4

903 43 42
                                    

Sabah kampüse gelmiştim ve derslerim öğlene doğru bitmişti. İş zamanına kadar da bir kafede oturuyorduk. Tabii o sırada da Naz ve Derin, ev arkadaşım hakkında beni sorguya çekiyorlardı.

"E kızım hastaymış dedin, başka?" Derin aramızdaki masayı umursamadan boğazıma çöküp zorla ağzımdan laf alacak diye korkmuyor değildim.

"Ya işte hastaydı ben de su falan verdim ilaçlarını içmemiş."

Naz dibime yaklaşıp "İçip içmediğini sordun yani?" diye fısıldadı.

Dizilerdeki vampirler gibi korktucu konuşmaya çalışsa da "Naz olmuyor olmuyor uğraşma hayatım," diyerek onu ittim.

"İlaçları içip içmediğini sordum, evet." Dedim. " Sonra da gidip bitki çayı yaptım, rahatladınız mı?"

"Bitki çayı mı yaptın? Sen?" dedi Derin inanmayarak.

"Ay evet, bir de yanlış anlamasın diye kendim de içmek zorunda kaldım."

Derin ve Naz birbirine kısa bir bakış attıktan sonra gülmeye başladılar.

"Ne gülüyorsunuz be?"

"Salak oluşuna. Neyse çocuk ne dedi?"

"Ne diyecek, teşekkür etti."

Anlatmaktan çekiniyor oluşumu Derin ve Naz'ın yanlış anladığını düşünüyordum.

Naz bana sahte bi gülüşle bakarak kirpiklerini kırıştırdı. "Burçak, bebeğim, mal mısın?"

"Ne alaka ya!"

Derin dayanamayarak araya girdi. "Kızım çocuk sana nasıl davrandı? Bakarsın manita olursunuz?"

"Oha Derin!" dedim gözlerim şok içinde açılırken. "Niye herkes manita olacakmışız iması yapıyor ki?"

Pot kırmıştım.

Aferin Burçak.

İkisi de aynı anda "Bizden başka kim dedi?!" diye cırladılar. Evet cırlamak. Bağırmadan bağırmanın diğer yolu.

"Arkadaşı."

"Çocuğun arkadaşı mı?" diye soran Naz'a kafa salladım.

"Oha o nereden biliyor?" Derin her şeye şaşırıyor ve aşırı tepki veriyordu.

"En baştan anlatıyorum. Sakin olun, araya girmeden dinleyin." dedim.

Ve başladım. "Şimdi geldim eve, bu uyuyordu koltukta ve sehpada da bir ton ilaç vardı. Ben de merak ettim yani ne ilacı diye. İşte soğuk algınlığı ilacıymış. Dedim kesin ateşi de çıkmıştır, aslında çekindim ama ateşine de baktım. O sırada uyandı afalladı, kolumu tuttu falan. Dövecek sandım bir an." derken gülüyordum, son cümlem ağzımdan çıkınca gülüşüm soldu.

Neyse. Kimse beni dövemezdi.

"İşte," dedim hızlıca tekrar devam ederek. "Sonra ilaçlarını içmemiş, ben su falan getirdim içsin diye. Sonra bitki çayı falan yaptım, anlattım zaten. Sonra da kapı çaldı. Açtım, arkadaşı onu sordu. İçeri geçti falan, benden haberi yokmuş sanırım. Evlendin mi dedi, bu kim dedi, manita mısınız dedi. Sonra da aşk hayatını anlatıp tavsiye istedi."

"Dur dur dur," dedi Derin sözümü bölerek. "Ev arkadaşın mı tavsiye istedi? Kaçırdım orayı beynim yetmedi."

"Hayır, onun arkadaşı."

"Hee," dedi Derin gülerek. "Tamam devam et."

"Bu kadar işte aaaaa," dedim. Bıkmıştım. Boş boş çocukla sevgili olacağımı iddia edip başımı şişireceklerdi.

EVİMDEKİ ÜNLÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin