Tahminlerinizi alayım! Tabi ki 'Akın' denen şahıs! Ne yazdığını tahmin edebiliyorum... Onu bulamamıştım, e haliyle iddiayı kaybetmiştim. Mesaja tıklayıp, mesajı okuduğumda da yanılmadığımı fark ettim.
''İddiayı kaybettin! Yarın karşına çıkıyorum ve artık 1 hafta dediğimi yapıyorsun. 'Söz ver' demeyeceğim zaten yarışa başlamadan önce söz vermiştin. Sana güveniyorum Pelin'cim!'' Ne cevap vereceğimi bilmediğim için story kısmına girdim. İlk başta 'Akın' denen vatandaşın storyisi vardı. Storyiye tıkladığımda yine aynı şekilde bir çanta fotoğrafı atmıştı ve okulun instagram hesabını etiketlemişti. Bu çanta bana çok tanıdık geliyor ama çıkaramıyorum. Neyse yarın öğrenicez artık kim olduğunu...Off! Storylere bakarken Ceyda'nın serumla beraber olan fotoğrafını gördüm. Storyiye yanıt olarak,
''Geçmiş olsun Ceyda'm...'' yazdım ve gönderdim.
''Kızım!'' sesi gelince telefonu kenara koyup, odadan çıktım.
''Efendim anne?'' Hazırlanıyorlar gibiydi.
''Ya babanın iş yemeği varmış yeni müşterisiyle. Biliyoruz, geç oldu ama biz gitsek 1-2 saate geliriz. Sorun olur mu?'' dediğinde gülümsedim.
''Olmaz olmaz. Siz eğlenmenize bakın'' Gelip yanağımdan öptü babam.
''Dikkat et kendine. Kapıyı açma kimseye'' dediklerinde güldüm.
''Ya çocuk muyum ben?'' Annem soruma karşı ciddileşti ve tek bir kelime söyledi.
''Evet.'' Ben gülerken annemler ayakkabılarını giymişti.
''Görüşürüzz babacım, görüşürüz annecimm'' dedim ve yanaklarından öptüm.
''Görüşürüz, dikkat et'' diyip binadan çıktılar. Kapıyı kilitleyip, odamdan telefonu aldım. Yavaş adımlarla salona gittim. Koltuğa yayılıp, telefonuma bakmaya başladım. Ceyda mesajıma yanıut vermişti.
''Teşekkür ederim...'' Yazmış ve bir mesaj daha atmıştı.
''Pelin konuşmamız yarım kaldı?'' Mesajı gördüğümde sabah kalan konuşmamızı tekrardan merak etmeye başladım.
''Evet. Sen ne diyecektin? Ama bu sefer uzatma. Direkt söyle...'' yazdım ve gönderdim. Göndermemle görmesi bir oldu.
''Tamam...'' dedi ve bekledi. Yani bekledim. Muhtemelen şuan yazıyordu. Merak ediyordum, Akın ile ilgili bu kadar önemli olan şey ne? Yaklaşık 2 dakika sonra telefon titredi, gözlerim hemen mesaja kaydı.
''Pelin biliyorum Akın'dan hoşlanıyorsun...Bunu yüzüme karşı söylemesen de biz seninle kaç yıldır arkadaşız, seni çok iyi tanıyorum. Bakışlarınla, hareketlerinle, 'Akın' ismini duyuncaki heyecanlılığınla her şeyi belli ediyorsun. Seni üzmek istemem ama seni üzecepşne emin olduğum 2 şey var...Ama bunları söylemeden önce şunları söyleyeyim: Ne kadar doğru bilmiyorum sadece duyduklarıma göre böyle. İlk olarak sanırım Akın'ın sevdiği biri varmış. Bizim okuldanmış, 11. sınıflardan. Bizle yaşıt yani o kişi. İnternetten mi ne tanışmışlar? Öyle bir şey. Yani şöyle diyorlar Akın kızı seviyormuş ama kız sevmiyormuş mu ne? İkinci olarak şunu söyleyeceğim...Bu kız muhabbeti yüzünden Akın başına bela alıcak, Akın'ın ailesini biliyorsun. Ellerinden gelse çocuğu sadece özel derslerle okutacaklar. Umarım seni üzmemişimdir, sanmıyorum da neyse...İyi geceler Pelin.'' mesajını okuduğumda kalbimde bir yavaşlama hissettim. Akın birini seviyor ve başı dertte. Ailesinin öğrenmemesi gerek...
ERTESİ GÜN;
Ben hayatımda ilk defa okula gitmek istemedim, bu zamana kadar kendimi hep en çok okulda güvende hissederdim. Arkadaşlarım, öğretmenlerim, sınıfım, sıram, kitaplarım, kalemlerim her şeyim bana güven veriyordu. Ne oldu da bir anda bütün güvenim sarsıldı? Kim yaptı bunu bana? Tabi ki AKIN KESKİN! AKIN KESKİN BENİ MAHVETTİ! Evet siz şuan bunları okurken saçma gelebilir ama öyle değil! Siz birini seviyorsunuz ama o sizi sadece arkadaşı olarak görüyor. Arkadaş? Arkadaş mı!? Ben mi? Ben mi arkadaşım?! PELİN RAY VE AKIN KESKİN ARKADAŞLIĞI! Yok daha neler?!
''Kızım! Hazırsan gel, kahvaltını burada yap bu seferlik?!'' diye bağırıyordu annem. Hiç kalkasım yoktu. Okula gidesim yoktu...Akın'ı göresim yok...
''G-geliyorum anne!'' dedim ve yataktan kalktım. Yavaş adımlarla lavaboya gittim. Elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra odaya geri dönüp, çantamı hazırladım. Çalışma masamda duran suyumdan bir yudum aldıktan sonra üstümü giyindim. Saçımı tarayıp, at kuyruğu yaptıktan sonra odamdan çıktım.
''Günaydın kızım'' diyen babama zoraki gülümsedim ve masaya oturdum.
''Günaydın baba''
Kahvaltımı yaptıktan sonra odaya geri döndüm. Ceketimi giydim, çantamı taktım ve elime telefon ve kulaklığımı alıp odadan geri çıktım.
''Anne ben çıkıyorum''
''Tamam, dikkat et'' derken ben ayakkabımı giymiştim.
''Tamam, görüşürüz'' dedim ve cevap beklemeden, evden çıktım.
Yavaş yavaş yürüyordum. Dediğim gibi okul yakındı zaten. Bundan dolayı hızlı gitsem 5, yavaş yavaş gitsem en fazla 15 dakikamı alıyordu. İlk dersin başlamasına 30 dakika vardı, bundan dolayı boşu boşuna yorulmaya gerek yoktu.
''Pelin dün bir şey yazmadın?'' Sesin geldiği yöne yani Ceyda'ya döndüğümde direkt olarak gözlerime bakıyordu.
''Uykum vardı, uyudum'' dedim düz çıkarmaya çalıştığım sesimle.
''Buna inanmamı beklemiyorsun, değil mi Pelin? Gözlerin kıpkırmızı, eski neşen yok. Lütfen o mesajı okuduktan sonra ne düşündün bunu söyle...'' dediğinde derin bir nefes aldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bul Beni (TAMAMLANDI)
Roman d'amourİnternetten tanıştığı birini hayatına dahil mi edecekti? Yoksa önceden hayatında olan biri tekrardan ama bu sefer daha güçlü bir şekilde mi hayatında yer alacaktı? Yalanlar, iftiralar, itirafların hava da uçuştuğu bu hikaye de sende olmak ister misi...