Bölüm şarkısı: Ufuk Beydemir-Ay tenli kadın
Nilperi’yle kafeye gelmiştik.Uzun süredir buraya uğramıyorduk. “Serkan için çok üzülüyorum ya” dedim üzgün çıkan ses tonumla. “Valla ben artık ne hissettiğimi bilmiyorum he.Korkuyor muyum,üzülüyor muyum belli değil” dedi Nilperi derin bir nefes vererek.
“Ya Selin” dedi bir anda bana dönerek. “Sence de garip değil mi?Duvara bakıp babasının orada olduğunu söyledi resmen.Bak ben gerçekten Serkan’a inanmak istiyorum.Ama yaptıkları...Ne bileyim garip”
“Yaşadıklarının etkisi altındadır hâlâ belki de” dedim düşünceli bir şekilde. “Kız bu nasıl etkisinde kalmak?Mezar olayına ne diyeceksin peki?Sence oraya birisi gömülmüş gibi mi duruyordu?Valla ormanlık alanda biri yürüyüş yaptığında farkında olmadan rahmetlinin üzerinden geçip gidecek tır gibi” Derin bir nefes verdim.Kafam çok karışıktı.Ben Serkan’a inanıyordum.
“Merhaba” Duyduğumuz sesle gelen kişiye baktık.Yalın Çetin’i görmemizle doğrulmuştuk. “Bana bir kahve” diyerek masalardan birisinde oturdu. “Burasının size göre bir yer olduğunu hiç sanmıyorum” dedim bir anda.Nilperi şaşkınlıkla bana bakmıştı. “Anlamadım?” dedi Yalın Çetin kaşlarını çatarak. “Siz zengin bir iş adamısınız” dedim gülümseyerek. “Daha gösterişli yerleri seçmeniz gerekmez mi?”
Yalın Çetin hafif bir şekilde tebessüm etti. “Ben gösteriş pek sevmem” dedi sakince. “Nasıl buldunuz burayı?” dedim kaşlarımı çatıp ona yaklaşırken. “Tesadüf sanırım” dedi Yalın Çetin gülümsemesine devam ederken.Kesinlikle tesadüftü.
“Ben hemen yapayım kahvenizi” dedi Nilperi bir anda. “Oğlunuzu arıyormuşsunuz her yerde” dedim gözlerinin içine bakarak.Nilperi öksürük krizine girmişti. “Evet” dedi Yalın Çetin de bana bakarken. “Neden yıllardır peşindesiniz?”
“Oğlum o benim.Öylece bırakamam” dedi Yalın Çetin ters bir şekilde. “Oğlunuz belki de gerçekleri söylüyordur” dedim imalı bir şekilde. “Oğlumun sadece şizofren olduğunu biliyor herkes.Ne söylediğini bilenler sadece doktorlar.Yani onunla ilgilenen doktorlar.Doktor olmadığın belli.Onunla ilgilenmen ise belli değil” dedi hafif tebessüm ederken.
“Oğlunuzun annesi nerede peki?” diye sordum meraklı bir şekilde. “Rahmetli oldu” dedi Yalın Çetin.Bunu söylerken yüzü düşmüştü.Yalandan üzgün taklidi yapıyordu. “Çok mu seviyordunuz onu?” Yalın Çetin gözlerini kapatırken yutkunmuştu. “Çok” dedi kısık ses tonuyla.Sevgi öldürmezdi.Sevgi böyle bir şey değildi.
“Nasıl öldü?” diye sordum normal çıkan ses tonumla. “Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum” dedi Yalın Çetin sert ses tonuyla. “Merak ettim sadece” Derin bir nefes verdi. “Bunu gerçekten bilmek istiyor musun?” dedi gözlerimin içine bakarken.Gerçeği biliyordum.Ama Yalın Çetin’in yalanını duymak istiyordum.Nasıl bir yalan uyduracağını merak ediyordum.Kesin hastalık konularından girecekti.Hastalandı ve öldü.En basit yalan.
“Evet,istiyorum” dedim kesin bir şekilde.O sırada Nilperi elindeki kahve dolu bardakla geliyordu. “Öldürüldü” Nilperi istemsizce titrek bir nefes vermişti arkamdan.Merakla yüzüne bakıyordum.Derin bir nefes verdi. “Oğlum tarafından” dedi cümlenin devamını getirerek.
Ben afallarken bardak kırılma sesi duymuştum.Nilperi’nin elindeki kahve dolu bardak yeri boylamıştı.Bu adam yalan söylüyordu.Serkan annesinin katili olamazdı.Serkan gerçekten şizofren olamazdı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkak
Mystery / Thriller"Offf valla senin yüzünden ben de olmayan aşkın acısını çekiyorum" dedim sinirle Emre'ye dönerken. "Ya oğlum,sen aldatıldıysan benim suçum ne?Kaç gündür yıldım be" dedim isyan edercesine.Ben de insandım neticesinde.Milletin aşk acısından bana ne? "Ç...