Yinede bu kafamdaki görüntüyü silmiyor!' diye bağırdım.
'Akılda kalıcı görünümüm olduğunu biliyordum. İyi kazınırım herkesin aklına.' dedi bilmiş ve havalı görünmek içinde okul formasının yakasını havaya kaldırıp çekiştirdi.
'Senin görünümün değil! Onun.' diye bağırdım ve işaret parmağımı istemeden oraya doğru çevirdim.
'Beni kırıyorsun mavişim. Ondan 3. kişiymiş gibi bahsetme. Oda kırılır sonra.' dedi hala alay ediyordu benimle.
Moralim bozuk bir şekilde ayağa kalktım ve yastığı elime alarak kafasına fırlattım.
'Yiyecek bir şeyler alacağım.' dedim ve kapıya doğru ilerledim.
'Yardıma geleyim.' dedi ve ayaklandı.
Avuçiçimi ona doğru durdurmak için uzattım.
'Sen evi temizle. Ben kafa dağıtacağım.' dedim.
'1. alışveriş yapmak yinede bazı şeyleri kafandan silmez. Şeyleri dedim dikkat çekerim.' dedi ve göz kırptı. Elimi yumruk yapıp ona doğru savuracak iken yumruğumu tuttu ve '2. ben temizlik yapmam.' dedi.
'Dört ay kölemsin.' dedim.
'Köle?' dedi soru sorar gibi.
'Anlaşmamız.' dedim ve dudaklarımı yana doğru kıvırdım.
'Efendin emrediyor!' dedim kaşlarımı çatarak.
İntikamımı almasını bilirim ben!
'Tabii ki efendim.' dedi ve dizlerini üzerine çöktü ve ayaklarımın önünde bir kaç kez eğildi ve kalktı.
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
'Adam ol!' dedim dil uzatarak.
Ayakkabılarımı giydim ve beremi taktım. Ceketimide alarak evden çıktım.Derin nefeslerimi içime doldururken kafamı gökyüzüne diktim. Buraya ilk geldiğimde masmavi bir gökyüzünün altında iken şu anda grinin en korkutucu tonunda boyanmıştı gökyüzü.
Soğuk değildi o kadar. Olmasın da zaten. Bir kez daha kışı sevdiğim için soğuk havayıda sevmem gerektiğini hatırlattım kendime.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obje
Teen Fiction'Bunu ondan saklamalıyız.' dedi gözlerimin içine bakarak. Bunu yapmamı nasıl isterdi. Ona söylememiz gerekiyordu. Yinede ben gözlerimi bile kırpmadan 'Peki.' dedim. 'Gülümse hadi. Fotoğrafımızı çekecek.' 'Yapamam. O beni korkutuyor.' dedim. 'Yanınd...