༽2

1.2K 111 170
                                    

"Bak, sana benzedi Jean."

Connie'nin yerde bulduğu bir çubukla kumun üzerinde çizdiği at resmini herkese göstermesi üzerine toplu bir kahkaha attınız.

Jean sinirle Connie'nin kafasına bir şaplak attığında dudaklarını birbirine bastırarak gülmemek için zor durdun. Elindeki karpuzun kalan yeşil kısmını çöp poşetine fırlattıktan sonra dirseklerini yerdeki örtüye yaslayıp gözlerini kıstın.

Çok sıcaktı.

Hem hava, hem de Levi'in arkandaki sana olan bakışları.

Ensenden sırtına inen bir ter damlası seni gıdıkladı, tişörtünle silmek için uzandın ama üzerine bir anda Connie uçtu. Evet tam anlamıyla uçtu.

Dirseklerin bükülürken bağırdın ama Connie'nin bedeninin altında sıkışmıştın.

Connie'nin sataşmak için seçtiği kişi sizdiniz anlaşılan.

"Connie!" diye tıslayabildin nefesin kesilirken. Connie'nin gözleri seninkilerle birleşirken sırıttı.
"Naber?"

"Y/n yaşıyor mu?"

"Kalk lan kızın üstünden!"

Üzerinden kalkan ağırlıkla doğrulmaya çalıştın ve nefesini verdin. Mikasa seni kollarından çekerek oturma pozisyonuna davet etti. Ama kendinden geçmiş gibiydin.

"Bence havale geçiriyor? Elli derece havada tişört mü giyilirmiş?" diye sızlandı Ymir.

"Al."
Sasha'nın gözünün önüne soktuğu metal bira kutusuyla kaşlarını çattın.

"İçeyim mi?" diye sordun merakla. Sasha gözlerini devirdi ve bir anda metal kutuyu alnına yapıştırdı.

"Ah! Çok soğuk!" diye inledin ve kutuyu Sasha'nın elinden çektin.

"Güneş dönmeye başladı, deniz girelim hem 7 dakika oldu." dedi Nicollo yanınıza elindeki bira kutusuyla gelirken. Sasha ayağa fırladı ve kollarını Nicollo'nun boynuna doladı.
"Oluuur!"

"Kalk kadın," Ymir Historia'nın bileklerinden tutup zorla kaldırdığında soğuk bira kutusunu alnına bastırmaya devam ettin.

Herkes denize girmek için ayaklanırken sen öylece oturdun.

Arkandan bir mırıldanma duyduğunda derin bir nefes alıp arkana döndün.

"Sen girmeyecek misin?" diye sordun merakla. Levi'in ince kaşları güneşten sana bakmak için çatılmıştı.

"Birilerinin eşyalara bakması gerek. O seçilmiş kişi de benim."

"Ama çevrede kimse yok ki?"

"Git ve denize gir, havale geçiriyorsun velet."

Yutkunarak yavaşça ayağa kalktın. Elindeki bira kutusunu ne yapacağını bilmediğin için bir anda Levi'a uzattın.
Sana anlamsız bakışlar attı.

"Ben içki içmem."

Gergince gülümseyerek, "Şey, ben de pek içmem. Sasha vermişti elimde kaldı." dedin.

Levi soğuk kutuyu elinden almak için uzandı. Bakışların istemeden yeniden onun karın kaslarının kıvrımına kaydı.
"Hadi git, eğlen."

Kafanı salladın ve arkanı döndün. Annie'nin birkaç adım ötenizde olduğunu yeni fark ettiğinde göz bebeklerin küçüldü. Yüzüne güneş ışığı çarparken size sırıtarak bakıyordu.

"Üzerindekini çıkartıp ikizlerini bize göstermeyi ne zaman düşünüyorsun?" dedi sırıtmasının arasından. Ağzının içini dişledin, yanaklarına yeniden kan hücum ederken mümkünmüş gibi daha çok terlediğini hissettin.

𝙗𝙚𝙖𝙘𝙝𝙗𝙤𝙮,  𝘭𝘦𝘷𝘪 𝘢𝘤𝘬𝘦𝘳𝘮𝘢𝘯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin