otuz dokuz

5K 328 43
                                    

"Ne yapıyorsun anneciğim, geldiğinden beri odandan çıkmadın?"

"Hiç, ders çalışıyorum. Sınavım var bu sene ve ben çok boşladım."

Annem yanıma gelip arkama geçti. Ellerini omuzlarıma koyup saçlarımı öptü.

"Kendini çok yorma bir tanem. Hadi gel kahve içelim seninle."

Canım istemiyordu ama onu kırmak istemiyordum da. Çalışma masamın sandalyesinden kalkıp annemle birlikte odadan çıktık.

Mutfağa geçip iki kahve yaptık ve orada da salondaki koltuklara rahat bir şekilde yayıldık.

"Babam ve abimler nerede?"

"Evde bir biz kaldık canım. Baban, Alparslan ve Arat'ın işi varmış. Atakan abinde arkadaşlarıyla."

Başımla onaylayıp sıcak kahveden bir yudum aldım. Annemde o sırada gözlerini bana dikmiş inceliyordu.

"Neler oluyor anlat bakalım."

"Anlamadım."

"Bir şeyler olmuş belli, anlat ve rahatla."

Düşündüm, sorun neydi? Belirsizlik olabilir.

"Bir şey yok anne."

Derin bir nefes alıp oturduğu yerden kalktı ve yanıma geldi. Yanıma oturup kollarını bedenime doladı ve kafamı göğsüne yasladı.

"Sorunun olduğunu biliyorum anneciğim, yardımcı olmak istiyorum."

Gözlerim doldu. Saçlarımı okşayıp öptü. Bir süre o şekilde kaldık.

"Belirsizlikleri sevmem."

"Bende sevmem bir tanem ama bazen gereklidir."

"Hayır değil."

Annemin kıkırtısı kulaklarıma doldu. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

"Mardindeyken Barlas'la bir şeyler oldu gibi."

"Gibi?"

Soru dolu gözlerine bakış atıp az önceki halime geri döndüm.

"Açıldık denebilir."

"Ne! Bunu bana nasıl anlatmazsın!"

"Anne sakin ol. Bir şey olmadı zaten. Bir şeyler söyledik, sarıldık sonrası zaten kalabalıktan bir şey olmadı."

"Sonra?"

"Sonrası yok."

Kafamı tutup kaldırdı ve suratıma baktı, asık suratıma.

"Nasıl yok! Konuşmadınız mı hiç?"

"Benden kaçmaya başladığını hissediyorum. Konuşmak için bir adım atmıyor ben konuşmaya çalıştığımda da hep bir şekilde kaçıyor."

Dudaklarım büzüldü. İlk defa böyle şeyler yaşıyordum. İlk defa birinden hoşlandım ve ona açıldım, böyle belirsiz olmamalıydı.

"Belki utanıyordur."

Hiç sanmıyorum.

"Ya da gerçekten işleri oluyordur ve o yüzden gidiyordur."

"Bilmiyorum anne. Tek bildiğim bu durumdan hoşlanmadığım."

Annem bir süre sessiz kaldı aynı şekilde bende sessizdim. Uzun süre ikimizde konuşmadık aklımıza durumla alakalı bir şey gelmiyordu çünkü.

"Şimdi uyuyalım anneciğim, yarın sakin kafayla düşünürüz tekrar olur mu?"

"Olur anne."

Ayaklanmış salondan çıkarken telefonuma bildirim geldi. Elindeyken anında baktım ekrana. Gözlerim istemsiz büyüdü.

"Anne, Barlas mesaj atmış."

"Ne demiş?"

"Müsaitsen konuşalım mı?"

"Ne diyeceksin?"

"Bilmiyorum. Ne demeliyim?"

Annem elimi tuttu. Gülümseyip yanaklarımı öptü.

"Odana çağır. Şimdi evden dışarı çıkma gece gece. Bahçeye çıkarsan da bir anda babanlar gelebilir ve konuşamayabilirsiniz."

"Tamam odaya gidince yazarım o zaman hemen cevap vermeyeceğim."

Annem dediklerime gülüp beni merdivenlere doğru itekledi.

Merdivenleri hızla tırmanıp ışığı yanık olan odama girdim. Biraz dolandıktan sonra çalışma masamın sandalyesine oturup odama çağıran bir mesaj yazdım.

Anında görüp geldiğini belirtti. Bende o sırada görüldü atıp sohbetten çıktım. Telefonu masaya bırakıp heyecanla beklemeye başladım.

Çok değil 3 dakika falan sonra kapım tıklatıldı. Oturduğum yerden kalkıp odamın kapısını açtım.

Siyah pantalonu ve yeşil tişörtü ile önümde duruyordu bense pijamalarımı değiştirmeyi düşünememiştim.

Kapıyı biraz daha aralayıp içeri geçmesi için yol verdim. İçeriye geçince kapıyı kapattım ve arkama döndüm.

Odamın ortasında durmuş bana bakıyordu. Oturması için çalışma masamın sandalyesini gösterdim ve bende ona dönük şekilde yatağıma oturdum.

Bir süre konuya nasıl gireceğini düşündü ve benim beklemekten sıkıldığımı anladığında söze girdi.

"Akşın, bir süredir düşünüyorum ve düşüncelerimi seninle paylaşmak istiyorum."

"Dinliyorum."

Yutkundu. Parmaklarıyla oynamasından gergin olduğu anlaşılıyordu.

"Birbirimize bazı itiraflar yaptık, olmaması gereken itiraflar."

Olmaması gereken? Beynim uyuşmaya başladı ama o sözlerine ekleme yapıyordu.

"Ve bence o anlar hiç yaşanmamış gibi yapmalıyız."

Gözlerimin dolduğunu hissederken hemen toparladım kendimi. Omuzlarımı dikleştirip gözlerinin en içine baktım.

"Neden böyle düşünüyorsun?"

Kafasını eğdi, elini ensesine attı.

"Yıllardır yanında olduğum ailenin kızısın, kendimi kötü hissediyorum."

"Bunda yanlış bir şey yok, sevmek sevilmek suç değil. Ben hislerimin ve söylediklerimin sonuna kadar arkasındayım unutmayı düşünmüyorum ama sen bu kararında netsen saygı duyar ve yoluma bakarım."

Belki saçma şeyler söylemiştim ama kendimi tamamen anlatmak istemiştim. Bu zamana kadar zaten istenmeyen biriydim şimdi neden bunun değişeceğini düşündüysem.

"Ne diyeceğimi bilmiyorum Akşın. Seni seviyorum ama bu yaptığım şerefsizlik gibi geliyor."

"Beni sevmiyorsun, buna inanmıyorum. Sadece hoşuna gittim."

"Seni seviyorum."

Oturduğu yerden kalkmıştı bende ayak uydurup kalktım.

"Eğer sevseydin hiç bir şeyi umursamazdın."

Ellerime uzandı tutmasına izin vermedim. Gözlerime hayalkırıklığıyla baktı.

"Yapma böyle. Seviyorum işte."

"Ne anlamı var beni sevmenin. Saçma bir şeye kendini inandırmışsın ve aramızda olabilecek her şeyi itiyorsun."

Konuşmadı sadece gözlerime baktı.

"Kusura bakma daha hiç bir şey olmadan vazgeçen birisiyle birlikte olamam ben. Ya gel seni seviyorum ve birlikte olmak istiyorum de ya da dön arkanı git ama unutma eğer arkanı dönersen geri gelemezsin."

Akşın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin