Otele geri dönmek için yürürken, güneş batmak üzereydi. Güneşin son, turuncu ışıklarının Levi'in yüzüne yansıması, yıllardır uğraşılmış bir yağlı tablo gibiydi.
Onu dikizlediğini görmemesi için bakışlarını yere çevirdin. Birkaç saat önce kafayı bulduğunda sana bir iltifatta bulunmasını göz ardı edecek miydin?
Sertçe yutkunup sessizce yürümeye devam ettiniz. Otele yaklaştığınızda Connie süs havuzuna yaklaştı ve bacağının tekini aniden fışkıran suya soktu.
"Bana yeni telefon borçlusunuz," Jean ve Nicollo'ya bakarak söylediği şeye güldüm. Jean gözlerini devirip Connie'yi havuzun içine ittirdi. Connie dengesini kaybetmedi.
"Hiç de bile. Denizin içinde hangi gerizekalı twerk atarak selfie çekinir? Dur tahmin edeyim. Baş harfi Connie."
"Ya vlog çekiyordum ne selfiesi ya!"
"Köpekbalıkları kıçımızı kemiriyor oynat bakalım."
"Of dalga geçiyorlar Y/n bir şey söyle."
Kıkırdadın, dudağını yalayıp tek kaşını kaldırdın, "Ben senin annen miyim Connie?"
Connie yanağındaki kızarıklık ile sana baktı ve ayaklarını süs havuzundan çıkardı.
"Keşke olsaydın."Gözlerini kısıp sırıtıyorsun ama yanaklarında hafif allıkların belirdiğine eminsin, Levi'nin gözleri senin üzerinde.
Jean Connie'nin kafasına yeni bir şaplak atarken hep birlikte 10 kişilik asansöre tıkışıyorsunuz.
Odalarınıza ayrılmak üzereyken Mikasa, "Akşam yemeğine geliyorsunuz değil mi?"
"E tabii, sizin yaptığınız sandviçler ve meyveler doyurmadı." dedi Eren. Mikasa Eren'e sert bir bakış attı. Herkes onaylayan mırıldanmalarla odasına çekildiğinde sen de odana girdin ve kapıyı ardından kapatıp sırtını kapıya yasladın.
Nefesini verirken gözlerini kapattın, yaz tatilini arkadaşlarınla Maui'ye gelerek güzel değerlendirmiştin ama Levi yanınızdayken o kadar da rahat değildin.
Gözlerini açıp kapıdan uzaklaştın. Akşam yemeğine yarım saatten az vardı ve açık büfeye kalmamak için hızlıca duş alıp hazırlanmalıydın.
Banyoya girdin ve üzerindeki tişörtle bikinilerinden kurtuldun, ılık suyun altına girdiğinde gözünün önüne Levi'nin sana olan bakışları geldi. Sertçe yutkundun.
Meyveli duş jelini vücuduna dağıtırken arada kafanı uzatıp saate bakmayı da ihmal etmiyordun. Akşam yemeğine son birkaç dakika kala çıktın, denizden geç geldiğiniz için akşam yemeğini kaçırmak üzereydiniz.
Hızlıca kuruldandın, saçını kurutmaya gerek duymadan üzerine yazlık ince bir elbise geçirdin. Saçlarını seni rahatsız etmeyecek bir şekilde topladıktan sonra telefonunu kapıp odandan koşarcasına çıktın.
Koridorun diğer ucunda kendi odasından çıkan Armin sana el salladı. Onun da saçları nemliydi, "Eren'ler inmiş mi haberin var mı?" diye sordu yanına yürürken.
"Bilmiyorum, ben de sana soracaktım." dedin asansörün tuşuna basıp beklerken. Armin parmak arası terliklerinin içini sirkeledi, "Of, hala kum dolu."
Dudaklarını birbirine bastırıp hiç bildirim gelmeyen telefonuna baktın. Kimse odasından çıkmamış mıydı?
Armin ile otelin restoranına yürürken etrafa bakındın, telefonunu açıp herkesin olduğu gruba mesaj attın.
'kalk beache gidiyoruz bitch'
y/n: kimse yok
açık büfe yemek eğlenceli olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙗𝙚𝙖𝙘𝙝𝙗𝙤𝙮, 𝘭𝘦𝘷𝘪 𝘢𝘤𝘬𝘦𝘳𝘮𝘢𝘯
Fanfiction•En yakın arkadaşının soğuk nevale abisi Levi sadece memelere yükselen, röntgenci, libidosu boyundan yüksek biri değildi. Ya da sen öyle sanıyordun. *** •"Bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum, Y/n. Ama seni çok...