Ders başlamış,hoca gelmiş sırayla kendimizi tanıtmaya başlamıştık. Hep saçma bulmuşumdur hocanın benim babamın ne iş yaptığını merak etmesini. Onu ilgilendiren şeyler benim sevdiğim ders,ilgi alanlarım,veya not ortalamalarım değil mi? Herkes tanıtmıştı kendini. Pek yüksek düzey bir sınıf değildi. İki kişiydi not ortalaması iyi olan. Birisi ben diğeri de o. O kahverengi gözleri olan,zayıf,okul üniformasının içinde hiç de lise 1 gibi durmayan birisiydi. Yeni rakibim o mu olacaktı yani? İyi de o çok itici,kendini beğenmiş ve çok sert bakan bir insandı. Hiçbir zaman sevmemişimdir gözlerinde sevgi barındırmayan insanları. Bir kere geldiğimiz şu dünya da sevgiyi yaymak,her canlıya sevgi ve saygı göstermek varken neden bu öfke? Gözlerinde gördüğüm şey evet öfkeydi. Daha ilk günden bulmuştum sınıfta sevmediğim kişiyi. Zil çaldı ve yaseminle birlikte okulu gezmeye başladık. On ikinci sınıflar çok iyi insanlardı. Galiba gidecek olmanın hüznü onları herkese iyi davranmaya itiyordu. Geniş bir bahçesi vardı okulun. Bir sürü ağaç,güller,çiçekler. Genişti,kalabalıktı. Göz yormuyordu aksine tatlı bir güzelliği vardı. Ya da 4 senemi geçireceğim yeri sevmeye çalışıyordum. Teneffüs bitti içeri girdim dersler,hocalar derken öğle arası geldi. İçimdeki insan sevgisine engel olamayıp tüm sınıfla tanışmaya karar verdim. Tabi ki yasemini de sürükleyerek yanımda. Birkaç kişiyi sevmiştim iyi anlaşacağımızı biliyordum. Sıra O'nunla tanışmaya gelmişti. Yaklaştım ve selam verdim. Buz gibi bir ifadeyle karşılık verdi. Derdi neydi bu çocuğun dünyayla? Ya da kimse onunla tanışmak istememiş miydi şimdiye kadar? Hiç anlaşamayacağımıza eminim. Gerçekten de kelimenin tam anlamıyla gıcık birisi. Adı da Aybora'ymış. İsimlerimizin anlamları birbirine ne kadar yakın olsa da ben ona bi o kadar uzağım. Tanışma faslı da bitince artık karnımı doyurma vaktiydi. Kantine inip bir şeyler alıp,yaseminle gün kritiği yapmaya başladık. Yasemini tanıyordum zaten ortaokuldan. Kısa boyu,örgülü saçları ve poğaça yanaklarıyla sevimli ve etrafına neşe saçan bir kızdı. İlk günden sevmiştim onu belli ki ilerde yakın arkadaş olacaktık. Yasemin bana birşeyler anlatırken benim aklıma takılan tek şey Aybora neden o kadar soğuk bakışları olan birisiydi. Herşeyin bir anlamı vardır bence bu hayatta. Daha çok da bakışların. İnsan herşeyi saklayabilir ama gözlerindeki duyguları saklayamaz. Yemeğimizi yedikten sonra üç derse daha girip çıktık okuldan. Eve geldiğimde beş karış suratımla odama kapandım. Aslında güleryüzlü birisiyimdir. Çiçeğe,ağaca,kediye,köpeğe bile gülümserim. Ama bugün hiç keyfim yok. Aynaya baktığımda gördüğüm kahverengi iri gözler pek canlı bakmıyor. Kalın dudaklarımsa gülümsemekten bir haber. En iyisi uyumak çünkü uyumak en güzel kaçma yöntemidir. Belki de kurtuluş?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bazı Aşklar
Teen FictionBen seni severim ki. Herşeyinle. Sırtındaki kamburunla, ağarmış saçlarınla, artık duymayan kulağın, eskisi gibi görmeyen gözlerin,buruşmuş teninle. Ben seni bir ömür severim. Sen yeter ki gel ve beni sev. Ben her hücremle,her halini sevmeye razıyım.