kırk altı

4.1K 241 193
                                    

Duyduklarımı kavramam mümkün değil gibiydi.

Neden beni kendilerinden uzaklaştırmak istiyorlar. Sundukları bahane geçerli olamaz.

"Ben kızımdan ayrılmam!"

"Baba, abi saçmalamayın Akşın bizden uzaklaşmamalı."

Atakan abim ve annem babama karşı çıktılar.

Yine istenmeyen ve uzaklaştırılan oldum. İçimdeki her şey paramparça oldu. İnanmıştım. Bu sefer sevildiğime inanmıştım.

Kırgınlıklarım gözlerime yansıdı mı bilmiyorum ama Alparslan abimle göz göze geldiğimizde yüzünün rengi soldu.

"Akşın yanlış anlama bizi abiciğim, senin iyiliğin için. Seni korumak için böyle yapmak zorundayız."

Babama baktım sonra. Gözlerimiz kenetlendi. Nasıl baktım bilmiyorum ama ayağa kalkıp sıkıca sarıldı bana.

"Aklında her ne varsa sil. Seni isteyerek uzaklaştırmıyorum. Kanı bozuk bir herif bizi seninle tehdit ediyor. Önemli olan sensin. Aklının alamayacağı kadar kötü şeyler yapabilir sana."

"Nereye isterseniz giderim. Bunca zaman tek başıma idare ettim bundan sonrada yaparım. Sevildiğimi sanıyordum, yanılmışım."

Başka bir şey söylemeden ve onlarında söylemesine izin vermeden odama çıktım.

Aşağıdan sesler yükseliyordu azıcık çabalasam ne dediklerini net bir şekilde duyardım ama bunu yapmak istemiyordum. Kendi kendime kalıp düşünmek istiyordum sadece.

Odanın köşesinde bulunan boy aynasının karşısına geçtim. Tüm vücudumu inceledim. Saçlarım, gözlerim, ellerim, bacaklarım, her yerimi inceledim.

"Çirkin değildim, biraz zayıfım sadece. neden beni sevmiyorlar. İçim mi kötü acaba? Hayır değil. Elimden geldiğince iyilik yapmaya çalışıyorum. O zaman sorun ne? Neden beni kimse istemiyor?"

Bundan sıkıldım. Alışık olduğum her şey değişti. Yalnızlığa alışıktım bunu bozdular, sevildiğimi hissettirdiler ve şimdi de bırakacaklarını söylüyorlar. Tekrar yalnız kalacağım.

Pes etmek yok, bunuda halledersin Akşın. Kimseye muhtaç değilsin.

Aynadaki yansımama bir kez daha bakmadan büyük bir çanta aramaya başladım.

İstediğim şekilde çanta bulunca dolabımdan bir kaç kıyafet koydum. Çok fazla bir şey almama gerek yok.

odada gözlerimi gezdirip almak istediğim bir şey var mı diye kontrol ettim. Yoktu.

Kapı bir anda açıldı ve annem içeri girdi. Gözleri kan çanağına dönmüştü, yaşlar sürekli akmaya devam ediyordu.

Kollarını bana doladı. Beline sarıldım.

"Kızım! Gitmeni istemiyorum. Halletmeye çalışacağım. Lütfen üzülüp gitme, lütfen. Seni tekrar kaybedemem."

Ağlamaktan gücü kalmamış, sessiz sessiz konuşuyordu. Gözlerim doldu.

İyi kadındı, seviyordu beni. Bende onu seviyorum. İlk defa annem olmuştu ve onunla aramıza mesafe girecekti, tekrar. Kemal bey ve oğulları hiç vazgeçecek gibi durmuyorlardı.

Aşağıda Atakan karşı çıkmıştı ama onlara direnebileceğini sanmıyorum.

Alparslan Bozdağ, ne çok güvenip içimi açmıştım. Gözümde çok farklı bir yerdeydi ama ben onun için öyle değilmişim. Herkes gibi o da sevmedi beni.

Arat peki ona ne demeli. Güya beni çok seviyordu. Yanımda duracaktı. İlk onunla tanıştım, güvendim.

Baba sevgisi görmemiş biri olarak Kemal Bey'in ufacık ilgisine hemen kanmış gibi hissediyorum kendimi. Bana hep mesafeli yaklaştı bunu beni düşündüğü için bana alan tanıdığı için yaptığını sanıyordum ama yanılmışım, yine. Beni düşündüğü için değil beni istemediği için uzak duruyordu.

"Beni gönderecekler, engel olamazsın anne çok kararlılar."

Başını iki yana salladı. Gözlerimin içine baktı.

"Bende gelirim seninle. Seni bırakamam, yeni kavuştuk."

Gözyaşlarım akmaya başladı.

"Anne, beni neden istemiyorlar?"

Omuzlarımdan tutup yatağa oturmamı sağladı. Önümde eğilip ellerimi tuttu.

"Seni istemiyorlar diye düşünme. Hepsi seni seviyor ama korumak için yanlış kararlar alıyorlar."

"Böyle olacaksa beni korumasınlar. Ben yine tek başıma kalmak istemiyorum."

"Kalmayacaksın, izin vermem. Ben hep senin yanında olacağım."

Olaylar olaylar!!
Neler yapıyorum, neler yazıyorum bende bilmiyorum. Sadece yazıyorum işin sonunda bataklığa saplanabilirim.

Akşın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin