🔖ANNEMİN DİYARI

🔖Annemin Diyarı:Gezi

🔖Annemin Diyarı

🕯️Gezi

📚📒📔📖

Yola düşmüştük. Bizimkilerden izin almış herkesin sağlığından emin olmuş halde yola koyulduğumuzda bizi karşılayan tarihi turistik mekanı hayranlıkla izliyordum.

Geldiğimiz otel yeşillikler arasında kalan otantik duruşu ile bizi hayran bırakan Kungut Otel'di. Tıpkı Karadeniz'e benzeyen yeşil alanı ve ahşap oteli bir nebze olsa kendi ülkemi anımsatmıştı.

"Beğendin mi?"

Arkamda duyduğum sesle transtan çıktım. Çoğu otele giriş yaparken ben durmuş bakıyordum. Fakat içime şimdiden huzur dolmuştu. Gülümseyerek arkamı döndüm ve "Türkiye'yi anımsattı. Ülkemi çok özledim"dedim. İçim cız boz köfte misali cızırdıyordu. Ellerimi cebime koyup 360° etrafımda döndüm. Mis gibi havası ve bizi karşılayan yeri ile sırıtmam devam ediyordu.

İslam omuzuyla omuzuma vurup "Burası artık seninde ülken ve indi sən bura aidsən"dediğinde otuz iki diş gülümseyip ona baktım ve "Ya ben senin Azerbaycan dilinde konuşmana alışamıyorum. Bir daha söylesene!"dediğim de bana sırıtıp yürümeye başladı. Aaa bana cevap vermiyor.

Ben de peşinden yürüyüp "Valla dalga geçmiyorum nolur söyle!"dediğim de beni duymayan adama otele giriş yaparken onu zorlamakla meşguldüm. Gülerek zorlarken içerideki grup bize bakıyordu. Doğru siz de vardınız.

Gülücüğüm utanma ile yer değiştirirken teyzem İslam'a bakıp "Çocuklar oda dağılımı yaptılar. Erkekler kızlar olarak ayrıldık "dediğinde teyzeme baktım. Teyze seni sevdiğimi biliyor muydun? Heyecanla ona bakan gözlerim onu onaylarken aynı heyecanla bana bakan teyzem "Ama ben siz balayındasınız diye aynı odayı istedim. Malum dün bir bugün iki"dedi. Ya teyze gülücüklerimin katilisin.

"Olacaklardan ben sorumlu değilim!"

İslam'ın söylediği bu cümle kafamda dönüp dolaşırken ona baktım. Gayet sakin halde duruyordu. Ya yok desene sen niye böyle duruyorsun? Kaşlarım çatılmış cevap vermesini beklerken İslam hiç oralı olmamıştı.

"Eh o halde eşyaları bırakıp 10dk içerisinde burada olalım"diyen Taner elindeki çantasıyla bir yere doğru gidiyordu. Hatta herkes gidiyordu. O sırada iki adam ve bir kadın bize doğru geldi.

"Salam xoş gəlmisiniz vəgilim! Sizleri torpaglarımızda görməg şərəfdi. Sizin üçün ən yaxşı otağımızı rezerv etmişik. Əgər probleminiz olanda, xidmətinizdəyik"dedi. Evet şu an bir problem var! Biz aynı odada kalamayız.

"Təşəkkür edirik"diyen İslam'a başımı eğip baktım. Sen teşekkür edersin ama ben etmirim! Ya aynı odada kalamayız sen nasıl kabul edersin. Gidip acilen sizle kalayım sonuçta tur falan deyip odamı değiştireyim.

Adamlar eşyaları alıp giderken ben elim belimde karşısına geçtim. Ya sen manyak mısın? Ne demeye bir şey demedin?

"Men etmirim! Men teşekkür etmirim!" Diye onun üzerine yürüğüm vakitte kaşları havalanan adam sırıtarak "Ağzına ne de yakıştı"dediğin de gözlerime bakan kara gözler ışıl ışıldı. Eğleniyorsun değil mi? Hem de şu an çok eğleniyorsun! Gözlerimi dikip sert sert bakarken bu kez o bir adım atıp "Eee Mesme hanım sana olacaklardan sorumlu olmayacağımı söyledim"dedi.

Tam karşımda duran adamın parfümü ciğerlerime dolmaya başladığında az önceki yeşil havanın verdiği oksijen gitmiş yerine ha bu adamın has kokusu sarmıştı.

Kahve gözlerim sinirle çatılmış onu talan ederken yavaşça eğilip benim boyuma geldi. Gözlerim kocaman geri çekilen eşgalimle daha da eğlenen adamın tok sesi kulaklarıma geldi.