Yeni bir gün

14 5 0
                                    

Sabah oldu. Hazırlandım ve okula geçtim. İlk ders geçmişti ve Aybora gelmemişti. Okul açıldığından beri ilk defa gelmemişti ve ben alışmışım onunla ders işlemeye sanki eksik gibi hissediyordum. Defterlerini de getirmediği için hızlıca kendime yazıp boş kalıyordum. Derste çok sıkıldım. Ve onun için endişeleniyordum. Çünkü dün güzel bir gece geçirmemişti. Sorunları vardı. Acaba başına bir şey mi geldi diye düşünürken kapı çaldı. Derse geç kaldığı için özür diledi ve yanıma oturdu. O oturdu ve zil çaldı.
-Geç kaldın.
-A:Evet ya. Gece eve geç gittim uyuya kalmışım sabah kalkamadım.
-Neden geç gittin?
-A:Öyle olması gerekti. Hoca bir şey dedi mi?
-Sadece neden gelmediğini sordu. Ailen bir şey demedi mi geç gitmene?
-A:Yok uyuyorlardı. Ne yazdınız ver yazayım.
-Vereyim de bir dakika elin neden morardı senin iyileşmesi gerekirdi?
-A:Bir şey olmadı.
-Aybora yalan söyleme. Bir şey olmuş eline.
-Y:Hey ne oluyor size neden tartışıyorsunuz?
-A:Tartışmıyoruz ki. Konuşuyoruz.
-Evet sadece konuşuyoruz.
-Y:Pek öyle durmuyor. Ee nasılsınız sınavlara çalışmaya başladınız mı bir hafta kaldı.
-Ben başladım çalışıyorum. Özellikle fizik korkutuyor.
-A:Ben daha başlamadım.
-Y:Sen zaten yazamıyorsun da. Mehir yazmasa ne yapacaktın bilmiyorum.
Dedi ve güldü. Bende ona gülümsedim ama Aybora bundan memnun olmadı kaşlarını çattı ve suratsız bir şekilde eşyalarını yerleştirmeye başladı. Bende Yaseminle dışarda yürümeye başladım. Konu da böylece dağıldı ama ben sadece rafa kaldırdım. Öğrenmek istiyordum başına ne geldiğini. Hava da hafif yağmur çiseliyordu. En sevdiğim hava bu sonbaharda. Zil çaldı ve tekrar sınıfa çıktık. Aybora uyumaya başlamıştı. Artık iyiden iyiye nasıl bir gece geçirdiğini merak eder olmuştum. Öğle arasına kadar uyudu. Öğle arası olunca yemek yemesi için uyandırdım.
-Heyy uyan. Ben yemek almaya gidiyorum sen de gelsene.
-A:Günaydın. Ben yemek yemeyeceğim.
-İyi de neden?
-A:Canım istemiyor Mehir. Zorlamasan mı acaba?
-Hayır yemek yemeden olmaz.
-A:Off. Beni rahat bırakır mısın artık?
-Özür dilerim sana rahatsızlık vermek istemiyordum.
-A:Hayır sana onu demek istemedim. Sadece
-Boşversene ben gidiyorum.
-A:Yanıma para almadım bugün. Bunu söyleyecektim.
-Gerçekten beni bunun için mi kırdın?
-A:Özür dilerim amacım seni kırmak değildi. Sadece bunu sana nasıl söyleceğimi bilemedim.
-Kalk gel benimle. Bugün ben ısmarlıyorum.
-A:Olmaz öyle.
-Of daha fazla uzatmadan gel işte.
-Y:Mehiir. Biz aşağı iniyoruz. Geliyor musun?
-Hayır ben Aybora ile yiyeceğim bugün. Değil mi ?Sen in Buseyle.
-A:Evet.
-Y:Peki siz bilirsiniz. Afiyet olsun.
-Teşekkürler. Aybora hadi kalkk.
-A:Of inatçı kız kalktım.
Beraber aşağı indik. Yemeklerimizi aldık. Her zamanki yerimize geçtik.
-Sabah ki konumuz yarım kalmıştı. Şimdi rahatça anlatabilirsin.
-A:Ben yemek için teşekkür ederim. En kısa zamanda ödeyeceğim borcumu. Sana çok mahçup oldum. Hem defterlerimi yazıyorsun hem de karnımı doyuyorsun.
-Oy oy saçmalamayı bırakıp yemeğini yer misin?Arkadaşız biz.
-A:Teşekkür ederim arkadaşım. İyi ki tanımışım seni.
-Şimdi anlat bakalım eline ne oldu?Neden geç gittin?Neden bu kadar mutsuzsun? Ne oldu dün akşam?
-A:Elimi duvara vurdum. Bir anlık boşluğuma geldi. Zaten ezik de olduğu için morardı hepsi bu. Abartma. Geç gitme sebebim de onlar uyamadan gidip tekrar bir tatsızlık yaşamamaktı. Mutsuzum çünkü ailesi ile sorun yaşayan insanların gözleri parlamaz. Babamla da atıştık işte.
-Anladım ama keşke yapmasaydın. Evet geç gitmeni anlıyorum. Atışmanı anlıyorum. Ama neden kendine zarar veriyorsun ki yani eline ne geçiyor acımıyor mu canın şuan?
-A:Acıyor ama kalbim kadar değil.
-Keşke yaralarını sarabilsem.
-A:Bunu düşünmen bile yeter bana.
-Özür dilerim açıp hatırlattığım ve seni üzdüğüm için ama merak ettim.
-A:Yok üzmedin merak etme.
-Öyle diyorsan.
-A:Paylaşmak hoşuma bile gidiyor. Benimle ilgilenen önemseyen birisi olduğunu görmek güzel.
-Senin yakın arkadaşların da var. Onlar ne diyor bu duruma?
-A:Bahsetmedim onlara.
-Neden?
-A:Bilmem onlara anlatsam anlamazlardı hem biz paylaşmayız böyle şeyleri.
-İyi de siz arkadaşsınız. Birbirinizin sadece iyi gününde mi yanındasınız?
-A:Hayır tabi de. Erkekler içlerini pek açmazlar.
-Sır küpü olarak yaşarlar yani.
-A:Evet biraz öyle denebilir. Rahatladın mı öğrenince?
-Evet biraz ama üzüldüm. Yani içinde yaşamak zorunda kalmak çok zor. Ama bana anlatabilirsin. Ben yanında olurum.
-A:Teşekkür ederim.
-Lafı bile olmaz.
-A:İyi birisin. Karşıma çıktığın için şanslıyım.
-Teşekkür ederim. Artık içeri mi geçsek hava soğudu biraz.
-A:Tabi geçelim.
Onunla konuşmak iyi gelmişti. İyi hissettirmişti. O da mutlu olmuştu. En azından uyumamıştı. Dersi dinlemişti. Ve arada bakışıp, gülüşüp dedikodu yapmıştık. Kim derdi ki bu içinde buz dağı olan adamdan iyi bir arkadaş olacağını.

 Bazı AşklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin