"Y/n, bardakları getirsene ayaktayken!"
Gözlerini devirerek adımlarını mutfağa yönlendirdin. Mutfağın kapısından içeri girmeden önce içerideki kişiyle adımlarını durdurdun.
"Levi?"O sırada su içen Levi seni görünce, içtiği suyun boğazına kaçmasıyla öksürmeye başladı. Yavaşça mutfaktan içeri girip tezgahın üstündeki tepsiye yaklaştın. Levi elindeki bardağı tezgaha koyup kalçasını dolaba yasladı.
"Selam," dedi kızarmış yanaklarıyla, içinden gidip onun yanaklarını mıncırmak gelse de kendini tuttun.
"Plandan haberin var mı?" diye sordu sen cevap vermeden önce. Üzerinde en az bir düzine bardak olan tepsiye yaklaştın. "Evet, bu çok mantıklı planı kızlarla ayarladık."
Levi dudaklarını birbirine bastırıp mırıldandı, "Beklemezdim."
"Çoğunlukla fikir Mikasa'nın aklından çıktı."
"Tahmin edebiliyorum."
"Y/n, boş zamanın var mı? Konuşmak istiyorum."
Levi'in sana yaklaşmış sesiyle ensendeki tüylerin ürperdiğini hissettin. Sesindeki tını çok farklıydı. İstemeden Maui'deki o geceyi hatırladın, bacaklarının arasında tatlı bir hatıra sızısı hissettiğinde gözlerini kırpıştırdın.
"T-tabii." diye fısıldadın gözlerini tepsiden ayırmayarak. O sırada birkaç adım sesiyle mutfağın kapısının eşiğinde Zeke belirdi. "Y/n, yardım edilecek bir şey var mı?"
Gözleri bir sana bir de Levi'nin arasında gezindi, "Ah."Gözlerini ona çevirdiğinde Levi'nin yerinde rahatsızca kıpırdandığını gördün.
"Şimdi geliyordum, yardım edilecek bir şey yok."Zeke kafasını yavaşça sallayıp oyalanmak istermiş gibi etrafına bakınıp ensesini kaşıdı. Levi senden uzaklaşıp tezgahın üzerindeki su bardağını eline alıp bakışlarını Zeke'den ayırmadan yudumladı. Levi'nin sıcaklığının uzaklaştığını hissettiğinde neredeyse üzgün bakışlarla yeniden bardaklara baktın.
"Neyse, sen gelirsin." diye mırıldanıp yeniden ortadan kayboldu Zeke. Ağırlığını bir ayağından diğerine verip tepsiyi götürmek için adımladın. Levi mutfakta öylece durup ardından bakarken sen salona girip orta sehpahaya tepsiyi koydun. Hange seni görünce kolunun altına aldı, "Bir tek sana kızgın değilim sanırım, şu tipe baksana hayır aslında memelerine hayranlığım yüzünden sana trip atamıyorum."
Hange'nin son kısmı fısıltıyla söylediklerine alışkın olduğun için pek tepki veremedin, bu imalara neredeyse alışmış gibiydin.
"Sasha bu ne?" diye sordu merakla Yelena. Sasha neredeyse şeytani sayılacak bir gülümsemeyle Connie'ye baktı.
"Hmm, şef sırrı." diye sırıttıktan sonra Nicollo'ya baktı. Nicollo kafasını iki yana sallayıp gülmemek için kendini zor tutarken, "Zehirlenmemenizi garanti edemiyorum maalesef."
"Şimdiden bayıldım." dedi Hange daha tadına bakmadan. O an aklından bu planın pek de zor olmayacağını geçirdin, Hange bir şeyleri sorgulamaya çok geç başlıyordu.
"İçinde ne olduğuna dair spoiler istiyorum." dedin merakla, bu gece buradan sağ ayrılmayı düşünüyordun. Nicollo sana doğru eğilip içindeki malzemeleri saymaya başlayınca Sasha onu sansürlemek için çığlık atıp eliyle ağzını kapatmaya çalıştı.
"Cin tonik, biraz beyaz şar- Sasha dur!"Nicollo, Sasha'yı belinden yakalayıp kahkaha atarak koltuğa yavaşça fırlattı. Sasha kahkahalarının arasından, "Kes sesini özelimi açıklayamazsın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙗𝙚𝙖𝙘𝙝𝙗𝙤𝙮, 𝘭𝘦𝘷𝘪 𝘢𝘤𝘬𝘦𝘳𝘮𝘢𝘯
Fanfiction•En yakın arkadaşının soğuk nevale abisi Levi sadece memelere yükselen, röntgenci, libidosu boyundan yüksek biri değildi. Ya da sen öyle sanıyordun. *** •"Bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum, Y/n. Ama seni çok...