4

1.6K 103 57
                                    

Oylarınız ve yorumlarınız benim için çok kıymetli, lütfen yıldızımı parlatın <3

🪞

Derin sessizliğin üzerimize bir kalkan gibi örtündüğü kış bahçesinin sıcaklığı altında oturuyorduk. Bakışlarımı bir saniyeliğine bile Devrim Demirgan'ın üzerinden çekmemiştim. O ise masayı ele geçirmiş durmadan bir ritim tutturan parmaklarına bakıyordu.

Haklıydı. Buradan çıktığım an ölürdüm. Lakin Devrim Demirgan neden onu vurmak için tutulmuş bir tetikçiye güvenlik ve iş sağlayacaktı ki?

Burnuma pis kokular geliyor Kül,

İçimdeki ses bu kez hak vermekten geri kalamayacağım fikrini belli etti. Sabırsızlığım ve merakım teklifi irdelemek adına işe koyuldu.

"Sizin için mi çalışayım? Kim kendini vurmak için tutulan bir tetikçiye bunu teklif eder?" Devrim Demirgan hala bakışlarını ritim tutan parmaklarından ayırmamıştı.

Gözlerine odaklanmaktan suratına adam akıllı hiç bakmadığımı fark ettim. Yüzündeki tek pürüz yeni çıkan sakallarının görüntüsüydü. Uzunca bir suratı vardı. Kemikli çenesi ve kemerli kalkık burnu suratına hoş bir görüntü katmıştı. Gözlerim kısa süreli soluk dudaklarıyla çarpıştı.

Diliyle dudaklarını hafifçe ıslatıp ağzını araladı. Vücudumdan bir ürperti geçti. Tırnaklarımı avuç içlerime bastırıp gözlerimi dudaklarından çektim.

Acı kahveler gözlerimle buluştu.

"Beni vurmak için tutulduğunuz doğru." Nihayet ıslak ve soluk dudaklarından dökülen kelimeler kulaklarıma doldu. Dudakları yukarıya kıvrıldı ve samimiyetten yoksun bir tebessümü gözlerime bahşetti. "Beni vurdunuz mu?" dedi tebessümü yüzüne daha da yayarak.

Koltukta biraz geriye gitmiş, kendisi için daha fazla alan açarak yayılmıştı. Parmaklarının masayla tuttuğu ritim ortamı germekten başka bir şey yapmazken bu soruyu neden sorduğuna dair binbir şey geçiriyordum kafamdan.

"Vursam morgda olurdunuz." Cüretkar tavrımı beğenmemiş olacak ki yüzünü hafifçe buruşturup başını salladı. Gülümsemesi hala yerli yerindeydi.

"Bakın, ben sizi tanıyorum. Kime çalıştığınızı, ne için çalıştığınızı biliyorum. Ben her ne kadar kötü bir imaj çizsemde; kötü hiç bir şey yapmıyorum. Akiften alacağım malı gidip satmayacaktım. Yakacaktım. Ben sadece son oyunumu kuruyorum."

Kafam iyice allak bullak olurken, Erdem içeriye girdi. "Halletiniz mi?" dedi. Erdem'in sorusuyla bütün bedenim ona dönerken Devrim Demirgan tuttuğu ritimi bırakmış biraz toparlanmıştı.

"Kafamdaki soru işaretlerini gidermeden halledemeyeceğiz sanırım." Keskin bir şekilde kurduğum cümle Erdem'in gülümsemesine sebep olmuştu. Beni umursamayarak Devrim Demirgan'a döndü.

"Abi bu ölmek istiyor sanırım? Kabul etmediğine göre ya daha iyi bir fikri var ya da soyunun kurutulmasına hazır." Gözlerimi kısarak Erdem'e bakmayı sürdürdüm.

"Neden böyle bir şey yapıyorsunuz? Bu adamları bitirmekteki amaç nedir sizin için? Son oyun ne?" Sorularımı arka arkaya dizerken ellerimi saçlarımın arasından geçirdim.

Ölüm ÖpücüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin