8.Bölüm

115 26 31
                                    


''Nereye?'' 

''E-eve'' dedim. Kekelememeye çalışıyordum ama istemsizce onu gördüğümde gözlerim doluyordu.

''Okulu asıyorsun yani?'' dediğinde bir şey diyemedim. 'Kendimi iyi hissetmiyorum.' desem kendi ile ilgili bir şey oldu sanardı -ki öyle de.

''Berabere asalım'' dediğinde gözlerim açıldı.

''Y-yok! Annem bekliyor ondan'' dedim yalan uydurmaya çalırşırken. Tek kaşını kaldırarak konuştu.

''Ben bahçeden geliyorum, kimse yok orada Pelin.'' dedi bunalmış bir ses tonuyla.

''Hayır yani şey evde bekliyormuş. İşimiz varmış, 'Gel' dedi.'' dediğimde,

''Bırakmamı ister misin?''

''Y-yok! Teşekkür ederim'' dedim gülümseyerek. İnşAllah anlamazdı bir şey... Çünkü bugünlük yalan kotamı fazlasıyla doldurdum. 

Eve erken gidersem annem bir yığın sorguya tutardı, bundan dolayı yemek yemeye gitmeye karar verdim. Sahilde bildiğim çok güzel bir yer vardı... Hava biraz soğuktu ama idare edebilirim 30 dakika. Sonra geriye 1 buçuk saat kalıyor, 'Ona sonra karar veririm' düşüncesiyle bana doğru gelen taksiyi durdurdum. Bindikten sonra konuştum.

''Sahile'' dediğimde onaylar biçimde kafasını salladı. Yaklaşık yarım saattir adam beni etrafta gezdirip duruyordu. Ne olduğunu anladığımda sakin bir ses tonuyla konuşmaya çalıştım.

''B-beyefendi sahile demiştim...'' dediğimde adam göz ucuyla aynadan bana baktı. Bir 5 saniye baktıktan sonra gözlerini tekrardan yola dikti. İçim tekrardan korku dolmuştu ve bu sefer sınırdaydı.

''B-beyefendi lütfen, lütfen durdurun arabayı!'' dedim sinirli ve korkusuz gözükmeye çalışırken. Sizce oldu mu? Tabi ki hayır! Ah! Ölücem! Kesin! Eğer arabadan inemezsem... Aklıma gelen fikirle hızla kapı kulpunu gizlice tuttum. Ve bir anda açmaya çalıştım, açamadığımı görünce gözlerim dolmaya başlamıştı bile.

''Abi...'' Abi? Ne!? Gerizekalı! Abi ne? Mal mısın kızım? Adam seni kaçırıyor sen adama 'abi' diyorsun! Geri zekalı! Püh sana!

''Sus!'' gelen sesle gözlerim hemen adamın yüzüne kaydı. Merhamet veya vicdan kırıntısı arıyordum ama yoktu! Tabi ki yoktu! İnsan kaçıran birinde merhamet veya vicdan arıyorum! Vallahi beyin yoksulluğu yaşıyorum şu an! Geri zekalı ben! Geri zekalı Pelin!

''L-lütfen bırakın beni...Nereye götürüyorsunuz? Öğrenciyim ben daha! Lütfen...'' dediğimde umursamazca yola bakıyordu. Otobandaydık. Ben nereye gittiğimize dair bir ipucu ararken hiçbir şey bulamıyordum! Nasıl bir yoldu bu! Tabela mabela yok muydu burada! Etrafa bakarken üstünde 'Maltepe' yazan tabela gördüm. Biz baya uzaklaşmışız... Ben nasıl erkenden fark edemedim! Geri zekalı gibi oturmuşum, sahile gitmeyi bekliyorum! Aynı gittiğimiz yerin ismi gibi taksinin şoförü de maldı! Pislik!

Beni kim kurtarabilir!? Berkay? Yok! Ceyda? Yok! Annem? Annem nasıl gelicek! Babam? Babam gelene kadar adam bana ne yapacaksa yapar! Polis? Polisi arasam fark eder ve telefonu elimden alır, bu sefer hiçbir şey yapamam! A-akın! Akın var! Ama o da Anne ve babam gibi... Ne ara gelicek ki? Ayrıca niye gelsin? Gerçi gelir! Hem o benim arkadaşım! Evet arkadaşım o benim! Gelir gelir! Ama önce annemlere yazayım! Polisi falan arasınlar! Sonra Akın'a yazayım! Evet! İki taraftan.

Adam anlamasın diye üzgün ses tonumla konuştum.

''Lütfen bırakın! Nereye götürüyorsunuz beni?'' dedim. BELKİ bırakırdı. Merhamet duygusu vardır illa ki, galiba... Adamdan ses gelmeyince sessizce çantamdan telefonumu çıkardım. Açıktı. Uğraşmayacaktım şimdi. Mesajlar kısmında anneme tıkladım ve hızlıca yazmaya başladım.

''Anne...Özür dilerim, okuldan erken çıktığım için. Ben bir hata yaptım okuldan erken çıktım sonra sahile gitmek için taksiye bindim ama adam...Adam şuan beni kaçırıyor! Maltepe'ye doğru gidiyoruz...Yardım et...'' dedim ve gönderdim. Cidden hayatımda yazdığım en saçma mesajdı ama şuan yapacağım hiçbir şey yok! Umurumda bile değil. Annemden çıktıktan sonra Akın'a girdim.

''Akın yardım et'' yazdım ve gönderdim. Göndermemle görmesi bir oldu. Bu çocuk derste değil mi? 

''Pelin? Ne oldu?'' mesajını gördüğümde kafamı kaldırıp adamı kontrol ettim. Ben ne kadar geri zekalı isem adam da o kadar geri zekalıydı (kimse kusura bakmasın).

''Ben okuldan çıktıktan sonra sahile gitmek için taksiye bindim. Ama adam beni kaçırıyor. Lütfen polisi ara, gel. Bir şey yap! Maltepe'ye doğru gidiyor'' yazdım ve gönderdim.

''Sahil mi? Sen eve gitmeyecek miydin? Tabi ya! Moralin bozuldu diye kaçtın! Tamam! Tamam ben bulucam bir şeyler. Dikkatli ol! Adamın sana yaklaşmasına izin verme! Tamam mı? Sakın!'' mesajını okuduğumda içim de bir güven belirdi. Ona güveniyordum. Akın'a güveniyordum... Telefonu kapatıp, çantama koydum. Adam bir evin önünde yavaşladığında korkum tekrardan arttı. Adam hızlıca kemerini çıkardı ve arabadan indi. Ben etrafa bakınırken kapım açıldı.

''İn'' dediğinde etrafa bakıyordum hala.

''Niye geldik buraya! Bırak beni!'' diye bağırdığımda eğilip, kolum tutucağı sırada çığlığı bastım.

''BIRAK! DOKUNMA BANA! ÇIK! BEN İNEBİLİYORUM, ÇOK ÖNÜMDEN!'' diye bağırdığımda başta afalladığını fark etmiştim. Yes be! Kıps ( göz kırpan emoji)! 

''İn'' diye tekrarladığında hem daha sakindi hem de birkaç adım geri gitmişti. Arabadan yavaşça indim. Etrafa bakındım. Telefonumu açtığımda saate bakmayı unutmuştum. Ama tahminen saat 14.00-15.00 falandır herhalde. 

Bul Beni (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin