Lanet olsun. Gözlerini birbirine sıkıca bastırarak yatakta yana yuvarlandın. Yatakta. Yataktaydın. Yüzünü buruştururken ağrıyan kollarını yavaşça yüzüne doğru kaldırdın ve elinle yüzünü sıvazladın.
Her yerin ağrıyordu. Tam anlamıyla her yerin. Gözlerinin tekini açıp etrafa baktın. Büyük yatak odasında tektin, üzerindeki ince çarşafın altına bakıp üzerindekilere baktın. Sadece şort ve askılı bluzun vardı, iç çamaşırlarının varlığını hissetmedin. Ve saçların nemliydi. Ne zaman banyo yapmıştın?
Yatakta doğrulmak için yeniden döndün, acıyla inleyerek kalçanın üzerinde doğrulmaya çalıştın. Yattığın yerden oturur pozisyona geçtiğinde gözlerinin önünde şimşekler çaktığını hissettin.
"Bok gibiyim," diye mırıldandın dişlerini birbirine bastırırken. Gözlerini etrafta gezdirirken zihnine her şey doldu.
"Her şeyi, hatırlıyorum."
Şokla kendi kendine fısıldadın, elin kasıklarına gitti ve ağrıyan yere baskı yaptın. Aynı anda dün akşam Levi'in üzerindeyken ne kadar ihtişamlı göründüğünü düşündün. Kafanı biraz daha çevirdiğinde şifonyerin üzerinde uzun bir bardakta su ve yanında birkaç minik küçük hap vardı.Açıklama yok, not yok.
Küçücük bir kelime yazamayacak kadar üzerine durulmamış ama yine de önemsediğinin küçük bir işareti.
O hapların ne olduğunu kafaya takmayarak yatakta süründün ve bir yudum sudan içtikten sonra hapları ağzına tıktın. Tabii ki filmlerde gördüğün gibi hemen yutamadın, boğazına takılan küçük hapla öksürürken yataktan kalktın ve acıyla kasıklarını tutarken banyoya doğru koştun.
Aniden ayağa kalktığın için miden ağzına gelmişti ve ağzındaki yutamadığın hapları klozetin içine tükürdün. Öksürürken dizlerinin üzerine çöktün ve kusmayı bekledin.
Tuvaletteki işini hallettiğinde aynaya baktın, gerçekten kötü görünüyordun. Bir anlığına kendinin de zehirlendiğini düşündün. Ağzını suyla çalkalayıp dişlerini fırçalarken gözünün önünden dün akşamın kısa introsu geçiyordu.
Kafayı yememek için banyodan çıktın. Bavulunun başına geçtin. Evet, Levi seni giydirmek için uzun bir süre bavulunda savaş çıkarmış gibi görünüyordu. Anlaşılan özel alanına fazla taciz etmek istememişti ama bavulunun içini fazlasıyla dağıtmıştı, kaşlarını çattın. Levi bile kafası iyiyken dağınık biriydi.
Büyük yatak odasına baktın, üzerine normal gündelik kıyafetlerini giyerken süitten nasıl çıkacağını düşündün. Levi Ackerman'a yakalanmadan.
Elini alnına bastırıp yatağın köşesine oturdun, camdan dışarı deniz manzarasına uzun uzun baktın. Telefonunu görmek için etrafa bakındın ama o da ortalıkta yoktu. Yataktan kalkıp kapıya doğru yavaşça yürüdün ve bir ses duyabilmek umuduyla kapıya kulağını yasladın.
Gözlerini kısıp birkaç dakika kapıya yapışık bekledikten sonra Levi'in içeride olsa bile ses çıkarmayacağını aklına getirdin. Pencereye yeniden baktın, camdan mı atlasaydın?
Odada birkaç kez tur atıp kafanda neler olabileceğini tartıp ölçtükten sonra yatağa yeniden oturdun. Bundan sonra ne olabilirdi ki? Belki birbirinizden sonsuza dek kaçardınız belki de tam tersi olurdu. Tam tersi olursa bu gerçekten garip olabilirdi çünkü Mikasa'nın tepkisi de açık uçlu bir soru olurdu.
Bir gece sarhoşken sevişmeniz Levi ile aranda olan garip ilişkiyi nasıl etkileyebilirdi ki? Belki o senin gibi her şeyi hatırlamıyordu. Nefesini düzene sokarak kendini sakinleştirdin. Süitten çıkıp, otelin herhangi bir aktivitesinde akşama kadar duracaktın ve hiçbir şey yaşanmamış gibi kimseye yakalanmayacaktın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙗𝙚𝙖𝙘𝙝𝙗𝙤𝙮, 𝘭𝘦𝘷𝘪 𝘢𝘤𝘬𝘦𝘳𝘮𝘢𝘯
Fanfiction•En yakın arkadaşının soğuk nevale abisi Levi sadece memelere yükselen, röntgenci, libidosu boyundan yüksek biri değildi. Ya da sen öyle sanıyordun. *** •"Bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum, Y/n. Ama seni çok...