༽4

1K 98 25
                                    

"Açık büfeden yedikleri jambon ile mi?"

İnanamazcasına Levi'a bakıyorsun. Levi omuz silkip elindeki bardaktan bir yudum daha alıyor.

"Kardeşim ve sevgilisi aç köpekler gibi Connie ve Jean'la açık büfe yediler diyemiyorum tabii."

Gözlerini kısıp dudaklarını birbirine bastırıyorsun. Levi sinirle soluyup dizini sallıyorken içeriden Mikasa'nın kusma sesi gelirken şuan sizin Levi ile karşılıklı oturup kahve içmesi biraz mide bulandırıcıydı.

"Yemeselermiş, mide fesadı geçirmezlerdi." dedi kollarını birbirine bağlayıp. Onun sinirini anlayabiliyorsun, her zaman tatile Maui'ye gelmiyorsunuz sonuçta.

"Of sus artık!"
Mikasa içeriden son kez boğuk bir şekilde bağırdı.

Levi'nin yüzüne bakıp sağ gözünün seğirmesini izledin. Ardından bakışlarını duvara çevirdin, üzerine yine bol tişörtlerinden birini giymiştin bu yüzden tedirgin değildin, en azından Levi'in bakışları seni plajdaki kadar sıcaklatmıyordu.

Yerinde huzursuzca kıpırdanırken Eren elindeki buz dolu kovası ve göz altı morluklarıyla yanınıza geldi. Levi ona ters ters bakınca içini çekip büyük koltuğun en uç köşesine oturdu.

"Hani diyorum, nereden aklınıza geldi de gecenin üçünde açık büfeden jambon yemek aklınıza geldi?" diye sordu Levi burnunu kırıştırarak. Eren acı dolu bakışlarla sana baktı ve inledi.

"Yanımda kusarsan seni öldürürüm," Levi'i daha önce bu kadar ciddi gördüğünü hatırlamıyordun. Ve en son ne zaman bu kadar çok konuştuğunu da.

"Hepsi Connie'nin yüzünden," diyerek buz kocasını salladı, buzlardan tıkırtılı bir ses yükseldi. Levi gözlerini kapatıp elindeki bardağı sertçe masanın üzerine bıraktı. Eren umursamaz bakışlarını sana çevirip omuz silktiğinde, "Mikasa sıra bende hadi!" diye bağırdı.

"Kaybol gözümün önünden." dedi sertçe Levi. Eren inadına kusmuk sesi çıkardığında Levi sertçe ayağa kalktı ve odadan çıktı.

Eren muzip bir şekilde gülümsediğinde, Eren'den pek de farklı görünmeyen Mikasa salona girdi. Eren bunu bekliyormuş gibi hızla ayağa kalkıp lavaboya doğru koşturdu. Mikasa terli alnıyla ve ıslak saçlarıyla sana yorgunca gülümsedi.

"Soktuğumun otelini dava edeceğim," diye mırıldandı.

"Abin de seni kardeşlikten reddedecek," Mikasa dediğin şeye gülümsedi ve omuz silkti. "Sadece ikinizin zehirlenmemesi çok romantik değil mi?" diye sordu imalı bir bakış atarak. Gözlerini devirerek, "Nerede lan jambonlar?" dedin. Ayağa kalktın ve Eren'in kusma sesleri arasından, ikisinin odasından çıktın.

Kendi odana yürürken Levi'in son anda asansörden çıktığını fark ettin ama odanın kapısını aralamıştın bile. İçeriden Sasha'nın boğuk bağırması gelirken yüzünü buruşturdun. Etrafın kusan insanlarla çevriliydi ve bundan şimdiden tiksinmeye başlamıştın.

Google'dan baktığına göre yiyecek zehirlenmelerinin kusmalarına birkaç gün daha dayanmanız gerekiyordu.

Sasha'yı umursamamaya çalışarak üzerini değiştirdin, otelde ücretsiz ve fiyata dahil olan etkinliklere tatil bitmeden gitmek istiyordun, bu biraz gerginliğini atmana da yardımcı olacaktı.

Üzerine rahat bir elbise giydiğinde ayaklarına kolay çıkarılabilen bir sandalet geçirdin, Sasha senin lavabondan çıkıp sana baktığında ona tip tip baktın.

"Tuvalete gitmeni önermem."

"Odamı değiştireceğim, bu iğrenç," diye mırıldandın suratını buruştururken.

𝙗𝙚𝙖𝙘𝙝𝙗𝙤𝙮,  𝘭𝘦𝘷𝘪 𝘢𝘤𝘬𝘦𝘳𝘮𝘢𝘯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin