7

811 37 39
                                    

"Sebep?" dedim. O kendini yanlış tanıtmışken bir de onun sevgilisi gibi mi davranacaktım, çok beklerdi.

"Çok yapışıyor, iş dışı her şeyi istiyor gibi davranıyor..." derken ses tonu bana kabul etmem için yalvarır gibiydi. "Azıcık tersleyip sevgilim gibi davransan?"

Ne diyeceğimi bilmiyordum ama mecburen, hatta belki biraz isteyerek, kafa salladım.

Az önce çok beklerdi diyen ben değilmişim gibi.

Bu kadın gibi kadınlara sinir olurdum ve laf sokma fırsatı bulmuşken kaçırmak istememiştim.

Ve Çınar gülümseyerek bir anda elimden tutup beni salona doğru götürdü.

Elimden tutması şok etse de midemdeki garip his daha sinir bozucuydu. Ne olduğunu bilmiyordum ve iyi mi kötü mü anlamıyordum.

"Merveciğim," dedi Çınar Merve'ye gülümseyerek. "Seni biriyle tanıştırmalıyım."

Merve denen kadının gülümsemesi birden küçüldü. Bir bana bir Çınar'a ve bir de birbirine bağlı ellerimize göz gezdiriyordu.

Çınar açıklamak istercesine "Kız arkadaşım." Dedi.

Onu bozmamak ve kadının laf atmasını önlemek amacıyla "Merhaba!" dedim neşeyle. "İş konuşursunuz diye bölmek istememiştim ama sanırım iş konuşmuyordunuz. Yani duyduğum kadarıyla."

Sesimdeki imayı anladığını umuyordum, her ikisinin de.

"Canım," dedi sahte bir gülüşle. O sırada Çınar az önce oturduğu tekli koltuğa bense kadının yanındaki diğer koltuğa oturmuştum. "Biz Çınar'la genelde iş konuşmayız."

Çınar'a göz kırpması üzerine sinirlerim iyice geriliyordu. Göz kırptı. Ne yapıyorlardı yani başka? Keşke kadının kırmızı saçlarını alıp tiftik tiftik edebilseydim.

"Ne konuşursunuz?"

"Konuşmayız."

"Konuşmayacaksanız neden buluşuyorsunuz?"

"Anlarsın ya." diyerek bu sefer bana göz kırptı. Derin bir nefes aldım.

Kadındaki iticilik beni sinir ediyordu.

"Konuşmayacaksanız gider misiniz sevgilimle yalnız kalmak istiyorum, anlarsınız ya."

Çınar gülmemek için dudaklarını bastırırken Merve denen kadın şok oldu. Kelimenin tam anlamıyla şok oldu çünkü ağzı bile açılmıştı.

Ardından Çınar'ın işini mahvetmemek adına sahte bir kahkaha patlattım. "Şaka yapıyorum canım, zaman mı yok sanki? Siz işinizi konuşun rahatsız olmayın."

"Tabi şaka.." diye gülerek mırıldanan Merve'ye imalı bakışlar attım. İçimden kıskanç bir sevgili çıkmıştı resmen.

Ben ben değildim yani.

Çınar hafif bir sırıtma ile Merve'ye döndü. "Dosyaları getirdiysen inceleyeyim. Diğerlerine ben gönderirim." dedikten sonra incelemeye başladı. Bense sessizce oturuyordum.

İki dakika sonra, sıkıntıdan saati izlediğim için fark etmiştim, Çınar az öncekinden daha ciddi bir ifadeyle "Çalışacağımız tasarımcı neden sonradan eklendi? Ve üstüne üstlük bu kişi Ezgi'yken."

Ezgi kimdi ya? Bir Ezgi bir Merve, bitmek bilmeyen kız isimleri salmıyordu sabahtan beri.

Neyse... Bana neydi?

Merve de daha ciddiydi artık. Sanırım şirketlerde işler böyle konuşuluyordu.

"Tasarımcıyı sonradan ekleyeceğimi söylemiştim Çınar, ayrıca Ezgi işini gayet iyi yapan birisi. Aranızdaki eski olayları sineye çekip işinizde profesyonel davranmanız gerekir."

EVİMDEKİ ÜNLÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin