Sorgulamak

14 6 0
                                    

Başka birisine yazmış olsaydım veya başka birinden mesaj bekliyor olsaydım bu kadar gergin olmazdım ama O'ydu işte. Benim buz dağı sıra arkadaşım Aybora. İki saat sonra cevap gelmişti.
-A:Estağfurullah ne rahatsızlığı buyur.
-Nasılsın?
-A:İyiyim saol sen nasılsın?
-Ben de iyiyim teşekkür ederim. Ben sana bir şey sormak istiyordum da.
-A:Tabi buyur seni dinliyorum.
-Bugün yanıma oturmamışsın da sebebini merak ettim. Dün anlaştığımızı düşünüyordum.
-A:Sen bugün benim her zaman oturduğum yere oturmuştun ve bu bir nevi git demekti benim için ben de yanına oturmayı tercih etmedim.
-Gerçekten bundan bu imayı mı çıkardın? (Aslında yapmaya çalıştığım biraz da buydu. Buse ile oturur belki diye düşünmüştüm.
-A:Benden ne bekliyorsun Mehir sana yalvarmamı mı?
-Sana yalvar demedim ayrıca neden böyle konuşuyorsun kavga eder gibi?
-A:Kavga eder gibi konuşmuyorum. Kendi kendine tavır alıyorsun,yanına oturmamı istemez gibi davranıyorsun,herkese gülümseyerek bakan kız bana donuk bakışlar sergiliyor ve sen benim ima çıkardığımı düşünüyorsun. Sence de beni sevmeyip istemediğin çok açık değil mi?
Bana kırıldığını fark ettiğim ilk andı ve bir süre ne cevap vereceğimi bilememiştim. Evet ilk günden beri onunla yıldızım barışmamış gibi düşünüyorum. Sınıfta sevmediğim bir kaç kız vardı ve benim için aynı kefedeydi onlarla. Sadece biraz daha azdı onlardan hepsi bu. Emrivakilerden hoşlanmam ve bana emrivaki yaparak yanıma gelmişti. Bakışlarında,davranışlarında hayatı sevdiğine,kalbinde sevgi beslediğine dair bir işaret de göremediğim için kendimi ona uzak hissediyor,uzak davranıyordum. Bu benim bir şekilde kendimi koruma iç güdümdü. Sevgiye dair gözler yoksa kalpte sevgi de yoktur. Bana göre böyleydi. Hayatımda aldığım darbeleri de bu tarz insanlardan almıştım. O yüzden ona çekinerek yaklaşmam veya uzak durmam tamamen bir koruma iç güdüsüydü. Kasıtlı olarak Aybora 'dan nefret etmem gerektiğine şartlamamıştım kendimi.
-Öncelikle bunlar sana kasıtlı yaptığım durumlar değil. Ve farkında bile değilim bu davranışlarımın. Herkese davrandığım gibi sana da davranmaya çalışıyorum fakat sen dersleri uyuyarak,uyanık zamanlarını da arka sıramızda oturan boş insanlarla geçirdiğin için ve sana karşı önyargılarımdan dolayı böyle bir davranış sergilemiş olabilirim. Galiba eylülden beri içinde tutuyorsun bu durumu.
-A:Evet tutuyorum çünkü değişirsin diye bekliyorum ama nafile. Her gün aynısın soğuk ve kırıcı.
-Peki ben böyleysem neden hiç yanımdan kalkmayı başkası ile oturmayı düşünmedin?
-A:Çünkü seninle samimi olmak istiyorum.
-Neden?
-A:Bilmiyorum. Sende beni sana çeken bir şeyler var. Belki de ortak acılar. Ama seninle iki iyi dost olacağımızı düşünüyorum.
Ona böyle düşündüren şey ne çok merak ettim doğrusu. Ona olan davranışlarımdan sonra keza birisi bana böyle davransa ben yüzünü dahi görmek istemem ama o benimle yakın olmak istiyor. Ya başına dert arıyor ya da gerçekten istiyor.
-Eğer benimle samimi olmak istiyorsan önce en ufak durumda tavır almak yerine konuşmayı seçmelisin. Sonuçta insanız ve halen zihin okuyamıyoruz. Sorunların üzerine gitmek yerine kaçmak beş yaşında terk etmemiz gereken bir davranış.
-A:Bir şey sorabilir miyim?
-Tabii.
-A: Her zaman iğneleyici laflar kullanarak mı konuşursun?
-Genelde evet öyle bir mizacım olduğunu söylerler. Bu da benim huyum işte. Değiştirmeyeceğim. İster iğneleyici konuşuyor de ister kırıcı isyer dobra. Nitelendirmek sana kalmış.
-A:Fazla dobra demek istiyorum.
-Sen bilirsin.
-A:Ee bunu mu soracaktın sadece?
-Evet çünkü gereksiz uzayan bir konuydu benim için. Basit bir mevzuyu böyle dallanıp budaklandırmak istemedim. Son kez söylüyorum istersen yanıma oturabilirsin. Benim için sakıncası yok.
-A:Yarın oturacağım. Sensiz oturmak sıkıcı zaten.
-Tahmin edebiliyorum.
-A:Peki madem.
-Yarın görüşürüz.
-A:Hoşçakal.
Böylece bitti sohbetimiz. Ama aklımda bir sürü soru kalmıştı. Ortak acılar derken neyden bahsediyordu? Hakkımda ne biliyor veya ne duymuştu? Ben onun hakkında hiçbir şey bilmezken.

 Bazı AşklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin