Günaydın

9 4 0
                                    

Sabah oldu. Hayat enerjisiyle doluymuşçasına hazırlandım. Makyajımı yaptım. En sevdiğim kıyafetimi giydim. Ve okula gitmek için evden çıktım. Minibüse bindim cam kenarına geçtim ve kulaklığımı taktım. Eve döndüğümde okul servisine yazılma kararımı aileme söylemeyi kendime hatırlattım. Normalde minibüs severim ama havalar soğudukça gidişler ve dönüşler zorlaşıyor. Kulağımda İnsan İnsan çalışıyordu. "İnsan nedir şimdi bildim." Okula geldim. İlk defa gerçekten erken gelmiştim. Sınıfta iki üç kişi vardı sadece. Sırama geçtim kitaplarımı açtım ve biraz sosyal medyada gezinmeye başladım. Bir süre sonra Yasemin geldi.
-Y:Selam beybi naberr?
-Selam canım iyi senden naber?
-Y:İyi benden de. Dün Buse ile hiç konuştun mu?
-Yok neden ki?
-Y:O biraz bozulmuş sanırım.
-İyi de neye? Ben hiçbir şey yapmadım ki. Her arkadaşın yaptığı gibi başımdan geçen bir durumu size aktardım. Kötü mü yaptım?
-Y:Hayır tabi de biliyorsun onun için hassas bir konu.
-Evet ama..
-A:Oo kızlar ne kaynatıyorsunuz bakalım?
-Günaydın. Hiç öylesine konuşuyorduk.
-Y:Evet öylesine sohbet ediyorduk günaydın.
-A:Pek öyle gelmedi ama günaydın.
-Öyle öyle merak etme.
-Y:Neyse sonra konuşuruz bu konuyu sende canını sıkma.
-Yok vallahi hiç sıkmıyorum. Yaptığım bir şey yok sonuçta.
-A:Baya bir şey konuşmuyormuşsunuz ya.
-Evet.
-Y:Buse günaydınn.
-B:Günaydın.
-Günaydın.
-B:Sana da günaydın Mehir.
-Bizim kız baya darılmış baksana.
-Y:Hemde baya.
-A:Neler olduğunu anlatacak mısınız?
-Y:Mehir sana anlatır. Ben bir Buseye bakayım.
-Tamam canım.
-A:Artık anlatacak mısın yoksa çatlayayım mı?
-Tamam tamam çatlama anlatıyorum. Dün barıştığımızı buseye söyledim o da benim senin için önemli olduğumu düşünüp bozuldu. Yani benim yaptığım bir şey yok. Kendi yazdı kendi oynadı anlayacağın.
-A:Anladım. Sen bir şey yapmamışsın dediğin gibi. Bu arada sana bir şey vermem lazım.
-Nedir?
Bir adet çikolata uzattı. Hem de en sevdiğimden.
-A:Dün seni kırdığım için özür dilerim. Bu belki beni affetmene yardımcı olur.
-Teşekkür ederim ama seni zaten affetmiştim. Çikolataya hayır diyemem ama.
-A:Ahahaa afiyet olsun. Benimde en sevdiğim çikolata bu.
-Beraber yeriz artık.
Hoca geldi ve ders başladı. Kafam Busede kalmıştı ve ilk tenefüs yanına gidip konuşacaktım. Zil çalana kadar kafamda ne söyleyeceğimi kurdum ve zil çaldı.
-Buse bir dakika gelir misin bir şey konuşmak istiyorum.
-B:Tabi seni dinliyorum.
-Dışarda yürüyelim mi?
-B:Olur tabi.
Bahçeye indik yürümeye başladık ve Buse sadece susuyordu.
-Dün akşam ki durum için senden özür dilemeyeceğim. Çünkü yaptığım hiçbir şey yok.
-B:Emin misin gerçekten olmadığına?
-Evet ne varmış söylesene?
-B:Samimi oluyorsun samimi olmanı istemediğimi bildiğin halde. Sınıfta bir tek senle konuşuyor birde arka sıradakilerle. Arada da bizle. Senin yüzünden.
-Buse saçmalıyorsun farkında mısın? Ben hiçbir şey yapmıyorum. Hatta ona daha soğuk davranıyorum. Ama o beni samimi buluyor ve konuşuyoruz. Aynı sırada otururken susamayız ya.
-B:Neden telefonla da mesajlaşıyorsunuz peki?
-Sınıf arkadaşıyız. Hiçbir art niyet yok konuşmamızda. İçin rahat olsun ona asla senin düşündüğün bir gözle bakmam.
-B:Sana güveniyorum ama işte ne bileyim kıskanıyorum.
-Bu çok normal ama lütfen beni de kırdığının farkına var. Hiçbir suçum olmadığı halde suçlanmak üzüyor.
-B:Özür dilerim barışalım mı?
-Küsmemiştik ki.
Gülüştük,sarıldık ve barıştık. Sınıfa çıktık. Derse girdik. Dersler su gibi aktı ve ben halen ikimizin defterine de yazıyordum. Ama kafam Buseye dalmıştı. Acaba ne yapmıştım onu kıskandıracak. Çünkü kendimi biliyordum ama Ayboradan da bir adım görmemiştim ki bu konuda. Hep ismimle hitap ediyordu. Ama bilmiyorum. Derin derin düşünürken zil çaldığını ve öğle arası olduğunu fark etmemiştim.
-A:Heyy zil çaldı duymadın mı hadi yemek yiyelim.
-Ben pek bir şey yemek istemiyorum. Yani canım istemiyor. Sen geç ye istersen.
-A:Ne oldu paran yoksa bu sefer benden olsun hadi kalk.
-Yok hayır param var teşekkür ederim. Sadece yemek istemiyorum.
-A:Olmaz öyle hadi kalk. Yemek yemeye gidiyoruz.
-Tamam sana eşlik ederim ama gerçekten istemiyorum.
Beraber aşağı indik. O yemek alırken bende her zaman ki yerimize geçtim. Elinde iki tane ayvalık tostla geldi. Ve birini bana uzattı.
-Sana yemek istemediğimi söylemiştim. Neden aldın, gerçekten istemiyorum.
-A:Aç duramazsın. Sen beni aç bırakmamıştın. Şimdi sıra bende. Hadi al ye.
-Çok inatsın.
-A:Ahaha öyleyimdir.
-Teşekkür ederim.
-A:Rica ederim. Şimdi anlat bakalım ne oldu böyle iştahını kaçıracak kadar ailevi sorunlar mı?
-Yok hayır. Sadece Buseyle biraz tartıştık. Ya tam tartışma da denmez ama bilmeyerek onu kırıyorum.
-A:Bilmeyerek yapıyorsan kırmak sayılmaz ki.
-Ama kırılıyor. Elimden de bir şey gelmiyor. Şu hayatta hep arkadaşlarıma öncelik verdim ve onları kırmak beni çok üzüyor.
-A:Elimden gelen bir şey var mı? Yapabilirim senin için.
-Hayır teşekkür ederim.
Aslında vardı. Benden uzak dursa sorunlar çözülecekti. Ama bunu ona söyleyemedim. Hem nasıl söylerdim ki. Bu sefer de onun kalbini kırmış olacaktım. Öylece ortada kaldım.

 Bazı AşklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin