༽23

644 58 20
                                    

Uyuyamıyordun. 

Deli gibi yorgun olman gerekiyordu ama yumuşak yatak örtüsünün içinde vücudun karıncalanıyordu. Levi'nin saatler öncesinde uykuya daldığını belli eden düzenli nefes alışverişini dinlerken onun pürüzsüz cildini karanlıkta zorlukla seçebiliyordun.

Yavaş hareketlerle ona sırtını dönüp şifonyerin üzerindeki masa lambasına baktın. Arkandan Levi'nin elleri belini bulup kendine çekip yasladığında irkildin.
"Uyuyamıyor musun?" diye fısıldadı uykulu sesiyle kulağına doğru. Alt dudağını dilinle nemlendirip kafanı salladın.

"Gel buraya."
Seni biraz daha kendisine çekip vücutlarınızı yeniden tamamen birleştirdi. Levi çenesini senin boynunun boşluğuna koyduğunda bu sefer vücudunda karıncalanan yer tam kalbinin olduğu yerdi.

Levi çenenin altına ıslak bir öpücük kondurduğunda vücudun istemsizce kasıldı. Levi'nin sıcak nefesini boynunda hissettin, "Neden uyuyamıyorsun hayatım?" diye sordu usulca. Ona cevap vermedin, zaten ona yaslanmış olan vücudunu biraz daha hareket ettirdiğinde onu hissettin.

"Ne kadar da arsızsın Y/n."

Levi'in sırıtarak söylediği şeyle kendini ona bastırdın. "Biliyor musun sabah olmadan gitmem lazım." diye fısıldadın. 

"Benimle sikişip ortadan kayıp mı olacaksın hayatım? Bunu bana söylememen gerekiyordu. Sabah uyanıp etrafta kıyafetlerimi aradıktan sonra beni sikip attığını düşünecektim." 

Y/n Levi'nin dediği şeyle kıkırdarken Levi'nin nefesi senin çenene çarptı. Gözlerini kapatıp yüzünü ona döndün. Gözlerini geri açtığında onun gözleriyle karşılaştın, "Akşam birinden mi kaçıyordun?"

"Hayır." 

Levi'in sorduğu soruyla saniyesinde cevap verdiğin için yutkundun. Levi hafifçe kaşlarını çatıp karanlıkta yüzünü görebilmek umuduyla gözlerini kıstı. O sırada sen de gergince onun kucağında bekliyordun. 

"Yemek masasında yapamadığımız sohbeti burada yapmak üzereyiz sanırım." 

Birkaç saniye ikiniz de sessiz kaldınız. "Akşam başka biriyle planların mı vardı Y/n?"

Sessiz kalmaya devam ettiğinde Levi seni kendinden uzaklaştırdı ve kolunu uzatıp şifonyerin üzerindeki gece lambasını açtı. İkinizin de yüzü aydınlanırken ışıktan rahatsız olarak gözlerini kıstın. Levi tek dirseğini yastığına bastırıp doğruldu. 

Suçlu bakışlarla ona baktın. "Kim o?" 

"Gereksiz biri."

Levi dalga geçer gibi güldü. "O kişi gereksiz olduğu için şuan kucağımdasın ya." 

Dudaklarına zoraki bir gülümseme yerleştirdin. Levi gülüşünü kesip elini bel boşluğundan yanağına doğru sürükledi. Gülüşün donarken Levi yanağını başparmağıyla nazikçe okşadı.
"Hayatım sorun ne?"

"İğrenç bir insanım."

Levi'in çenesi kasılırken kaşlarını çattı, gözlerini kırpıştırıp ne dediğini idrak etmeye çalıştı.

"Neler oluyor Y/n?" diye sordu. Bu sefer sesi daha otoriterdi. Alt dudağını yalayıp ince yatak örtüsüne baktın ve tırnağınla örtüyü düzelttin. "Öyle işte."

Levi yerinden doğrulup oturur pozisyona geçti. İstemeden onun orantılı vücudunu inceledin.  

"Ne demek öyle işte? Benim dediğim bir şey yüzünden mi? Birisi bir şey mi dedi?"

Gözlerini kırpıştırdın. Levi'nin Mikasa'dan sonra ilk defa bu kadar soğukkanlılığını kaybettiğini görüyordun. Bir an için miden kasıldı, "Hayır birisi bir şey demedi."

𝙗𝙚𝙖𝙘𝙝𝙗𝙤𝙮,  𝘭𝘦𝘷𝘪 𝘢𝘤𝘬𝘦𝘳𝘮𝘢𝘯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin