İki gün sonra...
"Sizin otel ne zaman açılıyor abiciğim?" Salonda boş boş telefonumda dolanırken mutfaktan gelen Ceren'in sesini duydum. Kahvaltı yapıyorlardı muhtemelen ama yanlarına geçmek yerine biraz salonda oturmak istemiştim.
"Daha bir ay var. Haftaya gideceğim, düzenlemeler için. Ezgi ile çalışıyoruz."
"Şaka yapıyorsun?" Sesinden bile inanamadığı ve şok olduğu belliydi. "Son çalıştığınızda kendini spora vurup psikopata bağlamıştın."
"Sorma..." Diye mırıldandı Çınar. "Burçak da gelir belki bu sefer, daha iyi olur."
"Burçak mı? O niye geliyor?" Duymadığımı düşünerek konuşuyorlardı ve ben burada yanlışlıkla da olsa onları dinliyordum. Bu, bir an için içimde kötü bir hisse neden oldu.
"Ezgi'yi kabul etmeye onun sayesinde ikna oldum gibi bir şey oldu. " Dedi. "Bir de var ya şu Merve, bizim işlerle ilgilenen, onun çenesinin altından bir tek Burçak kalktı."
"Yuh?!" Ceren yine şaşırmıştı ve bir yandan da kahvaltı yapıyorlardı. Çatal sesi geliyordu. "Ama Burçak niye gelecek onu hala anlamadım, sen öyle herkesi dahil etmezsin işine."
"Hala öyle."
"Eee abi?" diye yükseldi Ceren. "Ağzından zorla laf alıyoruz resmen, söylesene düzgünce şunu."
"Merve bizim sevgili olduğumuzu sanıyor, Burçak'la."
Ceren'in öksürük sesini duydum, duyduğu cümleyle içtiği şey boğazında kalmış olmalıydı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Sanıyor mu, öyle mi?"
"Sanıyor."
"Neden? Nasıl yani, sen Merve gibi dedikoducu birisine bir sevgilin olduğunu mu söyledin?" Ceren hala inanamıyordu. Ama Çınar'ın benim hakkımda bir şeyler dediği şeyler dinlemek midemi tuhaf yapıyordu. Merak ediyordum hakkımda ne düşündüğünü...
"Öyle gerekti Ceren'cim."
Ceren anında "Ya ööff!" Diye yükseldi. "Bir kere kardeşine de anlatsan ölür müsün yani? Merak ediyorum şurada hayatını."
"Küçüksün sen daha."
"Ama benim de bir aşk hayatım var sonuçta!" Ceren hala itiraz ediyordu. Abi kardeş tartışması izlemek her zaman zevkliydi.
"Höst!" bu sefer de yükselen Çınar'dı. "Ne aşkı kızım?"
"Bildiğin bir şeyi hala inatla her seferinde reddedip yükseliyorsun ya, inanamıyorum..."
"Biliyoruz diye kabul edecek değiliz."
Sohbetlerini böler miydim bilmiyordum ama canım kahve çekmişti ve bu evde yaşıyordum, onlar mutfaktayken gidebilirdim sonuçta. Yine de biraz çekiniyordum nedensizce. Onların sohbeti çok güzeldi ve benim daha önce böyle bir sohbetim olmamıştı. Umarım fazlalık olmazdım.
"Günaydın," dedim mutfağa girerken.
"Oh be çok şükür!" Dedi Ceren gülerek. "Burçak kurtar beni bu abimden."
Sırıtarak göz ucuyla Çınar'a baktım. O da sırıtıyordu. "Niye?" diye sordum Ceren'e. Bir yandan da kahve yapmaya koyuldum.
"Kardeşinin de aşk hayatı olabileceğini kabul etmiyor."
"Çınar," Çınar'a döndüm, imalı bakışlarımla "Nesin sen böyle?" diye sordum.
Çınar bir yandan da ayağa kalkarken "Kardeşim beni delirtiyor." diye söylendi. "İpsiz sapsız adamlarla dolaşıyor. Ondan böyleyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİMDEKİ ÜNLÜ
Teen Fiction"Kızım sen de hiçbir şey sormadın mı yani? İnsan biraz merak eder. Ya ünlü biriyle kalıyorsan?" Dedi Naz. "Onu da tanır herhalde," Diye araya giren Derin'di. "Yok yok, Burçak mı tanıyacak? Onun baktığı maksimum magazin futbol maçlarıdır. O da Ege y...