ASENA

25.BÖLÜM:MOR ERİK

Selam. Nasılsınız? Ben de iyiyim.

Sınır:15 oy ve 20 yorum.

4000 için teşekkür etmek amaçlı sınır olmadan yayınlanmıştır.

Bir hadsiz kitabımızı alıp 💩 adlı bir okuma listesine eklemiş. Her ne kadar sinirlerim bozulsa da sakinleştim. Çünkü martı pisliyor diye deniz kirlenmiyor bildiğiniz üzere. O yüzden bunu pek sorun etmedim.

Ayrıca eğer benimle konuşmak ya da kitap hakkındaki fikirlerinizi saygı çerçevesi içinde belirtmek isterseniz bana mesaj atabilirsiniz. 1-2 okuyucumla konuşuyoruz. Ama onun dışında yeni bölüm istemek için de mesaj atabilirsiniz. Ama koyduğum sınırların dolması için bir şeyler yapıyorsanız.

Bölüme geçebilirsiniz.

"Anny bak."

Ağrılarımla zar zor başa çıkıp Asil'e döndüm. Bugün fazla yorgundum. Nefes bile alamayacak duruma gelmiştim.

Gelişi güzel boyadığı resme baktım.
"Çok güzel olmuş bebeğim."

Minik ellerini birbirine vurdu. Gözlerimde gecenin uykusuzluk emarelerini taşıyordum. Gece çok zorlanmıştım. Sürekli hareket halinde olan bebeğim beni fazlasıyla zorlamıştı.

Mustafa dışarıda işi olduğunu söyleyip gitmişti. Yeni yıla 15 gün kalmıştı. Onunla belkide birkaç kere yeni yıla girmiştik. Ama hatirladığım ilk yeni yılımız olacaktı. Sonra Şubat ayi gelecekti ve biz tam tamına bir seneyi dolduracaktık. Zaman çok hızlı geçiyordu. Bir seneyi doldurmadan bir bebeğim olduğunu öğrenmiştim. Bir bebeğim de olacaktı.

Kapının bir anahtarla açılmasıyla kapıya döndüm.
"Hoşgeldin."
"Hoşbuldum."

Elindeki poşetleri mutfağa bırakıp bana yaklaştı. Dün geceden beri mor erik diye söyleniyordum.

Dudaklarını burnuma bastırıp arkasındaki poşeti dizlerime koydu. Heyecanla poşeti açmaya çalışırken bu hâlime güldü.

Poşetin içindeki mor eriklere sanki dünyanın en değerli hazinesiymiş gibi bakıyordum.
"Sera meyvesiymiş."
"Sorun değil. Erik olsun da."

Artık hareketlerim zorlaştığı için hastaneye gitmiyordum. Doğumdan sonra da bir süre gitmeyi düşünmüyordum ama böyle yaparak Mustafa'ya yük olduğumu düşünüyordum. Hastanede iki ay çalışmıştım. Bunun için bile verilen maaşla bebeğin tüm ihtiyaçlarını tamamlayabilirdik.

Eriğe büyük bir açlıkla saldırırken Asil de yanıma geldi.
"İstiyor musun oğlum?"

Elini uzatıp poşetten iki tane erik aldı. Sanki kızacakmışım gibi davranıyordu. Onun bu hâline güldüm.
"Al haydi anneciğim."

Gülerek yere oturdu.
~~~~~~~~
Erikler bittiğinde büyük bir pişmanlık içime oturmuştu. Karnım dehşet ağrımaya başlamıştı. Ayılıp bayılacak duruma gelmiştim.
"Mustafa niye dur demedin?"
"Çok güzel yiyordun bebeğim. Dur desem kızardın ayrıca."
"Of ya. Bayılacağım şimdi."

Mustafa yavaşça ayak ucuma oturup elini karnıma koydu. Minik kızım içerde futbol maçına başlarken Mustafa'ya döndüm.
"Zaten karnım ağrıyor diyorum. Bilerek mi yapıyorsun?"
"Ovacaktım ama hemen hissetti."

Daire çizerek karnımı ovmaya başladı. Ama kızımız durmayıp tepikleniyordu.
"Teşekkür ederim Mustafa ama durmuyor."

Dudaklarını karnıma bastırdı.
"Annenin karnı ağrıyor miniğim."
"Haydi canım."