iki

27.7K 1K 25
                                    

Hayatımın hiç bir döneminde karmaşık hissetmemiştim.

Seviliyor muyum diye hiç düşünmedim her şey ortadaydı. Beni sevmemişlerdi belliydi.

Acabalarım olmadı hiç. Bir şey ya vardır ya da yoktur, benim için hiç bir şey yoktu.

Kalabalık olan sahile geldik, konuşmalarını bekliyorum uzun zamandır ama sanki konuşmak zormuş gibi ikiside konuşmuyordu.

"Artık konuşun, sıkıldım."

Ellerimin birleşik bir şekilde kucağımda duruyordu. Oturduğum bankta karşıya bakıyordum ikisine de kafamı çevirmedim.

Babam olduğunu söyleyen adam bana döndü. Yüzüme bakıyordu, hissediyorum.

"Bundan yıllar önce aile düşmanlarımız vardı, dedenden kalan düşmanlıklar. Bizi sevmez, kötülüğümüz için her şeyi yaparlardı."

Derin bir nefes çekti ciğerlerine.

"Annen sana hamile olduğunu söyleyince hepimiz çok sevindik. Her şey mükemmeldi, bir gün cinsiyetini öğrendik. Kız olacağını duyduğumuzda hepimizdeki sevinç kat kat arttı. Abilerin kız kardeşleri olacağı için çok mutluydu. Amcanlar, dedenler aileye kız çocuğu gelecek diye çok mutluydu."

Şaşkınlıkla ona döndüm. Kız çocuğu olduğum için sevindiklerini mi söyledi o?

Gözlerinde gördüğüm parlaklık ile onların akmak icin direnen yaşlar olduğunu fark ettim.

"Nasıl yani kız olduğum için daha çok mu sevindiniz?"

İnanmak istemiyordum. Sırf kız olduğum için dışlanmışken bunları duymak asla iyi gelmedi.

Bana cevaben başını salladı. Gözlerim doldu. Yüzümü avuçları içine aldı.

"Yemin ederim seni çok istedik. Senin için elimden geleni yapmaya hazırdım."

Başımı yavaşça iki yana salladım. Gözlerimden intihar etmek istiyordu yılmışlıklar.

"Sana yemin ederim her şey mükemmel olacaktı, baban her şeyin ile ilgilenecekti."

"Neden, neden olmadı?"

Sesim kısık çıktı. Kendimi güçsüz hissediyorum. Şuan birine sarılsam hıçkıra hıçkıra ağlarım.

Babam olduğunu söyleyen adam beni çok istediğini söylüyordu, benim için her şeyi yapacağını ama ben öyle bir baba ile büyümüştüm ki tam tersiydi.

"Olması gerekenden önce aramıza gelmek istedin. Zorlu bir doğumdu, seni küveze aldılar anneni ise uyuttular. Bir senin bir annenin yanına gidip geliyorduk. İki gün sonra senin dayanamayıp öldüğünü söylediler."

Yan taraftan omzuma atılan kol beni kendine çekti. Bu diğer adamdı. Saçlarımı öpüp kokladı.

"Seni daha önce bulmam gerekiyordu özür dilerim abicim."

Abi mi? Abim mi vardı? Adam az önce abilerin demişti doğru ya.

Abim olan kişi sarılırken babam olan kişi anlatmaya başladı.

"Düşmanlarımız oyun kurmuş. Seni öldü gösterip o aileye vermişler. Bundan iki ay önce eve gelen kağıtla öğrendik yaşadığını. Seni bulmak için çabaladık en sonunda bulduk."

Artık karmakarışıktım. Ne demeliyim ne yapmalıyım bilmiyorum.

"Hava soğuk üşümüşsündür, eve gidelim. Hem annenler evde bekliyorlar seni."

Evlerine gitmeli miyim? Ya beni kandırıyorlarsa? Neden onlara güveneyim? Ya gerçekse? Onlarla aile olabilir miyim?

Ne yapmam gerek. Onlarla gitmezsem kalacak yerim yok. Belki otele giderim ama ne kadar orada kalacağım. Kaybedecek bir şeyim yok en fazla ölürüm. Ufacık bir ihtimal her şeyi yaptırır insana.

"Gidelim ama yarın sabah ilk iş DNA testi yaptıralım, kimseye güvenemem."

Abi olan yüzünü yüzüme hizaladı.

"Güvenmiyorsan neden geliyorsun?"

"Kalacak yerim yok. Kaybedecek bir şeyim de yok en fazla canım var."

Yüzümü avuçları içine aldı.

"Deme öyle, bundan sonra ben varım kimse sana zarar veremez."

İnanmıyorum ama bunu onun bilmesine gerek yok.



Akşın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin