yirmi sekiz

7.7K 475 15
                                    

"Kızım, hadi kalk okul saatin geliyor."

Yorganıma biraz daha sarıldım.

"Gitmek istemiyorum."

Leyla hanım yanıma oturup saçlarımı okşadı.

"İyi misin bir tanem, dün de kötü gibiydin?"

Uykumun açılması ile doğrulup yatak başlığına sırtımı yasladım. Leyla hanım eli kucağımdayken iki elimle elini tuttum.

"Anne, gitmek istemiyorum."

Uzun bir süre cevap alamadım, başımı kaldırıp Leyla hanıma baktığımda yaşlı gözlerini gördüm.

"Ne oldu, bir şey mi yaptım?"

"Annenim değil mi? Anne dedin. Anneyim ben."

Elleri ile yüzünü gizleyip hıçkırarak gözyaşı dökmeye başlayınca dayanamayıp kollarımı vücuduna sardım.

"Annemsin."

Bir süre orada öylece kalıp ağlaştıktan sonra kahvaltıya indik. Herkes oturmuş bizi bekliyordu.

Annem, babamın çaprazında olan yerine oturunca babam gözlerinin kızarıklığını fark etti.

"Can parçam, neden ağladın?"

Abimlerinde bakışları anneme dönerken annem sakince tebessüm etti.

"Bir şey yok, sadece anne kız biraz duygusallaştık, değil mi kızım?"

Kemal beye dönüp gülümsedim.

"Evet baba, kadınların yaşadığı duygusal anlardan biri sadece."

Babamın gözleri büyüdü ve olduğu yerde kaldı. Hiç bir tepki vermiyordu. Bu beni korkuturken yerimden kalktım ve yanına gittim.

"Baba? Baba iyi misin?"

Omuzlarına elimi koyduğumda bir anda kollarını belime sardı ve ayağa kalktı. Beni kucağına alıp sarılan güçlü bir babam vardı.

"Babasının prensesi!"

Herkes bize bakarken bizim tek odağımız kendimizdik. Bir kızın babasının olması güzel bir hismiş.

Her an beni destekleyip her olumsuz şeyden beni koruyacak babamın olması inanılmaz bir şey. Anca rüyamda böyle bir babam olur diyordum ama gerçek oldu.

Ben bir babanın her zaman korkutucu olduğunu düşünerek büyüdüm, her annenin kız çocuklarına karşı sorumsuz olduğunu düşünerek büyüdüm, kız kardeşin kardeşten sayılmadığını düşünerek büyüdüm. Ben gerçekten kötü büyümüşüm ama bunları geride bırakabileceğim bir ailem vardı artık.

Gözlerim dolu dolu gülümserken Atakan abim fark etmiş gibi konuşmaya başladı. Duygulu ortamı yok etmek istiyordu.

"Biz baba diyince hiç böyle tepki vermiyorsun ama babacığım aşk olsun."

"Üç davardan sonra bir prenses baba dese sende böyle olursun."

"Kemal!"

Annem uyarıcı bakışlarını babama gönderince babam çocuk gibi omuzlarını salladı.

"Haksız değilim."

Annemin uyarıları ile kahvaltıya geri dönüp güzelce karnımızı doyurduk.

Güne ne kadar güzel başlasam da yaşanılanlar hâlâ aklımdaydı. Kimseye belli etmemiştim olanları, okuldan erken çıkmamı biliyorlardı ama onlara da bahane üretmiştim. Başım ağrıyordu.

Gerçekten ağrıyordu aslında ve bende bunun arkasına saklandım. Barlas çok sorguladı dün neler olduğunu ama ona da bir şey anlatmadım. Onun dışında beni götürdüğü yer çok güzeldi.

Dağ tarzı bir yerdi en tepede çınar ağacı vardı ve ağacın altında bir bank vardı, bankın dönük olduğu tepede de çiçekler vardı. Gerçi kış olduğu için çok fazla bir sey yoktu ama böyleyken bile o kadar güzeldi ki yazın nasıl olur hayal bile edemem.

Bir süre ağacın altındaki bankta oturduk, tabi ne kadar istemesem de farkında olmadan ağlamaya başladım. Barlas ise sesini çıkartmadan yalnız olmadığımı hissettirdi. Hep yanımdaydı ve bunu ufak temaslarla hissettirdi en sonunda ise dayanamamış olacak ki beni kendine çekti. Göğsünde ağladım bir süre.

Aslında ben bu kadar ağlayan, duygusal birisi değildim. Buraya gelip sevildiğimi hissettiğimden beri aşırı dugusal davranmaya başladım.

"Akşın, benimle gel abiciğim?"

Düşüncelerimi bir anda kesen Alparslan abimin sesi ile sıçradım. Sonrasında ne dediğini algılayıp peşinden ilerlemeye başladım.

Odasına girdiğinde beklemeden bende peşinden gittim. Yatağının karşı tarafında olan oturma grubu vardı, oradaki koltuğa oturdu ve eli ile yanındaki boşluğa iki kere vurdu.

"Gel bakalım abiciğim."

Alparslan abimden hiç çekinmiyordum bu yüzden hemen yanına gittim. Oturduğumda kolunu omzuma atıp beni göğsüne çekti.

"Dün okulda neler oldu? Anlatmama gibi bir şansın yok şimdiden söyleyeyim."

Nasıl haberi oldu ki? Ben kimseye söylememiştim. Barlas mı söyledi acaba? Onadan başka bilen yok.

"Bir şey olmadı ki."

Bana inanmaz, diğerleri gibi yapar. Yeni bulduğum sevgiyi kaybetmek istemiyorum.

"Akşın'ım, güzel kızım benim, zorlama abini hadi söyle ne oldu."

Sen bana böyle seslenirken söylediklerimden sonra ya beni yanında istemezsen ne yaparım o zaman ben. Gözlerim yine sulanmaya başladı.

"Bir şey olmadı ama abi."

"Akşın, sinirlenmek istemiyorum abiciğim o yüzden hemen söyle bende seni üzen sorunu ortadan kaldırayım."

"Abi, söyleyemem. Beni sevmezsin sonra. Ben tekrar yalnız kalmak istemiyorum. "

Artık hıckırarak ağlarken kollarımı sıkıca abime doladım. Saçlarıma çenesini yaslayıp sırtımı okşadı.

"Ne olursa olsun abin yanında kalacak."

"Ben gerçekten hiç bir şey yapmadım, zaten kendime bunu yapamam ki."

Sırtımı okşamaya devam ederken sakinleştiğimi hissediyordum.

"Sakin ol ağlamadan her şeyi anlat bana güzelim."

"Ben önceden sürekli çalıştığım için geceleri doğru düzgün uyuyamazdım gözaltlarım mor mor olurdu. Sakin birisiydim yerimden kalkıp kimseyle uğraşmazdım genelde uyurdum."

Eli sırtımda gezinmeye devam ediyordu.

"Çok sevilmezdim üzerime gelmek için sürekli iftira atıyorlardı. Davranışlarım ve yorgunluktan kaynaklı dış görünüşüm için madde kullandığımı iddia ettiler. Dünde, geçen kavga ettiğimiz kız kantinde herkesin içinde bunu söyledi önceki okulumdan birbirleri söylemiş. Arkadaşım dediklerim bile ona inandılar, bakışlarını gördüm."

Ağlamaya devam ederken abim bana sarılmayı asla bırakmıyordu. Anlatıp rahatlamanın ve çok fazla ağlamanın etkisi ile gözlerim kapandı.









Bölümleri yazarken saçmaladığımı hissediyorum ama bir şekilde yazmaya çalışıyorum. Ne kadar düzeltmeye çalışsam da bu böyle, hatalarım illaki vardır görmezden gelin lütfen

Akşın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin