*1*

6.9K 242 117
                                    

"Sonra o çıktı karşıma, hem de en ihtiyaç duyduğum anda... O, güven duygusuna en muhtaç olduğum anda çekip çıkarıverdi beni..."

Merhabalar :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Merhabalar :)

Az çok beni çözmüşsünüzdür deli gibi hayat hikayelerinden etkilenen biriyim. Çok fazla araştırma yaptım bu hikayeyi doğru bir şekilde yansıtabilmek için ve sadece doğuda değil Türkiye'nin her kesiminde on çocuktan üç, dördünün interseks (çift cinsiyet) olarak doğduğunu öğrendim. Hermafrodit hikayeleri yabancı kurgularımda yazsam da hiç yerli kurgularımda denemedim. Ancak okuduğum birkaç makale beni çok derinden etkiledi ve bu birkaç sene öncesindeydi. Kendimi hazır hissetmem senelerimi alsa da artık yazdıklarımı sizinle de paylaşabilirim. Gör Beni tadında hayatın içinden bir kurgu olacağı için bir çoğunuz seveceksiniz :) Şimdiden keyifli okumalar dilerim...


Beni etkileyen, okuduğum makaleden bir kesit: Kardeşim tedavi için birçok yere gitti. Ben gitmedim, Allah'ın vermediğini bana kul verir mi? Arkadaşlarımın ikisi de tedavi için gitti ama bir şey olmadı. Evlenmeyi ne ile düşüneceğim?

Aliye Ç.





Kağızman'ın taşlı yamaçlarında tozu dumana katan siyah bir at Aras nehrine doğru dörtnala koşturuyordu. Sırtındaki sahibinin yüzü asıktı, gergin hatları atın sırtındaki her hoplayışında biraz daha kasılıyor, kaşları çatılıyordu. Bugün aldığı haberi sindirmesi onun için kolay değildi. Yıllardır alıştırmıştı kendini farklı bir gerçeğe, olmayacak hayale kapılmayı yasaklamıştı kendisine ancak dün gece babasıyla yaptıkları konuşmanın ardından bildiği tüm doğruları yıkılmıştı. Uçsuz bir sahranın ortasında, kavurucu bir güneşin altında çırılçıplak, tamamen savunmasız kalmış gibi hissediyordu. Bu olanları Cahit'le bir an önce konuşması gerekecekti.

"Hov!" dedi, atın yularını kendine doğru çekip, simsiyah Harb'ı şaha kaldırırken. At ön nallarını taşlaşmış toprağa bırakıp sağ ve sol ayaklarını birbirinin peşinden tozlu zemine sürdüğünde sırtındaki sahibi boynunu okşayarak üzerinden indi. Biraz ileride, nehrin kıyısındaki taşa sırtını yaslamış, tozlu şalvarının üzerine, eline aldığı ağaç dalını çarpıp durarak onu izleyen Cahit oturuyordu. Onu görür görmez ayağa kalkarak şalvarındaki sarı kum taneciklerini eliyle silkeledi ve ona doğru yürüyen arkadaşına sarılmak için kollarını açtı.

"Hande, seni görmeyeli uzun zaman oldu. Nasılsan iyimisen?"

Hande, başını olumsuz anlamda salladı. Üzerine giydiği yamalı beyaz gömleğinin uçlarını odun doğramaktan nasırlaşan elleriyle çekiştirdi. Toprağa diktiği bakışlarını kaldırıp çocukluk arkadaşının gözüne bakmaktan utanıyordu.

"Evleniyorum!"

Cahit, duyduğuna şaşırmış olmalıydı. Hande, yüzüne bakmasa da cevabıyla arkadaşının omuzlarının gerildiğini fark etti.

SUEDA / gxg / g!pHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin