yirmi bir

10.7K 509 64
                                    

"Barlas ne zaman çıkarız buradan?"

"Az sonra Alparslan abi gelir."

Şuan nerede miyiz, aslında olaydan sonra cevap basit nezarethanedeyiz. Karşı bölümde Barlas ve yiğit vardı onların yanında o iki çocuk vardı. Bizim yanımızdaki bölümde de kızlar vardı.

Çok konuşuyorlardı neyseki sonunda sustular. Susmaları için polisler tehtit etmişti. İyi yapmışlardı.

İçeriye adım sesleri dolmaya başlayınca herkes demirlere yaklaşmıştı, bende yaklaştım tabi bir tek Barlas rahatça oturmaya devam ediyordu.

Gelenin Alparslan abim olduğunu görünce kocaman gülümsedim. Beni görünce anında önümde durdu.

"Güzelim iyi misin?"

"Mükemmelim. Seni bekliyorduk bizde."

Gözleri arkamda duran Beyza'ya kaydı kısaca ona baktı sonra diğerlerine de baktı.

En son başında bekleyen memur beye dönünce bizim olduğumuz yerlerin kilitleri açıldı.

Demir parmaklıkların ardından çıkınca abime sarıldım. O da kısa bir süre kollarini bana dolayıp geri çekildi. Kızmış gibi duruyordu. İstemsiz yüzüm asılıp başım eğildi.

Ben, Beyza, Barlas, Yiğit ve abim olduğumuz yerden ayrılıp amirin odasına girdik. Abim amir ile el sıkışıp koltuğa oturdu. Bizde karşılarında ayakta bekliyorduk.

"İki tarafta birbirini suçluyor. Büyük ihtimalle karşı taraf şikayetçi olacak bu yüzden şikayet olmaması için onları ikna etmeniz gerek."

"Onu hallederiz, şimdi gidebilir miyiz?"

"Karşı tarafın ailesi şimdi gelir, onları bekleyin ve buradayken halledin derim."

Abim başıyla onayladı amiri. Yaklaşık iki dakika sonra kolidordan sesler yükselmeye başladı. Tam olarak anlaşılmıyordu ne söyledikleri.

Bir anda odanın kapısı açıldı ve içeri anne ve babam yaşlarında bir kadın ve adam girdi, peşlerinden de bir polis memuru.

"Amirim sizinle görüşmek istediler tutamadım."

Amir baş hareketi yapınca memur odadan çıktı.

"Buyrun?"

"Kızımız kavgaya karışmış. Büşra Soylu. Bir yanlışlık olmuştur bizim kızımız yapmaz öyle şey."

"Sizi anlıyorum hanımefendi ama olan olmuş ne kadar inanmak istemeseniz de kavganın merkezinde kızınız varmış."

"Yalan söylüyorlardır memur bey."

Adam kızının ne mal olduğunu bilmiyor demekki, yazık.

"Kimse yalan söylemiyor kızınız karışmaması gereken yerlere burnunu sokuyor."

Herkesin bakışları Yiğit'e döndü. Gözlerimi abime çevirdim. Büyük ihtimalle ona baktığımı fark etmişti ama gözleri Yiğit ve o adam arasında gidip geliyordu.

"Demek sizsiniz karşı taraf."

"Sizi şikayet edeceğiz, mahkemelerde sürüneceksiniz!"

Kadın ve adam gerçekten çok uyumlular birbirlerinin cümlelerini devam ettiriyorlardı.

"Asıl biz sizi süründüreceğiz!"

Yiğit asla geri adım atmıyordu. Adam tam Yiğit'in üzerine yürüyecekti ki abim araya girdi.

"Çekil aradan!"

"O çocuklara karşı tek hamle yaparsan sadece seni değil yedi ceddini dünyadan silerim."

Oha, abim aşırı korkutucuydu. Kimse normal ses tonuyla konuşurken bu kadar korkutucu olamazdı.

Adam abimin ciddiyetinin farkında olunca erkekliğinden ödün vermemek için çenesini dikleştirip arkasına döndü. O sırada odanın kapısı çaldı.

Komiser amcanın git komutuyla içeriye çok güzel bir kadın girdi.

"Merhaba avukat Mizgin Yılmaz ben, Beyza'nın ablasıyım."

Oha bu kadın çok iyi, gözlerimi kısıp daha iyi inceledim onu sonra gözlerim abime döndü. Eheheheh ship!

Abim asla kadına bakmamıştı kadında sadece içeride kim var kim yok kontrol etmek için ona bakmış sonra gözlerini çekmişti.

"Hoşgeldiniz, diğer aileler de gelince konu konuşulup halledilecek. Buyurun oturun."

Komiser amca eliyle koltuğu gösterince kadın Beyza ile göz teması kurarak gösterilen yer oturdu. Göz temasıyla Beyza'yı sakinleştirmek istediği apaçık ortadaydı.

"Buşra'yı buraya çağırın komiser bey."

Memur amca masanın üzerinde olan telefona uzanıp bir tuşa bastı.

"Necip gençleri odama getir."

Karşı taraftan cevap beklemeden telefonu geri yerine yerleştirdi. Aradan geçen üç dakika sonra hem kavga ettiklerimiz hemde aileler geldi.

"Biz şikayetçiyiz!"

Karşı taraftaki çocuk konuşunca Yiğit beklemeden cevap verdi.

"Asıl biz şikayetçiyiz. Tamamen biz haklıyız."

"Nasıl siz haklısınız! Şu kız kafama kitapla vurdu!"

Şu derken Beyza'yı işaret etmişti.

"Hak ettin."

"Komiser amcacığım olayı anlatabilir miyim."

"Anlat evladım."

Onayı alan Yiğit başladı konuşmaya.

"Şimdi biz üçümüz Barlas'ı bekliyorduk Akşın'ı almaya gelecek diye. Kız tek başına beklesin istemedik. Kendi hâlimizde sohbet ederken şu dörtlü geldi hatta yanlarında biri daha vardı ama Allah var o hiç bir şey yapmadı zaten hiç bulaşmadan ortadan kaybolmuş."

Doğru birisi daha vardı, kaşla göz arasında kaçmış gitmiş.

"Sonra şu iki kız Beyza ve Akşın'a laf atmaya başladılar. Akşın da bunlara ağzının payını verdi. Sonra şu kırmızı ceketli olan Akşın'ın üzerine yürüdü."

"Ne!"

Alparslan abim ayaklandı.

"Ne demek Akşın'ın üzerine yürüdü!"

Abim çocuğa doğru giderken bir olay daha çıkmasın diye hızla yanına gidip elini tuttum.

"Abi sakin olur musun? Hem sorun yok Barlas zamanında geldi."

Derin nefes alıp amire döndü abim.

"Yapmanız gerekeni biliyorsunuz bu işin peşini bırakmıyorum."

Sonrasında Barlas'a bakış atıp beni kolunun altına alıp odadan çıktı. Anladığım kadarıyla Barlas'ta arkamızdan geliyordu.

Karakter kilidi açıldı

Mizgin Yılmaz

Mizgin Yılmaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Akşın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin