17.Bölüm

128 19 19
                                    

Bölüm şarkısı: Mor ve Ötesi-Bir derdim var

“Lan valla artık korkuyorum ben bundan” dedi Nilperi kısık sesle.Serkan yine odasına çekilmişti.Kimseyle pek konuşmak istemiyor,sadece uyumak istiyordu. “Biriniz beni de anlamayı dener mi acaba?Adam bir boşluğa bakıp ‘beni yakalayamayacaksın’ diyor,diğer boşluğa bakıp ‘köpeğim orada’ diyor”

“Ama köpek hayal ürünü değildi ki” dedim hızla kalkarak. “İlk onun yanına gittiğimizde de köpek vardı evinde” Onun şizofren olduğunu asla kabul etmeyecektim. “Evet.Ben de gördüm” dedi Emre de bana dönerek. “Lan ben eskiden mi bahsediyorum?Şu an bu adam tam bir şizofren gibi davranıyor”

“Haklısın.Gibi” dedim vurgulayarak. “Belki de bilerek yapıyordur”

“Ay çıldıracağım” dedi Nilperi sabırsız bir şekilde. “Arkadaşım,siz manyak mısınız?Bana inanın diyen adam niye deliymiş gibi davransın?” İyice sinirlenmeye başlamıştı anlaşılan. “Bizi deniyor olabilir mi?” diye sordu Emre merakla. “Belki de onu bırakıp bırakmayacağımızı test etmek istiyordur”

“Başlayacağım onun testine” dedi Nilperi sinirle. “Geceleri uyuyamaz oldum ben,haberiniz var mı acaba?Uykularıma giriyor artık.İnsanım lan ben.Korkabiliyorum”

“Haklısın,Nil.Ben sana haksızsın demiyorum ki” dedi Emre sakin ses tonuyla. “Ne yapalım şimdi?Öylece adamı tımarhaneye mi gönderelim?”

“Hayatta izin vermem” dedim hızla. “Ben Serkan’a inanıyorum.Biz de diğerleri gibi o adama mı inanacağız?Ya ortada bir kurban varsa?Güçlünün yanında olmak kolay zaten”

“Off” dedi Nilperi sıkıntıyla. “Emin olmamız gerek” dedi Emre de düşünceli tavrıyla. “Belki de gerçekten tedaviye ihtiyacı vardır.Onu evde tutarak daha fazla zarar veririz” Bunlar delirmiş olmalıydı. “Kardeşim diyordun hani” dedim öfkeyle. “Kardeşim” dedi Emre gözlerimin içine bakarak sert bir şekilde. “Onun iyiliğini düşünüyorum,Selin.Eğer bizim yanımızda durması ona zarar verecekse bunu istemiyorum.Anladın mı?”

“Kavga mı ediyorsunuz?” Serkan’ın sesini duymanızla üçümüz de o tarafa baktık.Odasından çıkmış bizi izliyordu.Korku dolu gözlerle bize bakıyordu. “Yok lan,ne kavgası?” dedi Emre gülümseyerek. “Niye kavga edelim?”

“Sinirli sinirli bakıyordunuz ama birbirinize” dedi Serkan çekingen bir şekilde. “Yanlış anlamışsın sen” dedim gülümseyerek. “Kavga etmiyorduk” Hafif bir şekilde tebessüm etti. “Sevindim” dedi gülümsemesine devam ederken.

Öyle güzel gülme işte ya

“Sen neden geldin?Bir şey mi oldu?” diye sordu Nilperi merakla. “Odada tek kalınca çok fazla şey düşünüyorum istemsizce.Düşünmek istemedim daha fazla” dedi kısık ses tonuyla. “İyi yapmışsın.Gel otur istersen” dedi Emre sakin bir şekilde.Serkan çekingen bir şekilde gelip yanımızda oturdu. “Serkancığım,sen nerede yaşıyordun eskiden?” diye sordu Nilperi merakla. “Şehir olarak mı?” dedi Serkan merakla. “Evet”

“Trabzonda” Üçümüz de merakla ona bakıyorduk. “Trabzondan İstanbula nasıl geldin peki?” diye sordu Nilperi afallarken. “Bir araba vardı.Çok küçüktüm.Kaçtım evden.Annemin öldüğü gün kaçtım.Bindim arabaya gizlice.Farketmedi bile beni.İstanbula geldiğimizde farketti.Polise verdi beni.Nasıl olduysa babamı bulmuşlar.Babam da geldi beni buldu”

“Annenin mezarı İstanbulda ama,değil mi?” dedi Nilperi emin olmak istercesine. “Evet” dedi Serkan kısık sesle. “Neden Trabzonda değil peki?” diye sordu Nilperi meraklı tavrıyla. “Babam onu öylece getirmiş İstanbula.Beni alıp bir eve götürdü.Annemi de....önüme...” Bir anda gözlerini sıkıca kapattı,elleri titriyordu. “Tamam,anlatma daha fazla” dedim hızla.Onu kötü etkiliyordu bunlar.

“Şerefsize bak” dedi Emre öfkeyle. “Ulan o herif bir elime geçerse var ya...” dedi hızla ayaklanırken. “Peki,nasıl oldu da ruh ve sinir hastalıkları hastanesine kapatıldın?”

“17 yaşımda polise gittim.İhbar etmeye” dedi derin bir nefes vererek. “Anneme yaptıklarını anlattım.Bana yaptıklarını anlattım.Sırtımdaki kemer izlerini gösterdim polise.Açtım herkesin içinde gösterdim.Bir günlüğüne aldılar içeriye.Sadece bir gün” Gözleri dolmuştu. “Sonra bıraktılar.Delil yetersizliği dediler.Sırtımdaki o izlere rağmen,ölmüş ruhuma rağmen delil yetersizliği dediler.Babam herkese annesi öldüğü günden beri böyle,hep beni suçluyor anlamsızca,doktorlara götüreceğim artık demiş”

Bakışları boşlukta dalıp gitmişti. “Oysa doktoru ayağıma getirdi.Nasıl yaptı,ne yaptı hiç bilmiyorum.Aklımı kaybetmiştim o an.Çok fazla dövüp sonra da cam kırıntılarını elime tutuşturmuştu.Odada yalnızdım.Kendimi öldürmek istedim.Ağladım,duvarlara tekme attım.Öfkelendim.Belki de kendimi öldürmem için verdi bunları diye düşündüm.Annemin yanına gitmeyi o kadar çok istiyordum ki.Bileklerimi kestim.Ama meğer o odanın kapısını tam kapatmamış ve kapı aralığından beni izliyormuş.Bir de videoya çekiyormuş tabii” dedi buruk gülümsemesiyle.

Üçümüzün de gözleri dolmuştu. “Doktorlara gösterdi videoyu.Hep böyle dedi.Akıl sağlığı yok,endişeliyim dedi.Oysa akıl sağlımı kaybetmemi o sağlamıştı.Bir de baktım adım çıkmış şizofrene” Gözünden bir damla yaş aktı. “Ben deli değilim” dedi kısık ses tonuyla. “Hangi konuda delirsem de o işkencelerin hiçbirisini kendi kafamda kurmadım” Dolan gözlerini bana çevirdi. “Hayalinde kurduğun bir işkence canını bu kadar çok yakabilir mi insanın?” Uzun kollu kıyafetini bir anda belinden tutup havaya kaldırdı.Gerilemiştik. “Bunlar da mı hayalimin ürünü?Bu sırtımdaki izleri bir tek ben görmüyorum,değil mi?”

Emre eliyle ağzını kapatmıştı gördüğü şeylerle.Sırtında bir tek kemer izleri yoktu.Başka izler de vardı.Bu çocuğun sırtında bilmem kaç tane sigara söndürülmüştü...

KorkakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin