"Böyle şeylere ne denir bilmiyorum," dedi en sonunda. "Ama her zaman anlatabileceğin birisi olmak isterim."
Bu ne demekti ki şimdi?
Kalpten gitmemi mi istiyordu?Bir şey diyemedim fakat kendi kendime gülüyordum, görüp görmediğinden emin değildim.
Bir süre daha ikimiz de konuşmadık, ben de sessizce dışarıyı izledim.
"Antalya'ya geliyor musun?" Sessizliği bozan Çınar'dı.
"Efendim?" dedim. Antalya'da ne işim olduğunu hala anlamıyordum.
"Antalya'ya geliyor musun diyorum?" Yüzündeki hafif sırıtışı gördüğüm gibi kafamı cama çevirdim. Sanırım çok az utanmıştım.
"Orada bir işim olduğunu düşünmüyorum. Hem zaten çalışıyorum, okulum da var..." diye mırıldandım. "Size iyi eğlenceler."
Gitmek isterdim, ama orada kendimi dış kapının dış mandalı gibi hissedeceğime emindim. Hem benim neyimeydi ki? Basit bir öğrenciydim sadece.
"Gelmek istersen onları hallederim."
"Sen CEO değil misin şimdi?"
"Öyleyim de, neden sordun şimdi?" Pat diye konuyla alakasız sorduğum soruma anlam verememişti.
"Bilmem." Dedim. "Yaşın genç değil mi?"
"Babam şirketin sahibi, o yüzden... " derken kafa salladım ona. Direkt işin başına geçmişti, şanslıydı.
"Ünlüymüşsün de yani..." diye mırıldandım tekrardan. "Niye benimle sevgili olarak bilinesin ki? Seni zor duruma sokmaz mı?"
Sustu, zor duruma sokacağını o da biliyordu. Ama yine de gelmemi mi istiyordu? Bu düşünce yüzümü güldürse de arabanın durmasıyla normale döndüm.
Arabadan indiğimde karşımda çok tatlı bir kafe vardı. Dışarıdan bile çok sıcak görünüyordu.
"Burası çok sevdiğim bir yer," dedi Çınar yanıma gelerek. "Genelde insanlardan uzaklaşmak için buraya gelirim."
"Şu an insanlardan uzaklaşmak mı istiyorsun yani?"
"Şu an seninle olmak istiyorum."
Gülümsedim. Bir şey dememe gerek yoktu, hatta bazen sessizce gülümsemek bin cevaptan çok daha fazlasıydı.
İçeriye girdiğimizde bizi çok tatlı bir teyze karşıladı. "Çınar!" diyerek Çınar'a sarıldı. "Nasılsın oğlum?"
"İyiyim Sevgi Teyzem, sen nasılsın?"
"İyiyim çocuğum gelin oturun, şansınıza bugün çok sakiniz." ardından bana döndü. "Sen de hoş geldin kızım, gelin geçin şöyle." İşaret ettiği koltuğa oturduk.
Renk renk koltuklar, masalar, tablolar vardı. Normalde böyle şeyler gözümü yorsa da burası oldukça güzeldi.
"Asya nasıl Sevgi Teyzem?"
"İyi iyi yavrucuğum, sayende daha iyi. Her gün dilindesin vallahi... Çınar abim bunu aldı şunu aldı diyip duruyor." Gülümsedim, Asya denilen kıza Çınar hediye almış olmalıydı.
Birkaç dakika daha Çınar ve Sevgi teyzenin sohbetini sessizce izledim, sonrasında Sevgi teyze bana döndü. "Sen nasılsın kızım?"
"İyiyim teşekkür ederim, siz nasılsınız?"
"Ben de iyiyim kızım," gözü bir an için Çınar'a kaydı ama bizi utandırmamak adına sustuğunu görebildim.
"Ben içeri geçeyim çocuklar, size menüyü gönderirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİMDEKİ ÜNLÜ
Teen Fiction"Kızım sen de hiçbir şey sormadın mı yani? İnsan biraz merak eder. Ya ünlü biriyle kalıyorsan?" Dedi Naz. "Onu da tanır herhalde," Diye araya giren Derin'di. "Yok yok, Burçak mı tanıyacak? Onun baktığı maksimum magazin futbol maçlarıdır. O da Ege y...