Merhabalar!
Neden smut olan bölüm çok fazla okuma almış amk. Neyse ben sine söz verdim şimdide tutma vakti. Nasıl birleştireceksin demeyin. Ben öyle bir birleştiririm ki bir daha ayrılamazlar. Bu bölümü aslında dün yayınladım ama bu gün silip tekrardan yayınlamış bulundum.
İyi okumalar<3
~~~~~~
1 yıl sonra~Hyunjin 1 boyunca Felix'e psikolojik olarak destek olmuştu. Ama o günden sonra sadece bir arkadaş gibi takılıyorlardı. Aynı yatakta uyuyorlardı ama bunun hiçbir etkisi yoktu.
Aralarındaki bağ sadece bebekleri içindi.
Yani Hyunjin öyle düşünüyordu.
Felix, Hyunjin'in hastalığını öğrenince bir daha gelmemek üzere gideceğini düşünmüştü. Ama Hyunjin kalıp destek vermişti. Felix her şeyden pişman olsada geri gelmiyordu zaman.
Hyunjin o günden sonra yüzüğünü takmayı bırakmıştı. Felix bunun için ne kadar üzülsede fark ettirmiyordu. Kendisinin elinde yüzük varken Hyunjin'in elinde yoktu.
Hyunjin son 1 haftadır Felix'in yaptıklarına anlam veremiyordu. Felix sürekli çalışma odasında oluyordu ve saraya bir sürü insan geliyordu. Ve Felix 1 haftadır yanında uyumuyordu. Çalışma odasında uyuyor ve uyanıyordu. Bu aslında 1 yıldır oluyordu.
Yemek için aşağı indiği bile yoktu. Aşırı yoğun çalışıyordu. Çocukları ile ilgilenmesi için vakti bile olmuyordu. Hyunjin ile ilgilenmek için ertelediği bütün işleri bitirmeye çalışıyordu.
Aslında bu gün biraz mutluydu Felix. Sonunda bu gün ara vericekti. Hyunjin'in de sabah erkenden babasını görmeye gittiğini Jeongin den duymuştu. Hyunjin hiç bir şeyde haber vermiyordu ki, neden bunu takıyordu Felix?
Felix çalışma odasından çıktığında koşarak yüzlerini görmeye fırsatı olmadığı çocuklarının yanına gitti. İkiside görmeyeli çok büyümüştü. Ama katlanmaları lazımdı.
Kral olmak kolay değildi. Hyunjin den asla yardım istemiyordu Felix. Sırf Hyunjin dışarı çıkıp gezebilsin, çocukları ile ilgilenebilsin ve düzgün dinlensin diyeydi bu çabaları.
"Beni unuttunuz mu yoksa hm? İkinizde eskisi gibi beni gördüğünüzde sevinmiyorsunuz"
18 aylık oldukları için biraz konuşabiliyordu Soojin ve Soobin. Ve Felix çocuklarının sesini ilk defa duyuyordu. İkiside bir şeyler mırıldanıyordu ama anlaşılmıyordu.
"Kokunuzu çok özledim ben. Fakat siz beni tanımıyorsunuz"
Felix Soojin ve Soobin'i koklayınca gözünden akan yaşlara engel olamamıştı. Bağırdığı için pişmandı aslında her şey için pişmandı Felix. Doğduğu içinde, yaşadığı içinde, nefes aldığı içinde. Hiçbirini hak etmiyordu. Bütün herşeyin en güzelini çocukları ve Hyunjin hakediyordu.
Kullandığı ilaçlar bile etki etmiyordu vücuduna. Günde 10'dan fazla ilaç içiyordu ve iğne alıyordu. Bunların hepsi çocukları içindi. Çocukları her gün bağırışlarını duymaması içindi.
Hava kararıncaya kadar çocukları ile ilgilendi Felix. Yapacağı süpriz aklına gelince hızla odadan çıktı Jeongin'e bir kaç şey söyleyip saraydan ayrıldı.
Hyunjin'in en sevdiği çiçeklerden oluşan bahçeye geldiğinde gülümsedi. Yaptırdığı minik beyaz klübe ve salıncak güzel duruyordu. Koşarak klübeye girdiğinde orayı kontrol etmişti. İçeriden küçük kutuyu ve papatyaları aldığında dışarı çıkmış ve salıncağa oturmuştu.
Hyunjin'i bekliyordu. Eğer her şey güzel giderse bu gece klübede uyuyacakları. Bütün işleri tekrardan ertelemesinin sebebi artık barışmak istemesiydi. Buranın yapımı 1 yıldan fazla sürmüştü.
Hyunjin kendisine zorla giydirilen kıyafet, Jeongin ve Seungmin ile bilmediği bir yere götürülüyordu. En sonunda sevdiği çiçeklerden oluşan bir bahçe görüş açısına girince gülümsemişti.
Biraz ileride 2 kişilik küçük bir klübe ve salıncak vardı. Ve salıncakta Felix oturuyordu. Hyunjin şaşırsada salıncağa doğru ilerlemişti. Kendisini gören Felix ayağa kalkmış ve gülmüştü.
Hyunjin kabul etmeliydi, Felix'in gülmesini özlemişti. Hyunjin Felix'in uzattığı papatyaları almıştı. Ve teşekkür etmeyi ihmal etmemişti. Felix ile ilk defa görüşüyormuş gibi hissediyordu.
"Otursana Hyunjin"
Hyunjin salıncağa oturduğunda yanına oturmakta tereddüt eden Felix'i görmüştü. Felix çekinerekte olsa oturduğunda gülümsemişti Hyunjin.
"Nasılsın?"
"İyiyim, peki sen nasılsın?"
"Bende iyiyim. Bu gün Soojin ve Soobin'in yanına gittim ama beni tanımadılar. Eskisi gibi beni görünce sevinmiyorlarda"
"Tabi babası ile aynı sarayda yaşasalar bile yüzünü göremedikleri için normal. Ben bile hatırlayamıyorum çoğu zaman"
Duydukları ile umudu azalmıştı Felix'in. Morali bozulsada bozuntuya vermeden gülümsemişti. Ne diyebilirdiki? Hyunjin haklıydı.
"Baban nasıldı? En son inat edip saraydan gitmişti"
"İyiydi işte. Bu arada burası güzelmiş"
"Sen hamileyken başlatmıştım çalışmalarını. 1 hafta önce bittiler. Bazen çocuklar ile gelip biraz vakit geçiririz diye yaptırmıştım"
"Senin yüzünü görebilirsek tabiki. Umarım o günlere kadar seni unutmayız"
"Hyunjin ben çok düşündüm"
Hyunjin meraklı bakışlarını heyecanlı Felix'e dikmiş ve dinlemeye başlamıştı.
"Bütün yaptıklarım için çok pişmanım. Sana ve çocuklara bağırdığım için çok pişmanım. Sana tokat attığım için özür dilerim. Sinir krizi geçirmeseydim mutlu olucaktık. Keşke o gün beni kurtarmasaydın. Belki ölseydim senin için daha iyi olurdu. O kadar kötü bir babayım ki kendi çocuklarım bile tanımıyor. Bak istersen çocukları al ve git, asla karışmayacağım"
Felix dolan gözlerini ve titreyen sesini fark ettirmemek için üstün çaba harcıyordu. Biraz toparlandıktan sonra gözlerini silmiş ve ayağa kalkıp Hyunjin'in önünde diz çökmüştü. Cebindeki kutuyu çıkartıp açtığında kocaman gülümsemesini sunmuştu Hyunjin'e
"Beni eskisi kadar sevmediğini bilsemde sormak istiyorum. Bu yüzüğü bir daha çıkarmamak sözüyle takarmısın? Bu hastalıklı adamı kabul edermisin?"
Hyunjin her şeyi sindirmeye çalışıyordu. Önünde ağlayan Felix'i kabul etmelimiydi? Her şey eskisi gibi olurmuydu? Felix değişebilirmiydi?
"Biliyordum işte kabul etmeyeceğini. Ama sorun değil, belki kabul etseydin bu klübede uyurduk ama cidden sorun değil. Kim beni istesin ki zaten? Ben hastalıklıyım, çocuklarıma kötü örnek olabilirim. Ben kötü biriyi-"
"Hayır Felix, söz veriyorum seni her halinle kabul edeceğim. Ama sende söz ver, bir daha bağırmayacaksın"
______
Gözlerim işiyor neden acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brutal Prince/Hyunlix✓
ФанфикKral öldüğünden beri halkta bir huzursuzluk vardı. Tahta geçecek veliaht prens Lee Felix daha 18 yaşındaydı, halk isyan ediyordu. Felix tahta geçtiği gün kendisine karşı çıkan herkese işkence edene kadar masum bir çocuk olarak bilinirdi. Halk Felix...