Bu, ayetlerden ve hikmetli öğütler barındıran (Kitap’tan) sana okuduklarımızdır. (3/Âl-i İmran 58)
🔖Annemin diyarı
📚Hastane
📖7.Bölüm
Koşarak aşağıya inen İslam'ın ardından bakakaldığım da korkuyor muydum? Hayır, peki üzülüyor muyum? Bilmiyorum.
Şoka girmiş halde dururken adımlarımı hızlandırıp merdivenlerden inmeye başladım. Gördüğüm manzarada annemi kollarına alan Akil Bey kapıya doğru ilerlerken gelen ambulans sesi ile kapıya koşuyorlardı. Tek yaptığım olanları izlemekti.
Annem götürülüyor ve insanlar bana bağırıyordu.
"Senin suçun!!!"
Duyduğum ağlamakla gelen bağırtı sesi ile kolumu tutan Neşe beni silkeliyordu. Acısını beni inciterek göstermek istercesine kolumu hırpalıyordu. Onun gözlerine bakmak bile ürkütücü hal aldığında
"Hepsi senin suçun! Annen senin lanetinden kaçtı ama sen yine geldin ve yine onu mahvettin!"
Çığlık sesleri kolumun acısı kadar acıklı çıkıyordu. Ağlamaktan harap olmuştu fakat Nazan onu tutmuş çekiştiriyordu. Yine mi? Yine ne yaptım? Senin anne dediğin kadın beni bırakıp size annelik yaptı! Yetmedi bir de İslam'ın nişanlısı olarak yem etti!
"Yeter!"
Gözlerimden yaşlar inerken Akil Bey ve annem gitmişti. İslam sinirle kızlara doğru döndüğünde parmak uçlarına kadar titriyordum.
"Bir daha səsinizi belə ucaltmayacaqsınız! O heç bir şəy bilmir, amma siz bilirsiniz. Bununla belə, siz o səsin quruluşunu bilmirsiniz. Özünü yaxşı apar!(Bir daha bu şekilde sesini yükseltmeyeceksin! Onun hiç bir şeyden haberi yok ama senin var. Buna rağmen o sesinin ayarını bilmiyorsun. Kendine gel!)dedi. İslam'ın sinirle bir şeyler söylemesi beni çok germişti. Allah'ım daha ne olabilir dedikçe daha fazlası geliyor! Kızların geri çekilmesi ile ne dediğini anlamaya çalışıyordum. Gözlerim hepsi üzerine giderken bana dönen kızgın gözler "Arabaya geçin ben geliyorum"dedi. Şu an kimseyle tartışmamak adına hızla dolaptan çantamı aldım ve kapıya doğru ilerlemeye başladım.
Kendimi olduğunca sakin kalmaya çabalayarak dışarıya çıktım. Gözlerim havada derince nefes alırken yanımdan geçen Neşe "Ben onunla aynı arabada gitmem yürü Nazan!"dedi. Sanki ben sana ve senin annene çok meraklıyım! Tek isteğim bu ülkeden olabildiğince az bir zahiyatla gitmek ama siz daha beter hale getiriyorsunuz.
"Gidelim" arkamda duyduğum sesle İslam'ı gördüm. Ufak adımlarla peşinden ilerledim. Sadi aracı çalıştırıp bizi bekliyordu. Sanırım Sadi İslam'ın şoförüydü.
"İslam Bey, xəstəxananın qarşısında jurnalistlər var. Sizi arxa girişdə buraxmamı istəyirsiniz?hastanenin önünde gazeteciler var. Sizi arka girişe bırakma mı ister misiniz?"dedi. Ne ister miyiz?
Gözüm İslam'a kaydığında başını salladı. Aramızda duran kahve koyma bölmesi ile aramızda mesafenin olması bu arabanın özel olduğunu gösterdi. Sanırım istemediği kimse ona temas etmiyor ve hatta bunu istemiyordu.
"Zeynep Hanım nasılmış?" Dedim. Merak ediyordum çünkü buraya onun son vasiyeti olarak geldim...ölüm haberini ben buradayken almak zor olur.
İslam başını arkaya yaslayıp derin bir nefes aldı ve "Annenin durumu şu an iyi fakat senden ricam düşüncelerini kendine saklaman"dedi. Düşüncelerimi saklamak öyle mi? Ben yıllardır o düşünceleri içimde biriktirdim. O kızların yerine ben çemkiriyor olmalıydım! Fakat nereden bileceksiniz? Siz benim sadece polyanna masalında güzellik uykusuna yatmış biri olarak gören insanlarsınız!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🔖ANNEMİN DİYARI
SpiritualHayatım tam olarak Azerbaycan'lı annemin tatil için geldiği Türkiye de bin de bir olan ihtimal ile babama aşık olup evlenmesi ile başlamıştı. Sonra bizi terk edip gitmesi ve hasta olması ile gittiğim Bakü de bir milletvekiline hakaretten aldığım boy...