Bugün işe gitmiyordum. Sabah o yüzden ekstra güzel uyanmıştım. İçeriden gelen seslerden dolayı kalkıp içeri gittim.
Çınar, geçen öğrendiğim sektreteri, ve birkaç adam oturmuş bir şeyler konuşuyordu.
"Son olarak Efe Bey, Merve Hanım bugün için randevu ayarladı şirketten. Sizinle görüşmek istiyormuş." dedi adamlardan birisi. Efe Bey kimdi? Çınar'dan daha üst birisi onun evinde toplantıya gelmezdi herhalde.
"Tamam," diyen Çınar'ın sesini duydum. Efe'ye neden Çınar cevap vermişti? İsmini neden yalan söylemişti? Bir mafya ile mi kalıyordum acaba?
Ne olduğunu anlamasam da sessizce ve hiç o tarafa bakmamaya özen göstererek mutfağa geçtim.
Mutfakta ketıla su koydum ve sandalyeye oturup kaynamasını beklemeye başladım.
Bir yandan da sinirim bozuluyordu. Bu çocuk Efe miydi Çınar mı? Yalan söylediyse şimdiden güvenimi yıktığı için sinirlenmiştim biraz da.
Çınar mı Efe mi olduğunu bilmediğim şahsiyet ben beklerken mutfağa girdi.
Ona saniyelik baktım ve ardından kafamı çevirdim.
"Günaydın." Dedi.
"Size de günaydın Efe Bey, kahve içer misiniz?" Dedim dalga geçerek. Sinirim bozulmuştu. Daha dün hoşuma gitmeyi başarıp bugün kafamı allak bullak etmişti.
"Çınar Efe Vural." Dedi. Sanki ismi bir yerden tanıdıktı. Ama nereden tanıdık geldiğini çıkaramamıştım.
"Burçak Arsal." dedim ben de aynı ciddiyetle.
"Tam ismimi söylemediğim için üzgünüm, ama özel hayatımda Çınar'ı kullanıyorum. işlerimde kimse de beni Çınar Efe olarak tanımıyor. Sen de beni tanımadığını söyleyince.." cümlesini bitiremeden kalkıp bardağa kahve ve kaynayan suyu koydum.
"Ben seni tamamen tanımıyorum. Hani, kimsin nesin nereden bileyim ben?" dedim sinirle. Aslında çok sinirli değildim ama sesim çok hesap sorar gibi çıkmıştı.
Hesap sorar gibi olma sebebi de ona olan güvenimin kırılmasını istemememdi. Çok güvenmiyordum evet ama yine de güven vermişti. Bunu yıksın istemezdim, güven kolayca oluşan bir şey değildi. Özellikle benim için.
"Haklısın." dedi sadece.
"Ee," dedim tekrar dalga geçerek. "Kimsin sen? Dürüstçe açıklaman gerekmiyor mu sence de?"
"Şirkette çalışıyorum, beni tanımıyor olabilirsin ama beni tanıyan da çıkabiliyor yani. Yaptığım işlerden." Çok mükemmel işler yapıyor olsa ben de tanırdım nihayetinde.
"Bu kadar popülersen neden ev arkadaşı alıyorsun?" dedim gayet mantıklı bir şekilde.
"Popülerlik derecem sana göre değişebilir, çünkü beni tanımayan birisin.." dedi. Aslında ses tonunda ego yoktu ama sürekli onu tanımadığımı söylemesi sinirimi bozuyordu. Kimsin de seni tanıyacağım?
"Yani şöyle kısaca tek kalmaktan sıkıldım ve bir öğrenciye destek olmak istedim. Bunu da gizli yapmak istedim çünkü iyi bir şeyin göze sokarak yapılmasına karşıyım."
Hiçbir şey demeden dinlemeye devam ettim.
"Geç anlattığım için kusura bakma. İlk görüşmeye geldiğinde tanıdığına dair bir şey deseydin gizlemeni isteyecektim. Ama sonradan hiç tanımadığını öğrendim, ve açıkçası beni tanımayan birinin olması iyi hissettirdi."
Konuşmasına bakılırsa gerçekten ünlü birisi olmalıydı. Ama o kadar ünlü olsa da tanırdım, o kadar da gündemden magazinden uzak değildim bence.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİMDEKİ ÜNLÜ
Teen Fiction"Kızım sen de hiçbir şey sormadın mı yani? İnsan biraz merak eder. Ya ünlü biriyle kalıyorsan?" Dedi Naz. "Onu da tanır herhalde," Diye araya giren Derin'di. "Yok yok, Burçak mı tanıyacak? Onun baktığı maksimum magazin futbol maçlarıdır. O da Ege y...