"Lan başlayacağım eline koluna bir rahat dur!" Girdiğimiz partide, hiç bilmediğimiz birinin evinde, Caner'i bulmuş ve eve götürmeye çalışıyorduk.
Anormal derecede yüksek müzik sesi kulağımı tırmalarken Çınar'ın Caner'i kaldırma çabasını izliyordum.
"Eşşek kadar adamsın kucağımızda mı taşıyalım ne bu halin oğlum senin?!" diyerek Caner'e sesli bir şekilde olmasa da içinden bir hayli sövdüğü belli olan Çınar'a gülmemeye çabalıyordum.
"Yardım lazım mı?"
Çınar saniyelik bana baktıktan sonra "Gel Burçak gel, eşşek kadar herifi kırk kilonla taşı gel." diye söylendi.
Sinirliydi, ve şu an olduğumuz durum çok komikti. Çınar'ın, Caner'i kaldırma çabaları nafileydi ve bir yandan dans eden kızlar Çınar'a yanaşmaya geliyordu ama Caner Çınar'dan daha çok umursayıp karşılık veriyordu.
Olanları sorgulamıyordum çünkü sorgulayınca burada ne işimin olduğunu anlayamıyordum.
"Siktirme belanı kalk lan artık!" diye bağırdığını duydum Çınar'ın. Ağzından ilk defa böyle bir şey duymuştum, normalde rahatsız olurdum ama şu an asla haksız değildi yani...
Garip bir şarkıdan sonra gelen şarkı Sibel Can- Çakmak Çakmak 'tı. Bir partide neden bu şarkı çalardı anlam bile veremeden Caner eşlik etmeye başladı.
"Yine başımda kavak yelleriii!" sesini duyduğum an yüzümü buruşturdum ve Çınar da Caner'i çekme çabasına son vererek umutszuca karşısında dikilmeye başladı.
"Sandığımdan daha kötü durumda." dedim Çınar'ın kulağına doğru.
"Rezillik." diye yanıtladı beni.
"Burada neden Sibel Can çalıyor?"
Şarkının ne olduğunu fark etmemiş olmalı ki birkaç saniye durup iyice dinledi. Derin bir nefes vardı. Sabır diliyordu, belliydi.
"Caner!" diye bağırdım Caner beni görsün diye. Caner beni gördükten sonra ise "Dans edelim mi?!" diye bağırdım. Kendi sesimi bile zor duyuyordum.
"Ne dansı Burçak?" bana anlam veremeyen Çınar'a cevap vermedim.
O sırada hala bu şarkının neden böyle bir yerde çalıyordu anlamış değildim. Hiç böyle şarkıların çalacağı bir ortam gibi değildi.
Caner bana cevap olarak ayağa kalkmayı denedi ve tam kalktığı sırada Çınar koluna girdi.
Ben de destek olmak adına diğer koluna girdiğim sırada Caner, ayaklarını yerden keserek bize tüm ağırlığını verdi ve "Uçuyorum!" diye bağırdı.
"Omzum kırıldı Caner..." Diye söylenirken bir diğer vaka daha geldi ve Caner üstümüze asıldığı için saçlarım aşağıya doğru daha da dağılmıştı ve saçlarımın sarısını bozacak bir şey gerçekleşti.
"Öğk!"
Evet, Caner saçıma kustu. Sarı saçlarıma. Güneşte hafiften sarı olan saçlarıma... Tamam... Teknik olarak apaçık bir sarı değildi ama sarıydı, ki sarışın değildim aslında saçım sarıya daha yakın bir renkti.
"Bana bunun gerçek olmadığını söyle Çınar..." diye mırıldandım. Bu sırada partiden çıkıp bahçeye ulaşabilmiştik.
Kafamı eğik şekilden kaldırıp Çınar'a bakamıyordum bile çünkü iğrenç kusmuk vücuduma da akmamalıydı.
"Burçak, sen bekle ben bu geri zekalı hıyarı arabaya koyayım. Saçını temizleriz."
"Temizleriz?" dedim sorarcasına. "Saçıma dokunabileceğimi ve başkasının kusmuğunu saçımdan temizleyeceğimi kim söyledi?" diye kendi kendime söylenirken Çınar'dan cevap gelmedi. Muhtemelen uzaklaşmışlardı bile, ben gözümü bile açmayı reddettiğim için göremiyordum.
Tahminimce birkaç dakika geçtikten sonra Çınar geldiğini bile söylemeden kafamdan aşağıya su dökmeye başladı.
"Eğil biraz üstüne gelecek."
"Ya ne yapıyorsun Çınar?"
"Saçını yıkıyorum Burçak," dedi. "Sen temizleyemeyeceğin için ben temizliyorum."
Biraz önce duymayacağını düşünerek dediğim şeyleri duymuş olması biraz mahcup olmama sebep olsa da elimi bile kaldırmadan saçımı yıkamasını bekledim.
Bu öküz olduğum için değildi, saçıma dokunduğum anda ben de kusmaya başlardım ve daha da kötü olurdu.
"Ben de Çınar'sam bu kusmukları Caner'in bir yerine sokarım..." Diye kendi kendine mırıldandıyordu. Hafifçe gülümsedim.
"Bitmedi mi?"
"Bitse de bitmese de şişedeki su bitti, istersen arabadan bir tişört getireyim kafana sar. Üstüne değmesin."
"Olur." dedim ve o da birkaç saniye içinde tişörtü bana uzattı.
"Yanında yedek tişört mü taşıyorsun?" derken bir yandan da kafama tişörtü sarıp Çınar'a döndüm.
"Gün içinde iki etkinliğim oluyorsa üstümü değiştirmem gerekiyor, o zamanlardan kalmış."
"Sen ciddi ciddi ünlüsün yani..." sesli dediğimi bile fark etmediğim cümleyi duyunca sırıttı.
"Niye, ünlü tipi yok mu bende?"
"Ne bileyim," dedim çevirmeye çalışarak. "Hayatımda ilk defa bir ünlüyle ev arkadaşı oluyorum kusura bakmazsan yani..."
Tekrar sırıttı. "Hadi eve geçelim bu geri zekalı arabaya da kusmadan."
Kafa sallayarak onu takip ettim. Arabaya bindiğimizde Caner uyuyakaldığı için arabada ses yoktu.
Çınar bir süre sonra bir şey demeden şarkı açtı. Açtığı şarkı Duman'ın Her şeyi Yak şarkısıydı.
Şarkı bittiği an biz de eve varmıştık ve bu denk geliş garip de olsa yüzümü güldürmüştü.
--
Eve gireli bir saati geçmişti. Çınar, Caner'in üstünü değiştirmişti çünkü leş gibi kokuyordu. Ben de o sırada dünyanın en acı kahvesi olduğunu iddia ettiğim kahvemi yapıp Caner'e getirdim.
"Kendine geldi mi?" Diye sordum.
Çınar kafa salladı. "Sanırım... Soğuk suyla şoklandırdık geri zekalıyı."
Güldüm. Düştüğümüz durum komikti ama hastanedeki bozulmamı biraz olsun unutturmuştu.
"Sen iyi misin?"
"Evet," dedim sakince, ne olacakmış dercesine.
"Kahve söyleyeyim mi? Geç oldu, dersin varsa sabah... Yarın söylerim." Yorgundu aslında, ara ara duraksıyordu.
"Ay ne kahvesi?" dedim ayağa kalkarken. "Ben yatacağım, sen de yatacaksın. Caner uyumuş bile zaten, kahvesini de içmeden." derken sesimdeki ima onu güldürmüştü.
"Burçak," diye seslendi, ben odama ilerliyordum o sırada. Arkama dönüp ona baktığımda "Teşekkürler bugün için," diye tamamladı cümlesini.
Hafifçe sırtım. "Kahve borcun var, hatırlatmak zorunda kalmayayım."
"O iş bende. Sen merak etme." dediği sırada daha da güleceğim için başka bir şey demeden odama geçtim.
Yorucu ve zorlu bir gündü. Çok fazla duygu değişimi yaşamıştım ve bir şeyleri hala içimde bastırdığımı hissediyordum.
Bastırabildiğim kadar devam edecektim. Bu huyumdan nefret ediyordum ama, neticede huylu huyundan...
___
Merhaba! Biraz uzun bir ara oldu ama kusura bakmayınız lütfen.
Düşüncelerinizi tavsiyelerinizi buraya alabilirim ^^ (Dilerseniz özelden de yazabilirsiniz)
Satır aralarına yorum yapıp oy vermeyi unutmayın lütfen.
Kendinize dikkat edin, bir sonraki bölümde görüşmek üzere<3
Twitter: lostsoulhoodl ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİMDEKİ ÜNLÜ
Teen Fiction"Kızım sen de hiçbir şey sormadın mı yani? İnsan biraz merak eder. Ya ünlü biriyle kalıyorsan?" Dedi Naz. "Onu da tanır herhalde," Diye araya giren Derin'di. "Yok yok, Burçak mı tanıyacak? Onun baktığı maksimum magazin futbol maçlarıdır. O da Ege y...