3

1K 44 75
                                    

İyi okumalar<3
____

Sabah. Çınar'dan.

Uyanalı birkaç saat oluyordu ve sekreterim Arzu ile birlikte toplantıların üzerinden geçiyorduk.

Artık evde birisi ile yaşıyordum ve bu biraz garipti.

Dün geldikten sonra hiç sesi çıkmamıştı.

"Efe Bey son toplantıyı aslında erteleyebiliriz." dediği sırada Arzu'ya döndüm.

"Bana ev arkadaşımın yanında Efe demeyelim,"

"Tabii ama... Neden?"

"Bilmesin."

"Tabi."

Konu kapandı ve ben tekrardan dosyaları kontrol etmeye devam ettim. Son toplantıyı erteleyecektim çünkü ağrıyan bir boğazla toplantı hiç çekilmiyordu.

Çok çalışıyor olmak bir süredir beni zorluyordu. Üstelik hala çocukmuşum gibi babamın şirkette yaptıklarımın raporunu alması daha da berbattı.

Duyduğum kapı açılma sesiyle uzun koridora gözüm çarptı ve Burçak 'ın çıktığını gördüm.

Beni gördüğünde bakışlarımı tekrar hızlıca dosyalara çevirdim ama boş boş yazılara bakıyordum. Ona bakmamak için.

Mutfağa girdi ve birkaç dakika sonra kapıdan kafasını uzatıp "Masada birinizin kahvesi var, unutmuşsunuz." diye seslendi.

Benim kahvem değildi, sekreterim de kendininkini içmişti. Periler falan mı getirmişti? Perilere de inanmazdım ki.

"Ben ona da yapmıştım," dedi Arzu. "Gidip söyleyeyim."

Arzu da mutfağa gittikten birkaç dakika sonra ben de su içmek için gittim.

Boğazım ağrıyordu, sıcak bir şeyler içmem gerekiyordu ama buna uğraşacak vaktim yoktu. Sekreteri de benim getir götürcüm gibi kullanmayı sevmiyordum.

Arzu gittikten sonra mutfakta sadece ikimiz vardık. Burçak garip bir kızdı. Tanışalı iki gün bile olmuyordu belki... Güzeldi, ama farklı bir enerjisi vardı. Henüz çözememiştim. Uzun saçı kadınlarda pek beğenmezdim ama ona yakışmıştı.

"O kim?" diye sordu. Muhtemelen dünden beri içinde tuttuğu bir soruydu.

"Sekreterim."

Birkaç saniye sonra gayet rahatça ardından "Şirkette mi çalışıyorsun?" diye sordu. Az önce konuştuklarımızı mı duymuştu yoksa rahat bir kişilik miydi çözememiştim.

Ayrıca beni tanımıyor muydu?

Dalga geçiyordu herhalde. Beni nasıl tanımazdı? Daha geçen gün, 60 yaşındaki çift fotoğraf çektirmek için yanıma gelmişken 23 yaşındaki ev arkadaşım beni tanımıyor muydu?

"Bilmiyor muydun?" dedim gerçekten bilip bilmediğini anlamak için.

"Dün söylememiştin, e ilanda da yazmıyordu." dedi savunurcasına. "Bilmem mi gerekiyordu?"

Beni gerçekten tanımıyordu.

İstemsizce sırıtırken bunu belli etmemek için kendimi durdurmaya çalışıyordum ama olmuyordu.

Beni, tanımıyordu.

Ünlü bir ceo'yla ev paylaşıp tanımıyor oluşu şaka gibiydi.

"Ne gülüyorsun?" diye sordu. Sinirleniyordu sanırım. Ama ben hala gülüyordum.

Normalde bu kadar gülmüyordum ama beni tanımıyordu ve bu yanında özgür hissetmeme sebep olmuştu.

Zaten en başta ismimi sadece Çınar olarak tanıtmıştım. Çınar Efe Vural olarak değil.

EVİMDEKİ ÜNLÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin