elli

4.7K 177 56
                                    

Vücudumdaki ağrı uyanmama sebep oldu. Zifiri karanlık nerde olduğumu anlamama hiç yardımcı olmuyordu. Hissettiğim tek şey yerde yattığım oldu, soğuk yerde.

"Hey! Burası neresi? Beni duyan var mı!"

Ufak bir ses bile gelmedi karşılık olarak. Bacaklarımı kendime çekip dizlerime sarıldım. Korkuyordum.

"Baba?"

"Abi?"

"Anne?"

Seslenmeme rağmen kimse ses vermiyordu  ailem yanımda yoktu.

Gözlerimden yaşlar akmaya başlarken etraf aydınlandı bir anda. Karşımda Barlas vardı. İkimizin arasında ise cam bir duvar.

Oturduğum yerden kalkıp cam duvara yaklaştım. Elimi Barlas'a doğru uzattım. Boş gözlerle izliyordu.

"Barlas, korkuyorum. Yardım et, çıkart beni buradan."

Küçük bir tebessüm oldu suratında. Sakin adımlarla cam duvara yaklaştı.

"Biliyor musun Akşın, bu hikayedeki en masum sensin ve cezayı masumlar çeker."

Ne demek istiyordu.

"Barlas anlamıyorum. Lütfen çıkart beni buradan."

Kocaman bir cam fanusun içindeydim. Fanusun üst tarafında borular vardı içeriye bakan.

"Üzgünüm Akşın sana yardım edemem, sana bu saatten sonra kimse yardım edemez."

Gözyaşlarım daha da hızlandı. Neler oluyor kavrayamıyordum. Barlas bir şeyler yapıyordu ama algılayamıyorum.

"Neler olduğunu anlatmamı ister misin? Ya da neden olduğunu bilmeden ölmek mi istersin?"

"Barlas, sevgilim neden böyle yapıyorsun?"

Kahkaha attı. Korkuyorum.

"Hâlâ sevgilim mi diyorsun, komikmiş."

Arkasını dönüp biraz uzaklaştı tabi konuşmaya da başladı bu sürede. Bense gözyaşlarımı siliyordum.

"Bozdağlar seni hiç hak etmedi. Sen çok güzelsin hem kalbin hem yüzün. Bozdağlar ise kötü."

Yüzünü bana döndü. Bense camın hemen dibinde oturuyordum, yorgun düştüm.

"Senin şuan bu durumda olmanın sebebi ise yine Bozdağlar. Bildiğin üzere ailem onlar yüzünden öldü, onlar ise bana bakarak içlerini rahatlattılar. Asıl düşmanlarını evlerinde büyüttüler."

Cama yaklaştı, elini uzattı. Yüzümü sever gibi yaptı.

"Onların canını çok yakacağıma dair yemin ettim. Senin gelmen benim ekmeğime yağ sürdü. Hiç bir suçun yokken silah sende patlayacak."

Uzaklaşıp koltuğa oturdu. Masanın üzerinde duran telefonu eline aldı. Bir kaç tuşa basınca arama sesi duyuldu. Sonra ise babamın sesi.

"Barlas, Akşın'dan haber var mı oğlum?"

Barlas'ın dudağı yukarı doğru kırıldı. Sonra bir şeyler yaptı. Barlas'ın arkasındaki duvara konuşma yansıdı. Ekranda sadece babam vardı ama bir telaş hakimdi bulunduğu yere abimlerin ve annemin sesi geliyordu uzaktan.

"Akşın şuan benimle."

Babamın yüzü güldü.

"Çok şükür! Ben hemen geliyorum oraya konum at bana."

"Konuma gerek yok Akşın size gelecek."

Kamerayı çevirdi ekranda ben gözüküyordum. Babamın bakışları değişti, tebessümü soldu.

Kadraja abimlerde girdi. Herkes şaşkındı. En son annemi gördüm. Beni gördüğü gibi çığlık atarak ağlamaya başladı.

"Ufak bir konuşma yapmak istiyorum sizinle, beni iyi dinleyin."

"Barlas! Seni elime geçirince ölmek işin dua edeceksin! Seni parçalara ayıracağım şerefsiz!"

Alparslan abimin bağırışı o kadar kuvvetliydi ki ne olursa olsun güvende hissettim.

"Abi lütfen, lütfen kurtarın beni."

Tekrar ağlıyordum.

"Baba! Yalvarırım beni buradan alın."

"Ne kadar acıklı. Herneyse bu kadar yeter. Akşın son nefesini burada verirken siz ekran başında çaresizce onu izleyeceksiniz."

Ayağa kalktı telefonu bana yaklaştırdı.

"Siz benim ailemi elimden aldınız, sırf içiniz rahatlasın diye beni yanınıza aldınız. Şimdi intikam vakti. Siz benim ailemi aldınız ben sizin kızınızı alacağım. Sizin suçunuz masum kızınıza kaldı. Tek tuşla işi bitecek. Bir anda değil yavaş yavaş acı çekerek ölecek ve siz sadece izleyeceksiniz."

"Yapma, yapma Barlas!"

"Barlas andım olsun seni yaşatmayacağım!"

Barlas eline uzaktan kumanda gibi bir şey aldı. Yanıma yaklaştı tekrar.

"Ben sana güvenmiştim, seni sevmiştim!"

"Bazen herkese güvenmemek gerekir."

Ailem ekrandan bizi izliyordu ama sesleri gelmiyordu. Barlas seslerini kapattı.

"Bu tuşa bastığım gibi yukarıdan zehirli gazlar fanusun içindeki havaya karışacak. Merak etme hemen ölmeyeceksin. Yavaş yavaş olacak. İnanılmaz bir acı çekeceksin."

"Beni hiç sevmedin mi?"

Yüzünü sertleşti. Gözlerimin içine bomboş baktı.

"Sevmedim."

Sonrasında hemen tuşa bastı. Çok az bir ses geldi kulaklarıma, başımı yukarı kaldırıp borulara baktım.

"Anne, baba sizi çok seviyorum. Abi, abilerim iyiki hayatıma girdiniz."

Ekrana bakarak söyledim bunları. Barlas'a döndüm yüzümü. Kısa bir bakış atıp telefonu bir yere sabitledi sonrada arkasını dönüp gitti.

Gözlerimi sıkıca yumdum. Burun deliklerim yanıyordu, boğazımda acı bir tat vardı. Vücudum hissizleşmeye başlarken bedenim yere yığıldı. Sanki uzuvlarımı koparıyorlarmış gibi bir acı sardı her yerimi.

Gözlerim kapandı. Son gördüğüm görüntü tavan oldu.

Aşık olduğum ilk insan beni öldürüyordu. Hemde hiç pişman olmadan. Bu acılar bana layık görülmüştü.

Küçüklüğümden beri böyle olmuştu neye heves ettiysem elimde patlamıştı. Bir oyuncak isterdim almazlardı, komşular eski oyuncakları verirdi annem sobaya atıp yakardı. Babam yüzüme bakmazdı, abim sevmezdi onun yerine döverdi bende oyun sanardım. Abla olacağım için çok mutlu olmuştum ama kardeşimi bana düşman etmişlerdi.

Yaşadığım her şeyin bir intikam uğruna olduğunu öğrenmiştim sonra. Ailem olmuştu. Babam beni sevdi, annem beni sevdi, abilerim beni sevdi. Arkadaşlarım oldu ilk defa. Aşık oldum sonra. Her şeye rağmen iyi ki.

Şimdi ise bir intikam uğruna ölüyordum. Benim hayatım bu kadarmış. Ben Akşın Bozdağ ne olursa olsun pes etmemiştim ama bu sefer pes ediyorum..

Akşın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin